Aşırı aktif mesane, insanların hayatını etkilemeye devam ediyor. Her yaşta gelişebilen aşırı aktif mesane, erkeklerde 65 yaş sonrasında yüzde 30’a, kadınlarda 45 yaş sonrasında yüzde 40’a yükseliyor. Her 5 kadından 2’sinde aşırı aktif mesane sorunu yaşanıyor. Hastalıkla ilgili konuşan Acıbadem Kartal Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Bülent Özbilek, yaşam alışkanlıklarında alınacak olan önlemler ve tedavilerle aşırı aktif mesane kaynaklı yakınmaların genellikle tedavi edilebildiğini belirtti.
Aşırı aktif mesane; mesane kasının ani ve şiddetli kasılması sonucu ani idrar yapma isteğiyle birlikte tuvalete gitme durumu olarak tanımlanıyor. Sık sık (günde 8’den fazla) idrara çıkmak, geceleri idrar için uyanmak “aşırı aktif mesane” sorununun tipik belirtilerinden. Bazen bu problemlere idrar kaçırma da eklenebiliyor. Özellikle çay, kahve, sigara ve alkol gibi alışkanlıkların artmasına paralel olarak giderek daha sık görülüyor. Her yaşta gelişebilen aşırı aktif mesane, erkeklerde 65 yaş sonrasında yüzde 30’a, kadınlarda 45 yaş sonrasında yüzde 40’a yükseliyor. Bu rakamlar her 5 kadından 2’sinde aşırı aktif mesane sorunu yaşandığına işaret ediyor.
Hastalığın teşhisi
Teşhis için hekime başvuran hastalardan, aşırı aktif mesaneye yol açabilecek diyabet, bel fıtığı ve nörolojik bir hastalığı olup olmadığı, kullandığı ilaçlar, alışkanlıkları (sigara, kafein, alkol), günlük sıvı alımı, idrar yapma ve kaçırma sıklığı gibi bilgiler alınıyor. Daha sonra hasta muayene ediliyor ve ihtiyaç halinde idrar analizi, idrar kültürü, ultrasonografi ile bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemlerine başvurulabiliyor. Önemli bir tetkik yöntemi olan ürodinami ile mesanenin dolum sırasında basınçları ölçülerek kaçırmanın nedeni saptanmaya çalışılıyor.

“Hastalar, iş yaşamlarında problemler yaşıyor”
Acıbadem Kartal Hastanesi Üroloji Uzmanı Dr. Bülent Özbilek, hijyeni, iş ve sosyal hayatı olumsuz yönde etkileyen aşırı aktif mesanenin utanıldığı için genellikle dile getirilemediğine dikkat çekti. Hekime başvurmak yerine, kendileri çözüm bulmaya çalıştıkları için hastaların yaşam kalitelerinin ciddi boyutta etkilendiğini söyleyen Özbilek, “Sık sık idrara çıkma ve aniden idrar yapma sorunları nedeniyle hastalar zamanla aile, sosyal ve iş yaşamlarında önemli problemler yaşamakta. Aslında yaşam alışkanlıklarında alınacak olan önlemler ve tedavilerle aşırı aktif mesane kaynaklı yakınmalar genellikle tedavi edilebilmekte, hastalar günlük yaşamlarına sorunsuz devam edebilmekte” diye konuştu.
Özbilek, aşırı aktif mesanede henüz mesane dolmadan kasılmaların şiddetli olacağını bu yüzden idrar yapmanın ertelenemez olduğunu ve bunun sonucunda ya sık tuvalete gidileceğini ya da idrar kaçırılacağını belirtti. Doğum ve hamilelik gibi etkenler nedeniyle pelvik kaslarının gerilip, zayıflamasının önemli bir etken olduğunu belirten Özbilek, “Ayrıca menopoz sonrasında östrojen hormonunun azalması, idrar yolu enfeksiyonu, aşırı kilo ve bel fıtığının yanı sıra parkinson, multipl skleroz ve inme gibi nörolojik hastalıklar ile diyabet hastalığı da aşırı aktif mesaneye yol açmakla birlikte, kimi zaman bu tablonun nedeni belli olmuyor” ifadelerini kullandı. Özbilek, özellikle kahve, çay, alkol ile çikolata tüketiminin, sigaranın ve kabızlığın aşırı mesane sorununu artırdığını da dile getirdi.
Tedavi sonrasında zamanla yakınmalar başlayabiliyor
Aşırı aktif mesane sorununda, altta yatan etkene bağlı olarak, ilaç tedavisi, yaşam alışkanlıklarının düzenlenmesi ve medikal tedavilere başvuruluyor. Ancak, tedavi sonrasında zamanla yakınmalar tekrar başlayabiliyor. Özbilek, bu nedenle yaşam alışkanlıklarında yapılacak olan değişikliklerin çok daha fazla önem taşıdığını söyleyerek, “Özellikle kabızlığı gidermek, sıvı tüketimini düzenlemek, sigarayı bırakmak, alkol ve çay ile kahve gibi kafein içeren içecekleri kısıtlamak, fazla kilolardan kurtulmak ve düzenli olarak egzersiz yapmak, yakınmaların giderilmesinde oldukça önemli” diye konuştu.
Pelvik kaslarının güçlendirilmesi ve idrar yapma eğitiminin de şikayetlerin azalmasında etkili olduğunu vurgulayan Özbilek, şöyle konuştu: “Hekimin ilaç önerileri tedavinin önemli bir parçasını oluşturmakla birlikte, sakral sinir stimülasyonu, perkütan tibial sinir stimülasyonu, mesane duvarına botoks uygulamaları gibi diğer yöntemler de denenebilir.”