Cumartesi, Temmuz 27, 2024

DEÜ İzmir ve çevresinin deprem tarihçesine ışık tutacak

deü deprem araştırmaları

Deprem araştırmalarında Türkiye’nin önde gelen bilim eğitim kurumlarından birisi olan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ), yeni araştırması ile İzmir’in ve bölgenin deprem tarihçesine ışık tutarak, henüz keşfedilememiş yeni fayların tespitini yapmayı, bilime ve güvenli yapıların inşasına referans olabilecek çıktılar elde etmeyi planlıyor.

DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Projeye yönelik çalışmalara Selçuk’taki Ayasuluk Tepesi ve Efes fayında başladıklarını, Kuşadası fayı, Yavansu fayı ve bölgedeki diğer önemli fay ve antik kentlerin de incelenerek bölgenin deprem potansiyelinin araştırılacağını belirtti.


“Bu yıkımlar bize birçok çıktı sunacak”

Bu kapsamda somut veriler ortaya koyabilmek için araştırmalarına başlayan DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ile DEÜ Arkeoloji ve Arkeometri Araştırma Merkezi (DEUARKEUM) Müdürü Doç. Dr. Barış Gür, ilk olarak T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı yürütücülüğünde gerçekleştirilen “Selçuk Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısı” ile tarihi metinlerde sözü edilen büyük depremlerin izlerini ortaya çıkarabilmek için kolları sıvadılar.

Proje hakkında konuşan DEÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, çalışmanın sonunda elde edilecek çıktıların İzmir’in deprem tarihçesini ortaya çıkaracağı gibi, hangi fayların büyük yıkımlara sebep olduğunu da ortaya çıkarmak istediklerini kaydetti. Sözbilir, “Bu kapsamda; İzmir çevresindeki Antik çağlardan günümüze uzanan depremlerin Antik kentler ile ilişkisini de ortaya koymak, büyük yıkımlara hangi fayların sebep olduğunu saptamak istiyoruz. Bu yıkımlar bize birçok çıktı sunacak” dedi.


“Faylar üzerindeki kayıtlarını bulmaya çalışıyoruz”

Çalışmaların İzmir ve çevresini kapsayacağını belirten Sözbilir, Selçuk ilçesinde Ayasuluk Tepesi ve Efes fayında başladıklarını, Kuşadası fayı, Yavansu fayı ve bölgedeki diğer önemli fay ve antik kentlerin de incelenerek bölgenin deprem potansiyelinin araştırılacağını söyledi. Sözbilir, “Bu çalışmayı Selçuk’ta başlatmak istedik. Bölgedeki Efes fayı üzerinde çalışmalar yaptık. Fayın geçmiş dönemlerde ürettiği depremleri ortaya çıkarıp, bu depremlerden hangisinin Efes’i yıktığını bulmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda, Türkiye ölçeğinde baktığımız zaman, özellikle Kahramanmaraş depremlerinden sonra bölgedeki antik yerleşimlerle jeolojik yapı arasında doğrudan bir bağlantı olduğunu biliyoruz. Biz de İzmir ve çevresindeki antik kentlerimizdeki eski depremlerin izlerini araştırarak, bunların faylar üzerindeki kayıtlarını bulmaya çalışıyoruz. Bu çalışmamız hem jeoloji hem jeofizik hem de arkeolojiyi kapsayan, multidisipliner bir çalışma olacak. Projeye desteklerinden dolayı DEÜ Rektörlüğümüze de teşekkür ediyoruz” diye konuştu.


“Alüvyonal zeminler henüz oluşumunu tamamlamamıştır”

Bölgedeki alüvyonal ovaların hala gelişim göstermeye devam ettiğini söyleyen Sözbilir, “Genç oluşumlu arazi yapısında alüvyonal zeminler henüz oluşumunu tamamlamamıştır. Oluşumunu sürdüren yer kabuğunda tektonik hareketlilik de daha fazladır. Ülkemizin mevcut yapısı göz önünde bulundurulduğunda, kentimizin tarih boyunca çeşitli şiddetlerde pek çok deprem atlattığını söylemek mümkün.  Selçuk Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı Kazısı ise bizlere bu depremlerin tarihi, yıkıcılığı ve tekrarlanma periyotları hakkında önemli bilgiler verebilir. Bu yüzden araştırmalarımıza buradan başladık” ifadesinde bulundu.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM