Hamas’ın yaptığının affedilir tarafı yok. Hangi nedenle olursa olsun izah edilemez. İsrail’in karşılığı olsa olsa insanlığa karşı suçun daniskası. Hamas’ı kınayıp, İsrail’e ses çıkarmamak, aksine sonuna kadar yanındayız mesajları vermek ayıp kavramına ayıp.
Belki yıllar sonra Hamas’I bu saldırıyı yapmaya kimin ya da kimlerin ittiğini öğreneceğiz. Ama sonuçta olan masum kadın erkek sivillere, çocuklara oluyor.
Peki İsrail bütün Filistinlileri Gazze’den sürse Ortadoğu’ya barış gelir mi? Asla. Peki Hamas esas büyük zararı kendi halkına verdiğinin bilincinde mi? Bilincine varsa ne olur, varmasa ne olur, iş işten geçti. Bu arada Rusya Ukrayna savaşı bitti de bizim mi haberimiz yok!..
En kötü insan huyu, insanlık trajedilerine alışmak, vahşetin haber değerinin giderek sıradanlaşması, değer yitirmesi olsa gerek.
Bütün bunlar olup biterken bir heyetle birlikte, kısa süreliğine, bir dizi toplantıya katılmak üzere Brüksel’e gitmiştik. Son Brüksel ziyaretimizde, 24 Şubat 2021’de Rusya Ukrayna ile savaş başlatmıştı, bu gittiğimizde de Hamas İsrail’e saldırdı.
Bunu dile getirdiğimizde bir kara mizah olarak, “aman bir daha buralara gelmeyin, ayağınız uğurlu gelmiyor” dediler. Ben de cevaben “gelmememizi istiyorsanız Türkiye’yi AB’ye üye yapıp sorunları çözün, bir daha buraların hava sahasından bile geçmem !” dedim.
Dünya’nın içine girdiği kaotik süreç galiba Türkiye – AB ilişkilerinde az da olsa işbirliğine geri dönüşe katkı sağlayacak.
Doğrusunu söylemek gerekirse Brüksel’e gederken ilişkiler adına oldukça karamsar bir tabloyla karşı karşıyaydık. Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye raportörü Sanchez Amor hazırladığı raporda, Türkiye ile AB arasındaki ilişkinin tam üyelik rayından çıkartılmasını talep etmiş, Parlamento raporu büyük bir çoğunlukla genel kurulunda kabul etmişti.
Daha önce farklı mecralarda yazdığım yazılarda, bu önerinin asla kabul edilemeyeceğini, AB ile ilişkilerimizin hukuki temelini oluşturan 1963 Ankara Anlaşmasından tam üyelik hedefinin çıkartılması halinde, mevcut gümrük birliğini dahi ortadan kaldırabilecek şekilde Ortaklık Konseyi kararlarının bütününün geriye yönelik olarak tartışmaya açılabileceği tehlikesine dikkat çekmiştim.
Anlaşıldığı kadarıyla Avrupa Komisyonu da bu tehlikenin farkına varmış. Komisyon yetkilileri öncelikle Sanchez Amor’un raporunun 2022 Komisyon Raporunu dikkate alarak kaleme adığını (zehir zemberek bir rapordu), ne Amor’un, ne de oylayan parlamenterlerin ilişkilerin teknik doğası ile ilgili hiçbir bilgilerinin olmadığını, o günün algısına bağlı olarak kendi seçmenlerinin hoşuna gidecek şekilde davrandıklarını belirttiler.
“Peki bu seneki raporunuz nasıl olacak ve ardından ne bekleyebiliriz?” sorusuna cevap olarak da, “tabii ki siyasi konularla ilgili eleştirilerimiz olacak, ancak Türkiye’nin kaybedilmemesi adına bir dizi işbirliği alanlarına yer verip, yarıda kalan işlerimizin tamamlanması gereğinin altını çizeceğiz” şeklinde konuştular.
Yarıda kalan işlerin başında “gümrük birliğinin güncellenmesi ve vize serbestisinin kademeli olarak gerçekleştirilmesi” geliyor. Aslında her iki alan da çok kolay alanlar değil.
Gümrük birliğinin güncellenmesi çok uzun sürebilecek bir müzakere sürecini beraberinde getirebilir. Vize serbestisi ise bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Schengen vizesi almaksızın AB ülkelerine gitmesinin önünü mevcut koşullarda açabilir gibi gözükmüyor.
Daha ziyade bazı meslek gurupları için vize kolaylığı demek daha uygun. Örneğin iş insanları, akademisyenler, öğrenciler, gazeteciler, uluslararası mal ve insan taşıyan şoförler gibi. Hem daha kolay hem de uzun süreli vizelerin verilmesi sözkonusu olacak.
Avrupa Komisyonu’nun bu raporu Kasım ayı içinde yayınlanacak. Yalan söylemeyeyim, son okuduğum Komisyon raporu 2011 tarihliydi. 12 yıl aradan sonra merakla okuyacağım ilk rapor olacak.
Ardından AB hükümet ve devlet başkanları (AB Konseyi) Aralık ayında bir araya gelecek ve Konsey nihai bildirisinde Komisyon raporunu esas alarak Türkiye ile ilgili bir kaç paragrafa yer verecek.
Önümüzdeki günler hareketli geçeceğe benziyor. Fırsat buldukça sizler için değerlendğrmeye devam edeceğim.