Maersk yeşil metanolü yakıt olarak kullanan ilk konteyner gemisini devreye soktu. İlk seferini Güney Kore’den Danimarka’ya yapan dev konteyner gemisi, 13 Eylül’de Danimarka’nın Kopenhag limanına geldi. Gemiye bu limanda Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından Laura Maersk adı verildi. 172 metre boyundaki gemi Maersk Denizcilik tarafından Baltık Denizi’nde işletmeye alınacak. Maersk’in kullandığı yeşil metanol yakıtı organik yiyecek atıklarından yapılan biyogazdan elde ediliyor. Yeşil metanol aynı zamanda yeşil hidrojenin sentezlenmesinden de elde edilebiliyor.
Metanol, dizel yakıtın alternatifi olacak
Petrol bazlı yakıtlara oranla yeşil metanol yüzde 70 daha az CO2 salgılaması ile bilinen yeşil metanol; aynı zamanda dizel yakıt yerine de kullanılabiliyor. Bu kullanımı sağlamak amaçlı Maersk’in en yeni gemisinde çifte yakıt kullanımlı motorlara yer verildi. Bu tur motorlar ile donatılmış gemiler hem normal petrol bazlı gemi yakıtı ve yeşil metanol ile çalışabiliyor.
Maersk bu şekilde motorlara sahip 25 yeni gemi siparişi verdi. Bu gemiler sayesinde yılda 2.3 milyon ton karbon salınımından tasarruf edilecek. Şirket 2030 yılına kadar konteyner filosunun yüzde 25’ini yeşil enerji ile çalıştırmayı hedefliyor. Nihai hedefte 2040 yılına kadar tüm konteyner taşımacılığını sıfır emisyon salgılayan filo ile taşımayı planlıyor. Dünyadaki global olarak taşınan ürünlerin yüzde 90’ni deniz yoluyla taşınıyor. Günümüzde dev kargo gemilerinin yüzde 99 petrol bazlı yakıt kullanıyor. Bu kullanım sonucunda dünyadaki toplam karbon salınımının yüzde 3’ü gerçekleşiyor.
Sektörde 130 metanol yakıt kullanılabilen gemi siparişi
Gemicilik sektörü 2050 yılına kadar tamamen karbon salınımından arındırılmış olmayı hedefliyor. Sektörde hâlihazırda 130 metanol yakıt kullanılabilen gemi siparişi verildi. Bu miktar mevcut tüm gemi siparişlerinin yüzde 13’ünü oluşturuyor. Maersk Dünya Ekonomik Forum’unun karbonsuzlaştırma girişimi lideri “First Moorer’e Coalition” (İlk Hareket Edenler Koalisyonu) üyesi. Bu girişim temiz teknolojileri ölçeklendirerek denizcilik gibi değişim için zor sayılacak endüstrilere yardımcı olmaya çalışıyor. Maersk gibi 2030’a kadar kullandığı yakıtı yeşil enerjiye çevirme talebi olan firmalar yakıt üreticilerine güçlü sinyaller yollanmasına ve yeşil yakıtlar ve yeşil teknolojiler konusunda daha geniş yatırım yapmalarına neden oluyor. Bu da yeşil enerji ürünlerinde daha kolay erişim ve daha ucuz maliyetleri beraberinde getiriyor. Böylece bir sektör daha karbon salınımını kontrol altına almış oluyor.