Çarşamba, Haziran 25, 2025

Hürmüz boğazı ve Ateşkes

İran büyük medeniyetlerin beşiklerinden biri. Fars kültürünün binlerce yıllık izleri, Orta Asya’dan akan Türk boyları ile Anadolu’ya taşındı.  Zaman zaman savaşlar olsa da, 1639’da Osmanlılar ile Safeviler imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması ile bugüne dek süren bir sınır ve barış süreci yaşandı.

Türk egemenliğini yüzyıllarca yaşamış olan İran, zaman içinde özellikle 1900’lü yıllardan sonra, belki de İngiliz etkisiyle, Türk düşmanı haline geldi. Örneğin 1941’den 1979 yılına dek ülkeyi yöneten Şah Muhammed Rıza Pehlevi de öyleydi. İran’a dönerken milyonların karşıladığı Ayetullah Humeyni 1 Şubat 1979’da Devlet Başkanlığına getirildi ve 3 Haziran 1989’da ölünceye dek iktidarda kaldı. Onun döneminde de Türkiye’ye mesafelilerdi..

Daha sonra 2003’te kurulan PJAK da PKK ile hareket ederek Türkiye, Irak, Suriye ve İran’dan parça kopartarak kurulması planlanan Kürdistan devletinin bir ayağı olarak kabul edildi. PJAK, Kürdistan Özgür Yaşam Partisi ABD’’nin Fardo’yu B-2 uçaklarıyla bombalamasından hemen sonra, İran’daki Kürtleri rejime karşı çıkmaya davet etti ve tüm Kürtleri bir araya getirmeye çalıştığını açıkladı.

Oysa ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, İran’a yaptıkları hava saldırılarının nükleer santrallarına yapıldığını, “rejim değişikliği hedefi taşımadığını” söyledi. Ancak Trump tam tersini söyledi; “İran rejimi, İran’ı yeniden büyük yapamıyorsa neden bir rejim değişikliği olmasın ki?” diye açıklamada bulundu.  Beş gün önce Anadolu Ajansı haberinde Trump’ın İran’da rejim değişikliğini düşünmediğini aktarmıştı.

Görünen o ki, İran’da rejim değişikliği hedefine doğru adımlar atıldı bile. PJAK’ın girişimi ile İran Azerbaycan’ındaki Türklerin de Kürtlerle beraber olmaya davet edildiği açıklandı.

BOP Eşbaşkanı olmak, İran’da rejim değişikliğine katkıda bulunmak görevini de taşıyor mu bilemeyiz… Suriye’deki rejim değişikliğinin hangi sonuçlara ulaşacağını henüz tam olarak göremedik. Muhtemelen Suriye’nin Kuzeydoğusu ile Irak’ın kuzeyindeki Kürt örgütleri devlet haline getirilecek. İran’daki rejim değişikliğinin ileri tarihteki sonucu olarak İran’ın bölünmesi ile karşı karşıya kalmamız olasıdır.

İran’da 1983- 1985 yılları arasında STFA İnşaat AŞ firmasıyla çalıştım. Hürmüz boğazını kontrol edecek Qeshm (Keşm) adasına küçük bir liman yaptık. Hint Okyanusuna sınır olan Jask kentinde askeri gemiler için çelik kazıklarla rıhtım yaptık. Bender Lengeh kentinin balıkçı barınağını büyütüp rıhtım ekledik. Bölgenin merkezinde Bender Abbas’ta geçirdiğim iki yıl içinde halkı daha yakından tanıma olanağını buldum. Şöyle ki;
Devrim muhafızları her yeri sürekli kontrol ediyorlardı. Ekiplerin arasında Türkler de vardı. Bizim yanımızda konuşmuyorlardı ancak çevirmenimiz Azeri olan mühendis onları devrim muhafızları arasında fark edebiliyordu. Keşm adasının çoğunluğu Sünni idi. İran İslam Devrimi kutlamaları (11 Şubat) için mavnalarla oraya rejim yanlıları gönderiliyordu. Adada kutlamaları yapıp, ertesi gün yine geri götürülüyorlardı.

Rejime karşı olanların sayısı az değildi. Ancak sadece konuşuyorlardı, eylem yapma cesaretleri yoktu. Zira sonucu yaşamlarına son verilmesi olabilirdi.

Ayetullah Humeyni 15 yıl sürgünde kaldı. Bu sürecin ilk yılı Türkiye’de, Bursa’daydı. Humeyni daha sonra Saddam’ın davetiyle Irak’ın Necef kentinde 12 yıl kaldı. İran İslam Devriminden bir yıl önce de Fransa’ya yollandı. Derken 1979’da devrim oldu.  Sonrası uzun hikâye…

Trump’ın bombardıman sonrasında “İran’ın nükleer tehlikesi ortadan kalktı” demesinin ardından ertesi gün ateşkes ilanı inandırıcı mı? Kanımca, bir sonraki aşama İran’ı iç savaşa sürüklemek.
Binlerce yıllık komşumuzu İslam devrimine kışkırtıp, ambargo koyarak güçsüzleştiren Batı, olmayan nükleer silah iddiasıyla İran’ı günlerce bombaladı, yıllarca ambargo uyguladı.
Bundan ders almak için ABD’den alınması planlanan, 1 milyar 350 milyon dolar avans verdiği F35 projesi ve F16 modernizasyon kitleri öyküsü aklıma geldi. İçim titredi.

Önceki İçerik

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar