Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Türkiye yatırım açlığı çekiyor

yatırım zirvesi 1inci oturum

İzmirli iş dünyası, Ege Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) 2’nci Yatırım Zirvesi’nde bir araya geldi. Gayrimenkul ve inşaat olanaklarının konuşulduğu zirvede, sektörün temsilcileriyle yatırımcılar buluştu, taraflar için bilgi paylaşım platformu yaratıldı. 

Zirvede Ortaklıklar ve Stratejik Birleşme ve Satın Alma (M&A) Dünyasında Güncel Gelişmeler ve Beklentileri, Finansal Yatırımcılar ve Fonlar, Kurumsal Finansmana Erişimde Halka Arz ve Sermaye Piyasası Olanakları ve Gayrimenkul ve İnşaat Proje Finansmanı konulu paneller gerçekleştirildi. Gerçekleşen oturumlarda konuşan kanaat önderleri, Türkiye’nin potansiyelinin yüksek olmasına rağmen yatırımın yetersiz olduğunu vurguladılar. Eğitimin önemine vurgu yapan sektör temsilcileri, teknoloji yaratan şirketlere yatırım yapmak gerektiğini ifade ettiler.


Romano: Körfez ülkeler, yatırım için Türkiye’ye geliyor

ESİAD 2’nci Yatırım Zirvesi’nde yapılan ilk oturumumda Ortaklıklar ve Stratejik Birleşme ve Satın Alma (M&A) Dünyasında Güncel Gelişmeler ve Beklentileri konulu panelde, moderatörlüğünü Eski ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı ve Karabağlı Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı yaptı.

Panelde konuşan ÜNLÜ ve Co Kurumsal Finansman Yönetici Direktörü ve Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Romano, Türkiye’de şirketlerin çok küçük olduğunu, çok sayıda kobi olduğunu belirterek; şirketlerin büyümesi, yarı kapasitede iş yapmaması gerektiğinin altını çizdi. Körfez ülkelerinin yatırım için Türkiye’ye geldiğini belirten Romano, “Körfez ülkeleri gelecek ülkede ne var ne yoksa satın alacaklar, her türlü sektöre yatırım yapacaklar; bu doğru değil. Bu ülkeden gelen paralar dolara karşı kendini koruyan hasetlere gidiyor, altyapı, yenilenebilir enerjiye gidiyor, olgunluğa kavuşmuş şirketlere gidiyor” diye konuştu.


Şahbaz: Türkiye’de eğitim yatırımı şart

Türkiye’nin, 2000’lerde yatırımda ivme yakaladığını vurgulayan Pragma Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Değer Şahbaz, “2010’larda herkes yatırım yapmak için buradaydı, güzel günlerdi. Ama trend oradan aşağıya inmeye başladı. Tablo çok iyi değil. Dünya işlemlerinde binde 2’deyiz. Türkiye 17’nci sıradayken, 19’a indi. Türkiye’nin gerçek anlamda alması gereken yatırım bunun 5 katı. 10 milyar değil 50-100’ü görmeliyiz. Türkiye ancak o zaman koşar. Romanya gibi bir ülke bizim 3 katımız paraya çekebiliyor. Bunun düzelmesi için topyekün bir eğitim yatırımına girmemiz lazım. Çin’in bu kadar ileride olma sebebi mühendislik ve matematiğe kafa yoruyor olması. Planlı bir yatırım ve eğitim sürecine, teknoloji yaratan şirketlere yatırıma gitmemiz lazım. Taşeron mantığıyla gidebileceğimiz yol bu. Çok başarılı şirketlerimiz var ama büyük şirketleri yaratmamız gerekiyor. Çünkü kurtarmıyor” ifadelerini kullandı.


Taşbaşı: Şirketin ortak alması her zaman çözüm değil

Türkiye’nin pandeminin bitmesi ile büyük fırsat kaçırdığını dile getiren , Roots Advisory Frankfurt Kurucu Ortağı ve CEO’su Ali Taşbaşı, “Türkiye’de deprem oldu, seçim oldu, sürekli bir şeyler değiştiği için yatırımcı gelmedi. Avrupa’daki enflasyondan dolayı asıl orada büyük bir fırsatı kaçırdık.” dedi. Şirketin ortak almasının her zaman çözüm olmayabileceğini, şirketlerin büyümesi gerektiğini, yurtdışındaki şirketlerden örnek alınması gerektiğini vurguladı.

Esin Avukat Ortaklığı Yönetici Ortağı Eren Kurşun, Oaklins in HERA Capital Yönetici Ortağı Levent Bosut ise, Ortaklıklar ve Stratejik Birleşme ve Satın Alma sürecinin her zaman çok zor gerçekleştiğini belirtti. Şirketlerinin M&A danışmanlık şirketine 3 aşamadan katkıları olduğunu söyleyen Bosut, bu süreçlerin en zorunun son aşama olan, süreç yönetimi, sorun çözümü ve müzakereler olduğunu, bu sürecin katma değer kattığını kaydetti. İkinci sürecin yatırımcılara erişim olduğunu ifade eden Bosut, bir sonraki sürece her zaman hazır olmak gerektiğinin altını çizdi.


Fonlar dijital ve yeşil dönüşüm şirketlerine gidecek

Finansal Yatırımcılar ve Fonlar başlıklı oturum ise ESİAD Yatırım Zirvesi’nde CEECAT Capital Partneri Barış Sivri’nin moderatörlüğünde gerçekleşti. Pandemiden sonra finansmana erişimin zorlaşmasının yanı sıra maliyetlerin artmasından sonra yatırımların desteklenmesinde öne çıkan fonlar, Türkiye’de önümüzdeki süreçte dijital ve yeşil dönüşüm şirketlerine gidecek. Yatırım alacak şirketlerin sürdürülebilirlik standartlarının ise Paris Anlaşmasıyla uyumlu olması gerekiyor. Türkiye böylelikle sadece Avrupa’ya yakın sanayi ülkesi değil rekabetçi yeşil üretim merkezi haline gelecek.


Işlak: Türkiye’nin ‘özel sektör kası’ güçlü

Türkiye’nin yatırıma açık bir ülke olduğunu vurgulayan Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Türkiye Başkan Vekili Hande Işlak, “36 ülke içinde en büyük operasyonumuz Türkiye’de. Son 3 yıldır 2 milyar euroya yakın yatırım getiriyoruz. Bu sene deprem bölgesinin yeniden yapılanmasına katkı sağlamak üzere 1,5 euroluk finansmanımızla birlikte daha fazla yatırım olacak” dedi. Seçim ortamı ve deprem nedeniyle volatilitenin yüksek olmasına rağmen şirketlerin yine de yatırımlarına devam ettiğini, Türkiye’nin ‘özel sektör kasının çok kuvvetli’ olduğunu belirtti.

yatırım zirvesi 2nci oturum

Altuğ: Büyürken karlılığa odaklanan şirketler fon bulacak

Fonlarının aktif olarak son 2 yıldır 1,7 milyar TL’lik yatırım gerçekleştirdiğini belirten Kalkınma Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Elif Emirli Altuğ, “Bu yıl itibariyle finansal yatırımcılara da fon açacağız. Türkiye’de çok güzel yatırımlar ve girişimler var. Şimdi gençler iş kurmak istiyor, çok istekliler biz de onları destekliyoruz. Büyürken karlılığa odaklanıp kendini ayarlayan şirketlerin fon bulacağına inanıyorum. Bir şirkete fon sağlarken kurucusunun yaklaşımı, ekibi, faaliyet gösterdiği sektörde yenilik yapıp yapamadığı önemli. Şirketi sektördeki bütün oyuncularla birlikte değerlendiriyoruz, rakiplerine göre farkına, vizyonumuzun uyuşmasına bakıyoruz. Çünkü biz de o girişimle birlikte büyümek istiyoruz” dedi.  


Kızıl: Türkiye’nin potansiyel iyi ama kaynağı az

Büyümek isteyen şirketlere yatırım yaptıklarını kaydeden Taxim Capital Kurucu ve Yönetici Ortağı Serkan Kızıl, “Türkiye’nin potansiyeli güzel. Ama maalesef kaynak az. Krediye ulaşım kolay değil, uzun vadeli kredi yok ve çok pahalı. Büyümek, sermaye yatırımı yapmak lazım. Ortaya çok ciddi bir sermaye ihtiyacının arttığı bir dönem çıktı ve bu devam edecek. Kemerler daha da sıkılacağı için sermaye ihtiyacı daha da artacak ve bizim gibi kurumların oynayabileceği rol hem büyümeye hem ihtiyaçlara karşılık verme anlamında artacak. Bizim de iştahımız aynı derecede yüksek. Kötümserlik var ama fırsat da var” dedi.


Kopuk: ABD’de en çok satan 10 oyunun 5’i Türkiye’de yapılıyor

Her yıl Türkiye’den 10 bin kadar yeni iş fikri çıktığını aktaran Domino Ventures Yönetici Ortağı Mustafa Kopuk ,“Bunların yüzde 80’i şirketleşmeden yok oluyor. Ne kadar fazla girişimle görüşürsek o kadar iyi diye düşünüyoruz. Her ay 940 girişimle görüşüp 1 ila 1,5 milyarlık yatırım yapıyoruz” diye konuştu. Mobil oyun geliştirmede Türkiye’nin dünyada 3’üncü sırada olduğunu belirten Kopuk, “ABD’de en çok satan 10 oyunun 5’i Türkiye’de yapılıyor. Bunlar, bizim için değerlendirilmesi ve hızlı yatırım yapılaması gereken alanlar” ifadelerini kullandı.


Göltepe: GSYF gittikçe artıyor

Şirketlerin halka açık olmayan paylarını alan girişim sermayesi yatırım fonlarının son zamanlarda çok fazla gündemde olduğu ifade eden Neo Portföy Yönetimi A.Ş. Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Üyesi Emre Göltepe, “GSYF çok sıcak bir başlık olmaya başladı. Geçen senenin aynı döneminde 127 GSYF fonu varken bu rakam şimdi 212’ye çıktı. Mali büyüklük geçen sene 25 milyar TL iken; bu sene 65 milyar TL oldu. Rakamlar gittikçe artıyor. GSYF’lerin vergi muafiyeti başta olmak üzere pek çok avantajları var. GSYF fonlarının en büyükleri temiz enerji ve altyapıya yatırım yapıyorlar” diye konuştu.


Halka arzın artıları ve eksileri konuşuldu

Zirvenin bir diğer oturumu, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Kalkınma Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop moderatörlüğünde ‘Kurumsal Finansmana Erişimde Halka Arz ve Sermaye Piyasası Olanakları’ oldu. Halka arzın artılarının ve eksilerinin konuşulduğu oturumda Öztop, Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısında ciddi bir artış olduğunu, 7,5 milyonlara gelindiğini söyledi. Sermayeyi tabana yaymanın arzuladıkları bir konu olsa da genç yatırımcının finansal okuryazarlık seviyesindeki düşüklük nedeniyle gidişatın pek sağlıklı gözükmediğini belirtti. Öztop, 1 milyon yatırımcı eşiğini konuşurlarken 7,5 milyon yatırımcıdan bahseder hale geldiklerini kaydetti.


Yazar: Halka arz öz kaynak olarak değerlendirilebilir

Oturumun konuşmacılarından İzmir Demir Çelik San. A.Ş. İcra Kurulu Üyesi ve Genel Müdür Yardımcısı Feyyaz Yazar da halka arzın sayısındaki artışın daha önce uygulanan politikaların bir ürünü olduğunu söyledi. Halka arzda önemli olanın şirketlerin potansiyele sahip olup olmadığının irdelenmesi olduğunu dile getiren Yazar, “Temelinde finansmana erişimle ilgili durum söz konusu. Her zaman için şirketlerin yeni yatırımları mevcut pazarı korumak için ihtiyaç duyduğu finansman, nakit ihtiyaçlarını devamlı gündeme getiriyor. Bankalardan finansman temin etmekte sıkıntı yaşadıklarında, projenin fizibilitedeki maliyetlere göre fazla olduğunda başka araçlara girmekteler. Halka arzlar önemli potansiyel taşıyor. Öz kaynak olarak değerlendirilebilecek bir imkan” dedi.

yatırım zirvesi 3üncü oturum

Zorlu: Bir kısım yatımcı diğer fonlara kaydırılabilir

OYAK Portföy Yönetim Kurulu Üyesi Naim Zorlu ise halka arzda katılım payı satılan müşterilerin parasını değerlendirdiği için portföy şirketlerinin kredi ölçümü yapmak zorunda olduğunu söyledi. Şirketin nereden nereye götüreceğinin incelendiğini ve buna göre karar verildiğini kaydeden Zorlu, “Temel kıstas bu talebin yönetilebilmesi. Emeklilik fonları ve diğer özel sektör borçlanma fonları gibi daha yüksek getirili diğer fonlara kaydırılabilir. Bir kısım yatırımcı buradan oraya kaydırılabilir. Bu kadar yatırımcı borsa geriye döndüğünde olumsuz etkilenecekler. Girişimlerin devam etmesi, yatırımcıyı minimuma indirmek gerekiyor” ifadelerine yer verdi.


Koğacıoğlu: Fizibilite sağlıyor

Halka arzın hem avantajının hem de dezavantajının çok olduğunu belirten Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Genel Müdür Yardımcısı Poyraz Koğacıoğlu, bir avantajının fazla yatırımcıya az hisse senedi verildiğinde likiditeyi desteklediğini söyledi. Koğacıoğlu, “Diğer avantajı fizibilite sağlaması. Dezavantajı finansal okuryazarlığı düşük seviyede bireysel yatırımcının halka arz sırasında değil sonra neler oluyor konusu çok daha sıkı irdelenmeli. Eğer bütün halka arzlar yatırımcıya büyük oranlarda kazandırıyorsa ne oluyor diye bakılması gerekiyor. İkinci dezavantajı şirket ortakları için büyük bir talep yığılması var. Arz tarafında da hissesini halk arz etmek isteyen çok şirket var. Yüzlerle ifade ediliyor. Halka arz olacak şirket ve ortağı için zamanlama açısından fizibilite eksikliği yaratıyor” dedi.


Mustafaoğlu: Finansal okuryazarlık eğitimiyle büyüklük absorb edilebilir

Halk Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Zafer Mustafaoğlu ise halka arzın sermaye piyasasının gelişimi açısından rahatlatıcı olduğunu, yatırılan tutarlara bakıldığında ise riskin çok büyük olmadığını ifade etti. Mustafaoğlu, “Bu büyümenin doğru şekilde yayılması ve uzun vadeye erişmesiyle ülkemizin sermaye piyasasına faydalı olacak. Finansal okur-yazarlık eğitimleriyle bu büyüklük absorb edilebilir. Şirketler halka arza girdiği zaman belli bir mali disipline tabi olmak zorundalar. Bu şekilde yabancı yatırımcının gelmesini de artırabiliriz” diye konuştu.

Yaşar Holding Finans Başkan Yardımcısı Tolga Şenefe de “Yatırımcının iki temel sebebi var. İlgili hisse senedinin halka arzından sonra hisse senedinden çok likidite önemli. Ne kadar çok artarsa şirketin değeri o kadar artıyor. Borçlanma yapma aracı doğuyor, ihraçlarımızı kolaylaştırıyor” şeklinde dile getirdi.


Ticari gayrimenkulde öncelik uluslararası normlara uyum

Zirvenin son oturumu olan ‘Gayrimenkul ve İnşaat Proje Finansmanı’ konulu oturumun moderatörlüğünü TSKB Gayrimenkul Değerleme AŞ Genel Müdürü Makbule Yönel Maya yaptı. Panelistler, özellikle ticari gayrimenkulde uluslararası normlara uygun düzenleme olursa dışarıdan yabancı yatırımcıların geleceğini, bu yatırımların kredi ile yapılmasının mümkün olmadığını savundu.


Yaşar: Ticari gayrimenkulde mevzuatlar düzelirse, yabancı yatırımlar artar

Oturumda konuşan Rönesans Gayrimenkul Yatırım A.Ş. Genel Müdürü Yağmur Yaşar, “Gayrimenkul dünyanın her yerinde en büyük yatırım aracı. Ticari gayrimenkule ilişkin mevzuata uluslararası standartlar getirilirse Türkiye’de de hak ettiği yeri bulur, yabancı yatırımcılar da ilgi gösterir. Ticari gayrimenkul şimdiye kadar hep geliştiricilerin domine ettiği bir piyasaydı bundan sonra yatırımcıların da avantajını sağlayacağı bir hale dönüşeceğine inanıyorum. Avrupa’daki ticari gayrimenkule yapılan yatırım büyüklüğü yıllık 200 milyar euro. Türkiye’de kanun koyucunun sık müdahaleleri maalesef yatırımcının iştahını çok azalttı. Bu yatırımların en az yüzde 10’unun Türkiye’ye gelmesi gerekiyor. Türkiye’de de artması gerekiyor. Bunun için kanun koyucuların ticari gayrimenkul ile konuta yönelik mevzuatı ayırmaları, uluslararası mevzuata uygun düzenlemeler yapmaları gerekiyor” dedi.


Karace: İzmir’e körfez geçişi şart

İzmir Girişim Grubu (İGG) Yönetim Kurulu Başkanı Cenk Karace, çevre yolları İzmir’de yetersiz kalacağı için 5 yıl, yani orta vadede İzmir Körfez Geçişi projesinin başlangıç finansmanını sağlayabilecek büyüklüğe ulaşmayı hedeflediklerini söyledi. İzmirli 355 iş insanının bir araya gelmesiyle 9 Eylül 2021’de kuruluştan sonra İzmir, Antalya, Bodrum, Çeşme başta olmak üzere pek çok yerde gayrimenkul projelerini hayata geçirmeye başladıklarını söyleyen Karece, “Körfez Geçişi Projesi İzmir için gerçekten çok önemli bir konu. Çanakkale 1915 Köprüsü yapıldı ve buradan 3 kat fazla araç geçişi net olarak ortada. Körfez Geçişi’ni İzmirliler birleşip yapabilirse, yani böyle bir ortaklık kurulup bunu başarabilirsek, bir giriş sermayesi oluşturabilirsek zaten bu kredilendirilebilir bir konu olacaktır diye düşünüyorum. İzmir’e böyle kalıcı bir eser kazandırma düşüncemiz var. Çünkü gerçekten buna ihtiyaç var. Yakında şehir hastanesi açılacak, inanılmaz bir araç trafiği oluşacak” diye konuştu.


Türkkanı: Gayrimenkul yatırımın alternatifi şahsi gayrimenkul yatırımları olur

Arkas Holding Başkanı Önder Türkkanı, “Arsası ve gayrimenkulü olan birinin bağımsız bir şirket tarafından değerlemesi yapılıp ortaklığa girilmesi, daha büyük projeler ve büyümek için elzem” dedi. Gayrimenkul yatırımlarında yapılması gerekenleri paylaşan Türkkanı, “Bu alanda insanlara gayrimenkul yatırımın alternatifi şahsi gayrimenkul yatırımları olur. Şahsi olarak riskin tamamını alamıyor ya da o kadar büyük finansal imkanınız yoksa çok daha küçük, geliştirilmesi kısıtlı, sınırlı alanlara gidiyorsunuz. Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları (GYY) yoluyla tek başınıza ulaşamayacağınız, sonucu çok yüksek olacak bir oyunun içine girebiliyorsunuz. GYY hisse senedinin ihtiyacınız olan kısmını satarak o işi çözer hale gelebiliyorsunuz. İleride çocuklarınıza çok daha doğru bir portföyü bırakabiliyorsunuz” ifadelerini kullandı.

yatırım zirvesi 4 üncü oturum
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM