Almanya’da Trossingen Devlet Konservatuvarı’ndaki konser piyanistliği lisans eğitimini başarıyla tamamlayan Emre Nurbeyler, 14 Kasım Salı akşamı saat 20.00’de İzmir Sabancı Kültür Merkezi’nde bir solo konser ile dinleyicilerle buluşacak.
23 yaşındaki Nurbeyler konserde tam puan ile mezun olduğu sınavın programından Beethoven, Chopin, Ravel’in virtüöz eserleri gibi seçkilerle beraber ödüllü bestesi Piyano için Yedi Fıkra’yı da seslendirecek. İzmir’de ilk seslendirilişi bu konserde yapılacak olan Nurbeyler’in çocuklara yönelik Piyano için Yedi Fıkra eseri, bu yıl BESOM (Besteciler Orkestra Şefleri ve Müzikologlar Derneği)’nin Cumhuriyet’in 100’üncü yılı onuruna düzenlediği 100. Yıl Piyano İçin Çocuk Parçaları Beste Yarışması’nda ikincilik ödülüne layık görüldü.
Uzun yıllardır klasik müzik dergisi Andante’de ve kendi bloğunda müzik yazıları yazan, ayrıca yazdığı öykülerle de ödüller kazanmış olan Emre Nurbeyler bu konserini eserler hakkında bilgiler vererek anlatımlı yapacak.
Cumhuriyet’in yüzüncü yılı onuruna beste
Karadeniz fıkralarını örnek alan bestesini Nurbeyler şu şekilde anlatıyor: “Müzik, anne karnından bilerek doğdumuz bir dildir aslında. Bu dili konuşabilen insanlar sayılı olabilir, fakat anlayabilen insan sayısı dünya nüfusuna daîma eşittir. Bugüne kadar bu dilde pek çok şiir, öykü, roman, destan dinlediğinize eminim; peki hiç fıkra dinlemiş miydiniz? Kompakt, komik, öğretici formları ve beklenmedik sonları ile kolayca tespit edebilirsiniz onları. Okuyucusunu Türkçe’nin zarif özelliklerinden yararlanarak güldüren bir fıkrayı birebir müzik ile anlatmanın epeyce zor olacağını, sonucunun da tatmin edici olamayacağını düşünüyorum. Bir Özdemir Asaf şiirini başka bir dilde okuduğunuzu hayal edebiliyor musunuz? Beni fıkraların eğlenceli yapısını ve hatta alıştığımız ana karakterleri Temel ve Dursun’u koruyup gerisini evrensel müzik dili için yeniden düşünmeye itenler bunlardı işte. Bu eserde do notası Temel’i, si bemol notası Dursun’u temsil ediyor. Çocuklara onların hem gülerek çalışabileceği, hem de güldürerek çalabileceği bir eser defteri armağan etmeyi istedim. Kelimelerin akorlara, cümlelerin armonilere dönüştüğü yedi fıkra kolaydan başlayıp zora giden, bu eseri çalışan küçük çocukları; gelişen teknikleriyle beraber takip eden bir yapıya sahip. Bununla beraber en güncel çocuk gelişim psikolojisi araştırmalarını baz alan Alman pedagoji ekolünde kullanılan öğrenim teknikleri de eserin temelini oluşturuyor.”