Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Akne tedavisinde altın iğne yöntemi

akne tedavisi

Dr. Süslü, “Son yıllarda yapılan çalışmalara göre kan şekerini hızlı yükselten gıdalar insülin ve bazı hormonların seviyesini yükselterek akneyi tetikleyebiliyor”dedi


Ergenlik döneminde çoğu insanda çıkan sivilceler ilerdeki yaşlarda da değişik sebeplere bağlı olarak yeniden etki gösterebiliyor. Ergenlik döneminin ardından gençlerin yüzde 85‘ini etkileyen akne 30 yaş sonrasında da görülebiliyor. Akne skarlarının akne hastalığına bağlı, genellikle yüzde görülen çukur şeklinde kalıcı izler olduğunu ve aknenin kişisel olarak değerlendirilmesi ve buna göre tedavinin belirlenmesi gerektiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Süslü akne tedavisi konusunda önemli ayrıntılara değindi. 

En iyi tedavi seçeneklerinde bile, kişinin genetik yapısına göre iz kalabileceğini söyleyen Dr. Süslü, “Akne izleri, kolajen liflerinin tahribatı sonucu ortaya çıkar. Akne izleri hastaların psikolojik sağlığını olumsuz etkiler ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olabilir. Tedavi için lazer tedavileri, fraksiyonel radyofrekans yani altın iğne, PRP, mezoterapi, dermapen, kimyasal peeling, dermal dolgular kullanılıyor”ifadesinde bulundu.


Cilt tipine uygun olmayan kozmetik ürünler akneyi tetikleyebilir

Akne oluşumunda genetik, beslenme, çevresel faktörler ve hormonların rolü olduğunu paylaşan Anadolu Sağlık Merkezi Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Süslü, “Son yıllarda yapılan çalışmalara göre kan şekerini hızlı yükselten gıdalar insülin ve bazı hormonların seviyesini yükselterek akneyi tetikleyebiliyor. Glisemik indeksi yüksek gıdalar çikolata, patates, beyaz ekmek, şeker, hazır gıdalar, kızartma ve hazır meyve sularıdır. Süt ürünleri ve whey proteini içeren oral takviyeler akne oluşumunu artırabiliyor. Cilt tipimize uygun olmayan kozmetik ürün kullanımı, kortizon içeren ilaçlar, B vitamini takviyeleri, stres, hormonal problemler de akne oluşumunu artırabilir” diye konuştu.

Akne tedavisinin dermatologlar tarafından yapıldığını ve kronik bir cilt hastalığı olması sebebiyle tedavi süresinin birkaç ay sürebildiğinin altını çizen Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Süslü, “Topikal yani krem tedaviler; retinoidler, benzoil peroksit, antibiyotikler ve azelaik asiti içeriyor. Sistemik tedavide antibiyotikler, sistemik retinoidler ve hormonal tedavi kullanılabiliyor. Tedavi kişiye özgün olup her akne hastası özel olarak değerlendirilir ve kişiye en uygun tedavi verilir” şeklinde konuştu.


Altın iğne cildin onarılmasını ve yenilenmesini sağlıyor

Altın iğne tedavisi hakkında konuşan Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Süslü, ”Altın iğnenin cildin alt katmanlarına radyofrekans enerjisini mikro iğneler ile gönderdiğini, bunun ısı oluşturduğunu ve oluşan ısı ile cilt altında kontrollü hasar meydana gelebilir. Bu sayede cildin onarılması ve yenilenmesini sağlayan, doğal kolajen üretimini artırır, kan akışını iyileştirir. Cihazın uç kısmına kişiye özel başlıklar takılır. Bu başlıklarda cildin alt tabakalarına radyofrekans enerjisi ileten, derinliği ayarlanabilir 25 adet mikro iğneler bulunur. Bu mikro iğneleme teknolojisi ile cildin en üst tabakasına zarar vermeden, cildin alt tabakalarına radyofrekans enerjisi iletilir. Ciltte kolajen üretimi desteklenip, ciltteki akneye bağlı izlerin düzelmesini sağlarken yan etki oranı da en aza indirilmiş olur” dedi.


Altın iğne işlemi her mevsim uygulanabilir

Altın iğne işleminde minimum ağrı hissedildiğini, hastanın tedaviden 30 dakika önce uygulanan lokal anestezik krem ile işleme hazırlandığını söyleyen Dermatoloji Uzmanı Dr. Hülya Süslü, “ İşlem yaz kış uygulanabilir. Bazı hastalarda kızarıklık 3-4 gün sürebilir. İşlem sonrası cilt güneş ışınlarına karşı yüksek koruma faktörlü güneş koruyucu kremler ile korunmalı” diye konuştu. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM