Pazartesi, Eylül 16, 2024

“Atatürk, Türk milletine kazandırdıklarıyla ölümsüz bir lider”

atatürk paneli

Yaşar Eğitim ve Kültür Vakfı, Cumhuriyet’in 100. yılı etkinlikleri kapsamında, vefatının 85. yılında Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü fikirleriyle anmak üzere ‘Atatürk’ün fikirleriyle aydınlanan Cumhuriyet’ konulu panel düzenledi. Panelin açılış konuşmasını yapan Yaşar Üniversitesi Hukuk Fakültesi Özel Hukuk Bölümü Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işıl Özkan, Mustafa Kemal Atatürk’te Cumhuriyet fikrinin genç yaşlarında başladığını ancak bu fikri 28 Ekim 1923 tarihine kadar gündeme getirmediğini belirtti.

Atatürk çok okuyan, akıl ve bilim esasına inanan bir lider olduğuna değinen Prof. Dr. Özkan, “Uluslararası hukuk kitaplarını, aydınlanma yazarlarının kitaplarını altını çizerek ve not alarak okudu. Atatürk’ün Cumhuriyet fikri bu alt yapı ile oluştu. Adı Cumhuriyet olan ülke çok ancak demokrasiye sahip olmak önemli. Atatürk, demokrasi olmadan Cumhuriyet’in olmayacağını çok iyi biliyordu. Demokrasinin işleyebilmesi için milletin eğitim alması gerektiğini ve eşitliğin önemini her zaman vurguladı. Onun sayesinde hepimiz eşit haklara sahip olduk. İnkılaplarını şehir şehir dolaşarak halka anlattı. Atatürk, çok iyi bir asker ve çok iyi bir stratejistti. “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” ilkesini ifade etmesi çok önemli. Türkiye’nin tüm komşularıyla dost bir çevre yarattı. Kadın haklarının savunuculuğunu yaparak Türk kadınına haklarını altın bir tepside sundu. Atatürk’ün vatandaşlık kavramı içinde dayanışma var. Atatürk, Türk milletine kazandırdıklarıyla ölümsüz bir lider” diye konuştu.


“Egemenlik için yasama, yürütme ve yargı esas”

Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kemal Arı, Cumhuriyet fikri henüz aydınlar tarafından tartışılıp konuşulmamışken, Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet fikrine yönelmiş olmasının çok önemli bir öngörü olduğunun altını çizdi. Devlet olgusunun ortaya çıkması için üç olgunun bir araya gelmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Arı, “Toprak, o toprak üzerinde yaşayan ve belirli bir bilinç düzeyine gelmiş insan ve egemenlik ile devlet oluşur. Egemenlik için ise yasama, yürütme ve yargı yapısının olması esastır. Türkiye Cumhuriyeti, Misak-ı Milli ile sınırları belirlenmiş toprağa, bu toprak üzerinde yaşayan millete ve ulusal egemenliğe sahip bir devlettir. Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında aklında sadece ülkeyi işgalden kurtarmak yoktu. Topyekün ve kalıcı kurtuluş olacaksa bu mücadeleden mutlaka Cumhuriyet ile çıkılması gerektiğini biliyordu” dedi.


“Cumhuriyet’in ilanı, kadın hakları için önemli bir adım”

Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Taner Kerimoğlu, Mustafa Kemal Atatürk’ün, toplumun yarısını oluşturan kadınlara ve kadın haklarına verdiği önemi anlattığı konuşmasında insanlık tarihinde toplumların yerleşik yaşama geçmesiyle birlikte kadına biçilen rollerin ev işleri, çocuk bakımı, yaşlı ve hasta bakımı gibi sınırlı alanlarda kaldığını, bu konunun 19. yüzyıla kadar doğu ve batı arasında fark olmaksızın böyle algılandığını, Fransız Devrimi ile batıda kadınların yaşama katılması konusunda ilerleme kaydedildiğini belirtti.

Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı’nda çok kayıp verildiği ve kadınların, erkeklerin iş alanlarında sorumluluk almaya başladıklarını belirten Doç. Dr. Kerimoğlu, Cumhuriyet’in ilanından önce kadınların yaşama katılmasına yönelik adımlar atılmaya başlandığının altını çizerek, “Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyet döneminde hayata geçirilecek birçok reforma uzun yıllar önce hazırlık yapmaya başladı ve daima eşit haklara sahip olunması gerektiğini de her fırsatta vurguladı. Cumhuriyet’in ilanı, kadın hakları için önemli bir adım. Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınlarının haklarını eğitimden hukuka kadar her alanda korumak üzere önemli adımlar attı” diye konuştu.


“Cumhuriyet, 100 yıl gibi kısa bir sürede kurumsallaştı”

Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mithat Kadri Vural ise konuşmasında şunları söyledi: “Mustafa Kemal Atatürk, son derece stratejik düşünen bir lider. Onun için toplumsal bütünlüğü bozmamak, bir kişiyi bile dışarıda bırakmamak esastır. Milli mücadelenin temel stratejisi budur. Milli mücadele, askeri zaferin yanı sıra Mustafa Kemal Atatürk’ün stratejik düşünmesi, tüm aktörlerin katılımıyla ortak akılla harekete geçilmesiyle başarıya ulaşmıştır. Toplumsal ve siyasal dönüşüm, güçlü liderlerin eliyle gerçekleşir. Cumhuriyet, güçlü temelleriyle 100 yıl gibi kısa bir sürede kurumsallaştı.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM