Yerli ve yabancı yatırımcıların ilgi odağı haline gelen Manisa’da, ‘Çin Mahallesi’ projesiyle şehrin ekonomik gücünün artması bekleniyor
ŞURA NUR SAVRANOĞLU
Manisa, tarihi ve kültürel zenginliklerinin yanı sıra sanayi alanında attığı güçlü adımlarla da dikkatleri üzerine çekiyor. Ege Bölgesi’nin İzmir’den sonraki ikinci büyük sanayi merkezi olan Manisa, özellikle otomotiv sektörüyle küresel yatırımın merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. 2022 yılı itibarıyla 5 milyar doları aşan ihracat rakamı ve 10 milyar dolara ulaşan dış ticaret hacmiyle Türkiye ekonomisine önemli katkılar sunan Manisa, yerli ve yabancı yatırımcıların ilgi odağı haline gelmiş durumda. Çağdaş sanayileşmenin gerekliliklerini yerine getiren Manisa Organize Sanayi Bölgesi, üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyümesini sürdürüyor ve yeni yatırımlarla sürekli gelişiyor. Manisa’ya yeni yatırımların devreye girmesiyle artı değerin artması beklenirken esnafında bu süreçte kentin ekonomisine önemli katkılar sağlayacağı düşünülüyor. BYD, yatırımıyla birlikte, binlerce Çinli işçinin çalışacağı ‘Çin Mahallesi’ projesinin de Manisa’nın ekonomik gücünü artırarak şehri uluslararası arenada güçlendirmesi bekleniyor. Bu konuyla ilgili TİCARET Gazetesi’ne özel açıklamalarda bulunan Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, bu yeni yatırımların Manisa’ya yüksek katma değer sağlayarak hem yerel hem de ulusal ekonomiye önemli katkılar sunmasının hedeflendiğini belirtti.
“Tüm gözler Manisa’nın üzerine çevrildi”
Başkan Ferdi Zeyrek, Manisa’da kurulacak BYD tesisiyle birlikte oluşacak ekonomik hareketliliğin kente büyük fırsatlar sunacağını vurgulayarak, “BYD’nin Manisa’ya yatırım yapması bizleri oldukça mutlu ediyor ama bu yatırımın Manisa ekonomisine doğrudan katkı sağlaması için önemli adımlar atmamız gerekiyor. Özellikle BYD’de çalışacak Çinli çalışanlar için Manisa’da uygun bir altyapı oluşturmalıyız. Sosyal yaşam alanları, barınma olanakları, nitelikli eğitim kurumları ve sağlık hizmetleri gibi temel ihtiyaçlar karşılanırsa, bu yatırım şehre büyük ekonomik fayda sağlayacak. Aksi halde, geçmişte olduğu gibi BYD’nin beyaz yakalı çalışanları Manisa’da çalışıp kazançlarını başka şehirlerde harcayan bir kitle haline gelebilir. Bu durumu önlemek adına, Çinli çalışanların yaşam tarzlarını, tatil alışkanlıklarını, yemek tercihlerini ve alışveriş alışkanlıklarını analiz eden bir danışmanlık firmasıyla çalışıyoruz. Bu sayede, Manisa’da onlar için uygun bir yaşam ortamı oluşturarak, yatırımın ekonomik etkisini artırmayı hedefliyoruz. BYD’nin Manisa’ya gelişi, yalnızca bu şirketin varlığı ile sınırlı değil. Birçok Çinli yan sanayi firması da Manisa’da yatırım yapma isteğini dile getirdi. Büyüyen ve gelişen Manisa Organize Sanayi Bölgesi’ni nitelikli firmalarla donatmak büyük bir fırsat. Asıl önemli olan, bu firmaların kazançlarının Manisa’da kalmasını sağlamak. Bu noktada üzerimize düşen sorumluluğun farkındayız ve gerekli adımları atmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
“BYD, Manisa’yı lojistik merkez üssü olarak gördü”
BYD’nin Manisa’yı tercih etmesindeki en önemli faktörlerden birinin kenti bir lojistik merkezi olarak görmesi olduğunu belirten Zeyrek, şirketin buradan Çandarlı, Aliağa ve Alsancak Limanı’na ulaşım sağlayacağını vurguladı. Zeyrek, “Lojistik merkezlerimizi ne kadar artırırsak, özellikle Ege Bölgesi başta olmak üzere yeni yatırımcıları da bu bölgeye çekebiliriz. BYD yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde, Manisa’yı bir lojistik üs olarak gördüklerini ifade ettiler. Hem bölgesel hem de ulusal düzeyde bu tür merkezler oluşturduğumuzda, Türkiye batıya açılan stratejik bir yatırım kapısı haline gelecek ve daha fazla yabancı yatırımcıyı çekecektir” diye açıkladı.
“Elektrikli araçlar, yeşil enerji anlayışının vazgeçilmezi”
Bu yatırımların, Türkiye’nin elektrikli araç üretim kapasitesini artırma hedefleri doğrultusunda uluslararası ticaretteki rekabet gücüne sağlayacağı katkıya dair açıklamalarda bulunan Zeyrek, “Çin’den gelecek olan elektrikli araçlarla ilgili ÖTV’lere de zam yapıldı. Artık elektrikli araçların ülkede üretilmesi gerekiyor, ki TOGG da bizim milli markamız ve elektrikli araç üreticisi olarak önemli bir yer tutuyor. Elektrikli araçlar, dünya genelinde temiz enerji ve yeşil enerji anlayışının bir parçası olarak vazgeçilmez bir hale geliyor. Mazotlu ve benzinli araçların emisyon değerlerine baktığımızda, doğamızı ve ülkemizi zehirleyen bir tablo ortaya çıkıyor. Bu yüzden, elektrikli araçlara yapılan yatırımların desteklenmesi gerektiğini ve sayılarının artması gerektiğini düşünüyorum. Ancak burada önemli bir nokta, Avrupa’nın elektrikli araçlara nasıl bakacağı. Çünkü biz, ülke olarak elektrikli araçların sayısının artmasını savunurken, Avrupa hala emisyon oranlarını düzenleyip, mazotlu ve benzinli araçların daha verimli hale gelmesini savunuyor. Bu noktada dünya ekonomisinde bir denge var. Çin, batarya ve elektrikli araç teknolojileri konusunda kendini geliştirdi. Avrupa ise hala benzinli ve akaryakıtlı araç teknolojileri üzerinde yoğunlaşıyor. Bu, aslında bir teknoloji yarışı. Kim galip gelir, bunu zamanla göreceğiz; ama bence elektrikli araçlar galip gelecek” dedi.
“Manisa’yı yeşil şehirler statüsüne kavuşturacağız”
Bu tür yatırımların Manisa’nın sürdürülebilirlik hedeflerine önemli katkılar sağlayacağına inandığını belirten Zeyrek, “Manisa Büyükşehir Belediyesi olarak şu anda karbon ayak izi, yeşil şehirler eylem planı gibi projelerin altyapı hazırlıkları içindeyiz. Elektrikli araçlar da bunun bir parçası olacak. BYD’nin kurulmasıyla birlikte bu sürdürülebilir yeşil kentler eylem planının bir parçası olarak onlarla birlikte hareket edeceğiz. Manisa’mızı hem karbon salınımından hem de yeşil şehirler statüsüne kavuşturacağımıza inanıyorum. Çevresel etkiler açısından, karbon salınımı olmadığı zaman havamız da kirlenmeyecek. Ayrıca, dönüştürülebilir ve yenilenebilir enerji, şu anda dünyanın vazgeçilmez bir noktası. Bütün enerji yatırımları bu alanda yapılıyor ve elektrikli araçlar da bunun bir parçası. Bu sürecin büyük katkı sağlayacağına inanıyorum, ancak bunu yaşayıp görmek gerekiyor” açıklamalarında bulundu.
“İzmir limanları Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı”
Manisa’nın ticaret hacminin genişleyeceğini vurgulayan Zeyrek, mevcut serbest bölge ve lojistik depolama alanlarının BYD için yeterli olmadığını belirtti. Yeni serbest bölgeler ve lojistik alanlar oluşturuldukça kentin bu yatırımlardan daha fazla fayda sağlayacağını ifade eden Zeyrek, sürecin sadece Manisa ile sınırlı düşünülmemesi gerektiğini söyledi. Zeyrek, “Lojistik merkezlerin ve yurt dışına açılan ticaret kapılarının sayısını artırdıkça, bu bölgeler yatırımcılar için daha cazip hale gelecektir. Hollanda ve diğer yabancı televizyon kanalları benimle röportaj yaparken neden Manisa’yı tercih ettiklerini soruyorlar. Çünkü Manisa, artık uluslararası alanda markalaşan bir şehir haline geliyor. Türkiye’nin Avrupa’ya açılan kapısı İzmir limanları ve bu limanları destekleyen en önemli şehir Manisa. Eğer İzmir’deki liman sayısını artırır, doğaya zarar vermeden Çanakkale ve Muğla’ya kadar genişletebilirsek, Avrupa’ya açılan bu kapılar Türkiye’nin dış ticaretteki avantajını güçlendirecek ve lojistik maliyetlerini düşürecektir. Bunu sadece biz değil, yabancı yatırımcılar da görüyor ve bu alanların genişlemesiyle birlikte yeni yatırımların sayısı da artacak” diye anlattı.

“Manisa’nın marka değeri artacak”
Manisa’nın güçlü bir sanayi altyapısına sahip olduğunu vurgulayan Zeyrek, kentin yıllar önce Avrupa’da yatırım yapılabilecek en iyi sanayi bölgelerinden biri olarak seçildiğini hatırlattı. Soma ve Akhisar gibi ilçelerde sanayi yatırımlarını artırmak adına çalışmalar yürütüldüğünü belirten Zeyrek, Bu gelişmenin Manisa’nın marka değerine önemli katkılar sağlayacağını ancak kentin bir başka büyük ölçekli yatırıma yer açacak alanının kalmadığını ifade etti. Zeyrek, “Bu noktada, diğer paydaş şehirlerimize büyük görev düşüyor. Manisa’nın mevcut sanayi kapasitesi dolmuş durumda. Ancak, Türkiye genelinde çok nitelikli organize sanayi bölgeleri bulunuyor. Bu bölgelerin altyapısını güçlendirdikçe, firmalar buralara da yatırım yapmaya yönelecek” dedi.
“Esnafımıza ve Manisa’mıza artı değer olarak dönüşecek”
Manisa’ya yeni yatırımların yapılmasıyla birlikte, yerel esnaf ve küçük işletmelerin ekonomiye katkı sağlama potansiyeliyle ilgili belediye olarak bu işletmeleri destekleyebilmek adına izlenecek yol haritasını açıklayan Zeyrek,”BYD çalışanlarının sosyal hayatlarını şehir içerisine sokabilirsek, esnafla birleştirebilirsek, barınma ihtiyaçlarını otellerimizle karşılayabilirsek veya eğitim alanlarını yeni kongre salonlarımızla karşılayabilirsek, bu esnafımıza ve Manisa’mıza artı değer olarak dönüşecektir. Ancak bu olanakları oluşturamazsak, maalesef kendini Manisa’dan rijitleştirmiş bir fabrikadan öteye gitmeyecektir. Benim de amacım zaten bu alanları oluşturmak” dedi.
“Manisa sanayi ölçeğini artık doldurdu”
Fabrikanın Ege Bölgesi ekonomisine uzun vadeli etkilerini değerlendiren Zeyrek, “BYD’nin gelmesi ile birlikte daha başka firmalar da gelecek mesela Cherry, McDonald’s ile Burger King gibi nitelendirilir. Şimdi BYD bir yere gidiyorsa Cherry’de muhakkak ki gelir. Manisa merkez üzerine baktığınızda Manisa’nın artık sanayi alanını doldurduğunu düşünüyorum. Yani şehirler ölçekli büyümesi gerekiyor ve Manisa merkez sanayi ölçeğini doldurdu. Ege Bölgesi’ndeki diğer organize sanayi bölgelerinde kendilerine yer bulacak. BYD, bu yatırım dalgasının ilk adımı. Fabrika kurulduktan sonra, onu takip eden diğer Çinli firmalar ve yan sanayi kuruluşları da bölgedeki farklı şehirlerde faaliyet göstermeye başlayacak” diye konuştu.
“Manisa’da işsizlik değil, işçi sorunu var”
BYD’nin inşa süreci, Manisa’nın Yunusemre ilçesindeki Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde tüm hızıyla devam ediyor. Kurulacak fabrikanın 5 bin kişiye doğrudan, 20 bin kişiye ise dolaylı istihdam sağlaması bekleniyor. Bu gelişmenin Manisa’daki iş gücü piyasasına etkilerini değerlendiren Zeyrek, şehirde işsizlikten ziyade işçi sorunu olduğunu vurguladı. Zeyrek, söz konusu durumu, “Manisa’da eksi işsizlik söz konusu. Şu anda İzmir ve çevre ilçelerden merkeze işçi taşıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Vestel’in sahibi Ahmet Bey’i ziyaret ettiğimde, işe -750 işçi açığıyla başladıklarını ifade etti. Yani Manisa’da işsizlik değil, işçi açığı var. BYD’nin faaliyete geçmesiyle bu sorun daha da katlanarak artacak ama yeni imar planlarıyla şehrin nüfusunu tarım alanlarına zarar vermeden artırabilirsek, organize sanayi bölgesiyle birlikte bu işgücü açığını karşılayabileceğimizi öngörüyorum. Manisa ve İzmir, siyasal anlamda da birbirine bağlı iki kardeş şehir. İzmir ile Manisa arasına kurulacak bir ring hattı bu noktada büyük önem taşıyor ve bu konuda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Başkan ile aynı görüşü paylaşıyoruz. Bu hat sayesinde İzmir’deki işsiz nüfus ile Manisa’daki işgücü ihtiyacını dengeleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde Menemen ile İzmir, Menemen ile Manisa daha da entegre hale gelecek” ifadeleriyle değerlendirdi.
“Altyapı sağlanmazsa kazançlar çevre şehirlere kayar”
Manisa’nın bu hızlı sanayileşme sürecinde sosyal ve ekonomik dengesinin korunabilmesi adına atılan kritik adımlardan birinin Çin Mahallesi olduğunu belirten Zeyrek, “Çin Mahallesi bu dengenin korunabilmesi açısından en önemli adımlarından biri olacak. Bunun yanı sıra, çalıştıkları bölgelerden nitelikli eğitim kurumları, sağlık alanları, barınma ve sosyal yaşam alanları oluşturursak, kazançlar şehir içinde kalır. Ancak bu altyapıları sağlayamazsak, insanlar kazandıkları parayı çevre şehirlerde harcarlar” dedi. Zeyrek, Çin Mahallesi’nin büyük bir proje olduğunu belirterek, bu tür mahallelerin zamanla daha fazla artacağını ifade etti ve “Çin lokantalarında yemek yemek için İzmir’den gelen misafirlerimiz olacak” açıklamasıyla bu projeyle birlikte Manisa’nın bölgesel bir cazibe merkezi haline geleceğini vurguladı.
“Amaç; Manisa’nın parasının Manisa’da kalması”
Çin Mahallesi’nin kurulmasıyla birlikte Manisa’da önemli bir nüfus artışı yaşanması ön görülürken bu durumun yerel işletmeler, konut sektörü ve kamu hizmetleri üzerindeki ekonomik etkilerini değerlendiren Zeyrek, Çin Mahallesi’nin kurulmasının ana amaçlarından birisinin de kültürel entegrasyon olduğunu açıklayarak bu entegrasyon sayesinde ekonomik hareketliliğin şehir içinde kalmasının hedeflendiğini belirtti. Zeyrek, “Çin Mahallesi’nden kastım, yalnızca Çinlilerin yaşayacağı izole bir bölge değil. Manisa’da kazanılan paranın şehirde kalmasını sağlamak adına Çinlilerin yemek ve alışveriş alışkanlıklarını karşılayabilecekleri bir Çin Sokağı oluşturmayı hedefliyoruz. Çin mutfağı, bizim mutfağımızdan oldukça farklı olduğu için öncelikle yemek kültürlerine hitap edecek bir alan oluşturulacak. Bunun yanı sıra, alışveriş ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir ortam da sağlanacak. Buna paralel olarak, yalnızca Çinlilere değil, Manisa’da faaliyet gösteren Hint, Alman, İtalyan ve diğer Avrupa ülkelerinden gelen firmaların çalışanlarına da hitap eden, farklı dünya mutfaklarını ve alışveriş imkânlarını sunan bir sokak daha planlanıyor. Böylece, Manisa’da çalışan yabancı yatırımcılar ve iş insanları burada kazandıklarını şehirde harcayarak ekonomik katkı sağlayabilecekler. Bu projenin Manisa’nın nüfusunu doğrudan artırması beklenmese de kente ekonomik anlamda büyük bir değer kazandıracağını düşünüyorum. Hedefim, Manisa’ya sadece bir Çin Mahallesi değil, kültürel çeşitliliği destekleyen bir ‘Dünya Mahallesi’ kazandırmak” dedi.

“Manisa yeni kültürlere ev sahipliği yapacak” |
Çin’den gelecek 2 bin 500 işçinin yerleşeceği bir ‘Çin Mahallesi’ kurulmasıyla şehirdeki kültürel çeşitliliğin artırılacağı belirtiliyor. Zeyrek, bu mahalleye dair açıklamalarında, “Çinlilerin kültürü ile şehrin kültürü birbirinden oldukça farklı. Bu tip Çin Mahallesi veya kültür merkezleri, kültürel birleşimle birlikte bence başarılı bir şekilde uyum sağlayacak. Çünkü mesela, bana Çin Mahallesi deyince, ‘Suriye Mahallesi neden yok?’ veya ‘Başka bir mahalle neden yok?’ gibi sorular soruluyor. Çinlilerin kültürü aslında bize çok uzak değil. Sadece entegre olabilmemiz gerekiyor. Ben, entegre olabileceğimize ve bir süre sonra şehrin içinde birçok Çinli’nin alışveriş yaptığını göreceğimize inanıyorum. Manisa, bu süreçte uluslararası bir şehir olma yolunda önemli bir rol oynayacak. Çünkü bu kaynaşma, yeni festivallerin de önünü açacak. Belki de biz, Çin’in Kurtuluş Günü’nü ya da Çinlilerin festivallerini Manisa’da kutlar hale geleceğiz, tıpkı Mesir Festivali gibi. Bu da Manisa için bir çekim noktası olacak. Dünyada, İspanya’da insanlar boğaların önünde kendilerini atıyor, sokaklar insanlarla doluyor veya insanlar domates atmak için festivallere katılıyor. Eğer Çinlilerin festivallerinin bir kısmını Manisa’da yapar hale gelirsek, Manisa marka bir şehir haline gelecektir. Ben, kültür kaynaşmasıyla bunların hepsini başarabileceğimizi düşünüyorum” diye açıkladı. |