İktisat ve Kadın Kongresi’nde bir araya gelen kanaat önderleri, kadınların örgütlenip siyasette, ekonomide ve eğitimde eşit koşullara erişebilmesi için mücadele etmeleri gerektiğini söyledi.
Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (BASİFED), Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve İzmir Büyükşehir Belediyesi (İBB) iş birliğinde düzenlenen ‘Kadın ve İktisat Kongresi’nin ‘İktisat ve Kadın’ ile ‘Demokrasi ve İktisat’ panelleri gerçekleştirildi. ‘İktisat ve Kadın’ panelinde, kadınların eğitimde eşit fırsatlara erişmesi ve iş hayatında cinsiyet eşitliği içinde olabilmesi için mücadele etmeleri gerektiği vurgulandı. Kadınların hem bireysel hem de kurumsal olarak bir arada olmaları gerektiği belirtilen panelde, asıl meselenin kadınları ve mağdurları örgütlemek, siyasi alanı yeniden düzenlemek ve siyasi hayatı eşit hale getirip engelleri kaldırmak olduğunun altı çizildi.
“Eğitimde fırsat eşitliği şart”
Sivil havacılık sektörünün meşakkatli olduğunu ve bu yolda yürürken kadın olmanın getirdiği zorluğu görmediğini aktaran Pegasus Havayolları CEO’su Güliz Öztürk, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği çalışmalarına katıldıktan sonra fark ettiğim şeyler oldu. Ancak yine zor olan hem sektör hem de bu sektörde yönetici olmak” dedi. Kurumların da bu konularda öncü olması gerektiğini söyleyen Öztürk, “Gençler için de belirli kotalar belirlemek ve bu yolda ilerlemelerini sağlamak gerekiyor. Bir durumda olmaz ise daha iyisi nasıl olur diye düşünmek lazım. Bu nedenle bireysel ve kurumların mücadelesi ile kamunun da politikalarıyla, eğitimde fırsat eşitliğinin ve iş yerinde cinsiyetsiz bakış açısının gerçekleştirilmesi şart. Ancak belirli dengesizlikler olduğu için kadınlar adına pozitif kotalar koymak gerekiyor” ifadesine yer verdi.
“Kadınların yüzde yirmisi üniversiteden mezun”
Kadınların sosyal normlardan kaynaklanan, olayları anlama ve ekonomide yer almak gibi bir meselesi olduğunu dile getiren Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi, Yatırımcı ve Danışman Özge Bulut Maraşlı, “Türkiye nüfusunun 42 milyonu kadınlardan oluşuyor. 42 milyonun sadece yüzde 20’si üniversiteden mezunken, lise mezunu yüzde 19. Geriye kalanlar eğitimden yoksun ve daha dar alanda sıkışmış kadınlar” dedi. İş hayatı konusundaki araştırmalarda ise kadınların çok titiz, zorlanarak ve tırnakları ile kazıyarak bir yerlerlere geldiklerini vurgulayan Maraşlı, “Doğal olarak herhangi bir eksiklik ve sorumsuzluk gördüklerinde hemen bir uyarı ve tepki veriyorlar. Ancak ben bu durumu son 15 yıldır birebir hiç yaşamadım. Dolayısıyla eğitim ve ortak amaca hizmet etmek varsa bunları düşünmeye vaktiniz olmuyor ve yolunuzda ilerliyorsunuz” diye konuştu.
Türkiye OECD’nin 2021’de yaptığı bir çalışmada, Türkiye’deki girişimleri ile patent alan kadınların 6’ncı sırada yer aldığı sonucuna varıldığını belirten Maraşlı, “Girişimci kadınlar kendilerini bu şekilde realize ediyorlar. Bu sonuç pandemide evden çalışmanın ve teknoloji ile çok içiçe olmanın da bir getirisidir. Ayrıca sivil toplum kuruluşları daha odaklı çalışmaya başladı. 2010 yılında Sabancı Üniversitesi Direktörlüğü, yönetim kurullarında çeşitliliği temsil eden kadınların ne kadar var olduğunu ortaya koymak için çalışma yapmış. Çalışma sonucunda yüzde 11’lik temsilin kadın olduğu ortaya çıkmış. Bununla ilgili bu STK’ların kapısını çok fazla çaldık ve kurumsal yönetim ilkelerinde kadınların yönetim kurulundaki temsilini yüzde 30 oranını önerdik. Daha sonra 2020 raporu açıklandı ve kadınların yönetim kurulundaki yeri yüzde 17,5 oldu. 2 bin 700 yönetim koltuğu var bunlarda 400’ü halka açık. Bu 2 bin 700 kolduğun 400’üne kadınlar oturdu. Bunların içinde ise 198’i aile şirketi olarak bulunuyor. Bu çok önemli” sözlerine yer verdi.
“Kadınların içlerindeki gücü keşfetmesi gerekiyor”
Türkiye’deki iş yaşamında her bir kadına karşı 4 erkeğin yer aldığını belirten Cisco Türkiye Genel Müdürü Didem Duru, yapılan bir çalışma Türkiye’deki kadınların, hemcinslerinin erkeklerden daha çok para kazanılması durumunu doğru bulmadıkları sonucuna ulaşıldığını söyledi. Bu durumun belirli norm ve kalıplardan kaynaklandığını vurgulayan Duru, “Kadınların kendi içlerindeki gücü keşfetmesi ve farkında olması gerekiyor. Bir başka yapılan çalışmada kadınların birçoğu empati, takım oyunculuğu, değişime açık olma gibi kişisel özellikleri kuvvetli kişilikler. Dolayısıyla kadınların da bunu kendilerinde fark etmeleri ve kadının kadını destekleyerek rol model olması önemli bir yer alıyor. Dolayısıyla başarılı olan kadınların, başarırken nasıl yollardan geçerek nasıl hatalar yaptığını da konuşmak çok değerli. Ben gençlerin ve kadınların kendilerini güçlendirme ve kendilerinin farkında olma konusuna önem veriyorum. Bu konuda ise sivil toplum kuruluşlarına çok güveniyorum” dedi.
“Siyasi kadın profili eleştirel noktada”
‘Demokrasi ve İktisat’ panelinde konuşan Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kaygusuz, İzmir İktisat Kongresi’nin, bundan yüzyıl önce toplumun çok farklı kesimlerini bir araya getirdiğini belirtti. Kaygusuz, “Atatürk, Cumhuriyetin kuruluşu için çok farklı dinamizmi bir arada buluşturdu. Bir toplumsal hareketliliği başlattı. Halk iradesini hem harekete geçirdi hem de gündeme getirdi. Bu İktisat Kongresi de aynı şekilde yeniden halkı harekete geçirecek.
Kadının eşitlik meselesinin çözümü için çok ciddi mücadele gerekiyor. En az 30 yıldır da Türkiye’de kadın hareketi çok güçlü ancak yinede durum çok parlak değil. Parlamentodaki kadın temsilimiz dünyadaki ortalamanın çok altında. Dolayısıyla siyasi kadın profili eleştirel noktada. Kadınlar kendilerini çizilmiş bir çerçevede kendisine siyasi çizilmiş normları devam ettiriyorlar. Kadınlar son sözü söyleme ve karar alma konumuna geçemiyorlar. Sadece yardımcı profil olarak çoğunlukla bulunuyorlar. Türkiye’de kadın partilerde hem nicelsel hem de niteliksel olarak geride olmaktadır. Seçilen kadın milletvekili kadınların tekrar seçilme oranı da çok düşük. Bu edindiği birikimi yeniden aktarma şansına sahip olmadığı anlamına geliyor. Kadın temsilinin tam anlamıyla eşitliğe ulaşması ve siyasi de bir noktaya ulaşması çok ciddi bir mücadele gerektiriyor” ifadesinde bulundu.
“Siyasal Kültür, müzakere etmek ve uzlaşmaya varmaktır”
Yüzyıl önceye,o zamanı analiz etmek için değil yarını inşa etmek için baktığını vurgulayan KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “O dönemde medeniyet, bereket ve adalet başlıkları ele alınmış. Bugünde yeniden bu konuları ele almak gerekiyor. Bunu da yapmanın yolu iktidarı değiştirmektir. Kendi kimliğimiz ile karar süreçlerini katılmak ve denetleyebilmek onurlu yaşamın başında geliyor. Türkiye’de siyasal kültürü yanlış ezberler ile tartışma olarak anlıyoruz. Halbuki siyasal kültür müzakere etmek ve uzlaşmaya varılmasıdır. Bu sadece siyasette değil iktisatta da geçerlidir. Yani iktisatta uzlaşmalara dayılıdır ancak önemli kriter akla dayanması olmalıdır. Türkiye’nin yüzde 92’si kentli ve gittikçe apartmanlaşan bir ülke. Geleneksel sobalı evlerden apartmanlara dönüşüyor. Ancak tüm bunlarak bakıldığında kadının olmadığı bir hayat devam etmiyor” dedi.
“Tek kanatla uçamıyoruz”
Kadının eşitlik meselesinde bireysel ve kurumsal çabaların çok önemli olduğunu belirten Pegasus Havayolları CEO’su Güliz Öztürk, “Tek kanatla uçamıyoruz. Çift kanada ihtiyaç var bunun için kadın erkek nüfusu yarı yarıya ve bu potansiyelden faydalanmak lazım. Kadının iş hayatında olması kadar siyasette olması çok önemli. Kadınları, siyasette yön veren ve karar veren yerlerde de görmek lazım. Ben gençlere şunu tavsiye ediyorum; dünyanın dertlerine sahip çıkmalı, ses çıkarmalı ve mücadele etmeli” ifadesine yer verdi.
“Kadınların iş hayatını kesintiye uğratan şey; çocuk sahibi olmak”
Kadınların iş hayatında kesintiye uğratan ve çözüm bulunması gereken bir konunun da çocuk sahibi olmak olduğunu söyleyen Bağımsız Yönetim Kurulu Üyesi, Yatırımcı ve Danışman Özge Bulut Maraşlı, “Yapılan çalışmalarda kadınların kariyerinde ilerlerken çocuk sahibi olması iş hayatında kesintiye neden olduğunu gösteriyor. Burada da erkeklerin yardımcı olması değil ortak olması önemli bir konu olarak karşımıza çıkıyor” diye konuştu.
“Asıl meselemiz kadınları örgütlemek”
Asıl meselenin kadınları ve mağdurları örgütlemek, siyasi alanı yeniden düzenlemek ve siyasi hayatı eşit hale getirip engelleri kaldırmak olduğunu belirten KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “15 yıl önce kız çocuklarının gelecekleri için ne düşünüldüğü sorulduğunda büyüklerine karşı itaatkar olmalarıyken şuan sorulduğunda hakkını araması ve istihdama katılması olmaktadır.Türkiye bu çerçevede örgütlenirse 6 ayda yaratacağı dinamizmle iktisatta değişim yaşanacaktır” dedi.