‘Depremin Gölgesinde İkinci Yüzyılda Barınma Gerçeği’ konulu söyleşi de Platformizmim üyesi mimar, iç mimar ve uzmanlar Türkiye’nin 100 yıllık tarihinde deprem gerçeğiyle ilgili yaptıkları, yapamadıkları ve ikinci yüzyılda yapılması gerekenleri masaya yatırdı
İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) ve Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi iş birliğinde ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılı’ söyleşileri kapsamında ‘Depremin Gölgesinde İkinci Yüzyılda Barınma Gerçeği’ konulu söyleşi gerçekleştirildi. Söyleşide Platformizmim Hizmet ve Dayanışma Kooperatifi Başkanı Alp Burkut ve Platformizmim üyesi mimar, iç mimar ve uzmanlar Türkiye’nin 100 yıllık tarihinde deprem gerçeğiyle ilgili yaptıkları, yapamadıkları ve ikinci yüzyılda yapılması gerekenleri masaya yatırdı. Söyleşinin açılış konuşmasını yapan EMD İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demircan, konuklara EMD konusunda bilgi verdi.
“Kamuoyunu sonuna kadar bilinçlendirmekten vazgeçmeyeceğiz”
Söyleşinin öncelikli amaçlarından biri özellikle topluma doğru mesajların doğru şekilde geçmesini sağlayabilmek olduğunu dile getiren İGC Başkanı Dilek Gappi, “Biz aynı zamanda bir depremzedeyiz. İGC’nin burada 12 dairesi vardı. İzmir depreminden sonra bir iki gün sonra daire orta hasarlı olduğu gerekçesiyle yasaklandı. Zor bir süreç yaşadık. Bir proje çizdirmeye karar verdik. Cemiyetin de etkisiyle iyi bir mimari proje çizdirip tüm malikler üzerinde anlaştık. Müteahhitimiz belli oldu ve ruhsatımızı aldık. Bir de kentsel dönüşüm kredisi diye bir şey var ama bu büyük bir hikâye. Başvurmak için Ankara’yla temasa geçtik. Belli bankaların genel müdürlüğü bizzat konuştu. Yine de çıkmadı. Yani cemiyete çıkmayan kredinin başka yerde de hiç çıkmadığını biliyorum. Ve aylık sadece bin 500 TL kira yardımı alıyoruz. Cemiyet olarak işte bu kadar zorlanıyorsak vatandaşın yaşadıkları gerçekten çok zor. O nedenle doğru mesajları kamuoyuna mutlaka ayrıntılı, detaylı ve hep birlikte iletilmesinden yanayız. Kamuoyunu sonuna kadar bilinçlendirmekten vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.
“Hala yapılaşma ve kentleşmeyi tartışıyor olmak üzücü”
100 yıl önce en büyük devrimlerden birini başarmış ülkenin yurttaşları olarak iki binli yıllarda hala yapılaşma, kentleşme üzerinde tartışıyor olmanın üzücü olduğunu belirten Mimar Taner Erdoğan, “Temel nedenleri, etnik ve dini temellendirmelerle belli bir tarih öncesindeki bu coğrafyadaki toplumsal birikimi reddetmek, yapı kültürünü kavrayamamak, sahiplenememek ve kurucu iradenin heyecanını sürdürememek olsa gerek” dedi.
“Bahçe kent temalı kent planına öncelik verildi”
Erdoğan, “Atatürk, sanayi devrimi sonucu özellikle Londra’da yaşanan kentsel ve toplumsal sorunların çözümü için gelişen planlama ilkelerinin yanında Bauhaus gibi çağdaş mimarlık hareketlerini de analiz etmiş nitelikli bir kurucu irade oluşturdu. Sanayileşmenin Londra gibi büyük kentlere yığdığı iş gücünün kontrolsüz mekansal sorunlarının çözümünü, merkezi kent etrafında tarımsal ve kentsel gereksinmelerin karşılanabileceği yeşil kuşaklar oluşturmak ve o çember etrafında küçük kasabalar geliştirmek olarak tanımlanan ‘bahçe kent’ temalı kent planına öncelik verdi” ifadelerini kullandı.