Serbest bölgeler, kurucu ve işletici firmaların, ihracata yönelik üretim yapan yerli ve yabancı firmaları odaklayarak gerçekleştirdiği pazarlama faaliyetleri ve sunduğu dünya standartlarındaki hizmetler ile Türkiye’nin stratejik yatırım bölgeleri oldu. Bu yılın ocak-ağustos döneminde gerçekleşen 8 aylık ihracat verilerine göre, serbest bölgelerdeki firmaların ulusal ortalamanın 4 katı fazla ihracat geliri sağladığı görüldü. Serbest bölgeler, sağladığı yüksek verimlilik ile Türkiye ihracatında öne çıkan bölgeler oldu. Bu yılın 8 aylık döneminde ve 2024 yılının tamamında ulaşılan rakamlar, bu bölgelerde faaliyet gösteren firmaların ülke genelindeki ihracatçılara kıyasla çok daha yüksek bir performans sergilediğini ortaya koydu.
Serbest bölgelerdeki firmalardan 4 kat fazla ihracat geliri
Bu yılın ocak-ağustos döneminde serbest bölgelerden 8,2 milyar dolar ihracat gerçekleştirildi. Bölgelerde toplamda 2 bin firmanın faaliyette olduğu dikkate alındığında serbest bölgelerde firma başına ihracatın 4,1 milyon dolar olduğu görüldü. Ocak-ağustos döneminde Türkiye’nin toplam ihracatı ise 178,1 milyar dolar oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verisine göre ülkede toplam 150 bin ihracatçı firma yer alırken, Türkiye’de ihracatçı firma başına düşen ihracat geliri ise 1,1 milyon dolar oldu. Bu da serbest bölgelerdeki firmaların Türkiye ortalamasından 4 kat fazla ihracat geliri sağladığını gösterdi.
Serbest bölge modeli stratejik avantaj
Türkiye Serbest Bölgeler Kurucu ve İşleticileri Derneği (SEBKİDER) Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kılınç, serbest bölgelerin yalnızca bir üretim sahası değil, ülke ekonomisi için artık küresel rekabette avantaj sağlayan stratejik yatırım ortamları olduğunu vurguladı. Kılınç, bu farkın oluşmasında serbest bölgeleri kuran ve işleten firmaların büyük katkısı olduğunun altını çizdi. Kılınç, bu avantajın da yerli ve yabancı yatırımcıların tercihinde belirleyici olurken yatırımcının faaliyet ruhsatını aldıktan sonra 1 ay içinde düğmeye basıp üretime geçebiliyor olmasının bölgelere yatırımın cazibesini arttırdığını söyledi.
SEBKİDER Başkanı Kılınç, serbest bölgelerin yatırımcıya sağladığı bir başka önemli avantajın da sağlanan lojistik imkanlar olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Çoğu bölge limanlara, havaalanlarına ve uluslararası karayolu ağlarına doğrudan erişim imkânı sunuyor. Serbest bölgeler bu özellikleri ile Türkiye’yi küresel tedarik zincirlerine bağlayan stratejik yatırım alanları olmuştur. Vergisel teşvikler ve lojistik avantajların yanı sıra, serbest bölgelerdeki firmalar yüksek katma değerli üretim ve Ar-Ge yatırımlarına daha kolay yönelmektedir. Bu da onların sadece düşük maliyetli değil, aynı zamanda yenilikçi ve esnek üretim kabiliyetleriyle küresel pazarlarda güçlü aktörler haline gelmelerini sağlamaktadır. Bu sayede ileri teknoloji üretim merkezi haline gelmiş bazı serbest bölgelerimizden yapılan ihracatın kilogram değeri 8,5 doları aşmış durumda. Serbest bölgelerin sağladığı bu avantajlar, Türkiye ihracatının küresel pazarlarda rekabet üstünlüğü sağlama çabalarına destek olmaktadır.”
İhracatta güçlü artış, iç satışlarda düşüş
Veriler, serbest bölgelerde dış pazara yönelimin keskin biçimde arttığını gösterirken bölgelerden yurt dışına yapılan satışlar, 2020’de 7 milyar 727 milyon dolardan 2024 sonunda 11 milyar 993 milyon dolara ulaştı. Bu, yüzde 55,2’lik bir artış anlamına geliyor. Buna karşılık, serbest bölgelerden yurt içine yapılan satışlar ise aynı dönemde yüzde 11,6 gerileyerek 4,7 milyar dolardan 4,1 milyar dolara düştü. Serbest bölgelerin iç pazardaki KOBİ’lerden gerçekleştirdiği satın almalar ise büyüme trendinde. 2020’de 2,57 milyar dolar olan hacim, 2024 sonunda 3,61 milyar dolara çıkarak yüzde 23’lük bir artış kaydetti.
SEBKİDER Başkanı Kılınç, verilerin, serbest bölgelerin doğru teşvik ve politikalarla desteklenmesi halinde Türkiye’nin ihracat kapasitesini çok daha hızlı artırabileceğine işaret ettiğini söyledi.