Cuma, Eylül 20, 2024

Bolat: Pazarlama yıkıcı rekabet üzerinde yükselmemeli

Pazarlama ve iş dünyasını bir araya getiren, iş dünyasının etkin liderleri ile ilham veren ünlü isimlerin katıldığı ve ‘Sürdürülebilir İş- Sürdürülebilir Dünya’ temasıyla düzenlenen Global Marketing Summit 2023 İstanbul’da başladı. Etkinliğin açılışında konuşan Ticaret Bakanı Ömer Bolat, ticaret ve pazarlamanın iç içe alanlar olduğunu aktararak, KREA M.I.C.E’ın düzenlediği Altın CEO Liderler Ödül Yarışması’nda 2021 ve 2022’de kendisinin de ödül altığını belirtti.


Pazarlamanın yıkıcı rekabet üzerinde yükselmemesi gerektiğini belirten Bolat, “Aşırı kar güdüsü toplum ve çevreye karşı sorumluluk duygusunun önüne geçmemeli. Toplumsal ve ahlaki değerler pazarlama anlayışının temel ayaklarından biri olmalı. Pazarlama, tüketici refahını ve memnuniyetini öncelemenin yanında, toplumsal faydayı gözeten, doğaya karşı duyarlı ve çeşitli sosyal sorumluluk projelerini geliştiren bir anlayışta olmalı. İşletmelerin belli değerleri de olmalı. Firmaların sadece para ve daha çok kazanmak, ürün veya hizmet satmak değil, aynı zamanda ülke ve toplum sorunlarına çözüm bulmayla da ilgili olmaları beklenmektedir. Bugünkü neslin ihtiyaçları karşılanırken, gelecek nesillerin ihtiyaçları da unutulmamalı. Bugünün nesilleri olarak, yarının nesillerine yaşanabilir bir dünya bırakma borcumuz olduğunu unutmamak ve yarının nesillerinin de bugünün kaynaklarını tükettiğimiz için bizden alacaklı olduklarını unutmamak, pazarlama departmanlarının asla unutmamaları gereken bir husus” diye konuştu.

“Pazarlama aynı zamanda markayı oluşturur”

Yeni pazarlama anlayışının gövdesini rekabetin oluşturduğunu ifade eden Bolat, “Merkezinde hızlı değişim ve süreklilik arz eden hızlı bir etkileşimle yeni trendlerin ortaya çıkması, odağında ise ‘bilgili tüketici’ yer alıyor. Ancak pazarlama, sadece ürünü satmak demek değil; aynı zamanda markayı oluşturur, markanın ne olduğunu ifade eder. Başarılı ve uzun bir pazarlama süreci olmadan, büyük bir marka oluşturmak neredeyse imkansız” dedi. Sürdürülebilir bir pazarlama ve marka yönetimi için en güçlü aracın, gerçek durumu anlamak ve anlatmak olduğunu vurgulayan Bolat, “Bu kapsamda strateji geliştirmek, hedef kitleyle iletişimi doğru kurmak, paydaşları harekete geçirmek ve etki yaratabilmek için gerçek durumu anlatan çok yönlü ve detaylı verilere ihtiyaç duyulur. Sürdürülebilir pazarlamada en kritik nokta, hikâyeyi iyi anlatmak, samimi olmak ve ikna etmek” ifadelerini kullandı.

Yapılan araştırmaların, sürdürülebilir yaşam pratiklerine yönelik talebin hızla arttığını gösterdiğini ifade eden Bolat, “Bu artış bölgeden bölgeye, kültürden kültüre değişse de sürdürülebilir yaşam biçimlerine eğilim, tüketicinin markalardan da taleplerini beraberinde getiriyor. İklim krizinin etkilerini tecrübe ettikçe, insanların daha sağlıklı bir gezegende yaşama arzuları giderek artıyor. Sürdürülebilir ürünlere yönelik Google aramalarının 2016-2021 arasında yüzde 71 artması, bu gerçekliği teyit ediyor. Diğer taraftan, markanın uyguladığı strateji ve belirlediği hedef ile uygulamalarının, hedef kitle tarafından benimsenmesi ve takip edilmesi, sürdürülebilir pazarlamanın hedefe ulaşması için temel şart durumunda. Bu yüzden, ‘hedef kitle/müşteri, sürdürülebilir pazarlamada önemli bir paydaş’ olarak konumlandırılmalı” diye konuştu.

“İş dünyasının sürdürülebilir alternatiflere yönelmesi şart”

Dünyadaki ekonomik düzenin ve iş yapma modellerinin sürdürülebilir olmadığını aktaran Bolat, “Yeryüzünü iyileştirmek, gelecek nesillerin kaynaklarını tüketmeden bir ekonomik model yaratmak için iş dünyasının sürdürülebilir alternatiflere yönelmesi şart. Örneğin, Avrupa’nın en büyük şirketlerinin sadece yüzde 9’u 2050 emisyon hedeflerine ulaşmaya hazırlanıyor. Bu da daha küçük, yenilikçi şirketlerin sürdürülebilir modellere öncülük etmesi gerektiğini gösteriyor” dedi. Bolat, sürdürülebilir bir pazarlamanın yenilikçi olmanın yanı sıra, ancak iş ahlakına bağlı kalarak, devamlılığı sağlayarak, verimliliği artırarak, rekabet ederek, optimum kaynak kullanımını sağlayarak, israftan kaçınarak, doğayı ve çevreyi koruyarak ve sosyal sorumluluk projeleri geliştirerek sağlanabileceğini belirtti.

Sürdürülebilirlik ve toplumsal sorumluluk bilincinin işletmeler için giderek bir mecburiyet haline geldiği gibi, prestij ve toplumsal meşruiyet de sağladığını ifade eden Bolat, küresel sürdürülebilirlik ve toplumsal refahın sağlanmasına yönelik olarak iş dünyasında ortak bir vizyon oluşturmanın mümkün olduğunu aktardı.

“Covid-19 pazarlama anlayışını da değiştirdi”

Bakan Bolat, sözlerine şöyle devam etti: “Öncelikle, ‘yalnız ben’, ‘hep ben’ diye asla demeden, ‘biz’, ‘hep birlikte’ ve ‘ülkemiz’ diyerek; empati yaparak, yani kendimizi karşımızdakinin yerinde düşünerek, karşılıklı saygı ve birlikte paylaşma değerlerine sahip çıkarak, yıkıcı rekabetle değil, rekabet ederken birlikte yaşama, ‘bu dünya hepimize yeter, gelecek nesillere borcumuzun olduğunu unutmamalıyız’ gibi temel değerler etrafında birleşmeliyiz. Covid-19 salgınının tüketim alışkanlıkları ve tüketici davranışlarının yanında pazarlama anlayışını da değiştirdiği görülülüyor. Maalesef işin ahlaki tarafında bir dezenformasyona yol açtığı da söylenebilir. Bu süreçte, stokçuluk, başkalarının ürünlerine el koyma, fırsatçılık, tamahkârlık gibi kötücül anlayış ve uygulamalar, ticaret ahlakında ciddi zafiyetler maalesef oluşmuş. Ahlaki kaygıları gözeten, toplumsal faydayı göz ardı etmeyen, çevreye duyarlı ve gelecek nesilleri ihmal etmeyen sürdürülebilir bir pazarlama anlayışı temenni ediyorum.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM