Güç merkezi olabilmenin egemenlik tarifini ‘istisna koyma gücü’ şeklinde vurgulayan Carl Schmitt geçen asır boyunca siyaseten vurgulanan ve hala süregelen otokrat- demokrat dünya pazarlamasının yanına adeta bir bütünün içinde müştereklik ve münferitlik zerk edilen iktisadi münasebetlerin genel yekününü işaret ediyordu.
Yaklaşık olarak 21.asıra girilişinin ilk çeyrek asırlık döneminde bireysel ve kurumsal yaşam alanının tüm geçmişten farklı olarak önemli bir dönüşüme uğradığı döneme atılan adımları gösteren işaretler vardı. Bunlar arasında bilhassa öne çıkan araçlar ve vasıtaların birey ve kurum yaşam alanlarında ilgi-zaman payının artması kapsamlı değişimlerin vazgeçilmez unsurları olarak görülüyor.
Günümüzde henüz erişim kapsama sınırı çerçevesinde kabul edilmesine rağmen yoğun nüfus barındıran bölgelerde kullanımı kişisel ihtiyacın zorunlu ögesi haline gelen mobil aygıtların işlevleri sosyal münasebetler içerisinde giderek en büyük payı alacak yönde ilerliyor. Öyle ki sistematik bir arıza ve kopma mevcut plan ve programları da haliyle akamete uğratabiliyor.
Bilgi(enformasyon) Teknolojileri IT, herhangi bir bilgisayar, depolama aracı, ağ ve diğer fiziksel aygıtların kullanılmasıyla dijital verilerin yapılandırılması, işlenmesi, oluşturulması, korunması ve değiştirilmesini kapsayan alandır. Çalışanların cihazları, yeni yazılımların geliştirilmesi, bilgisayarların bakımı, akıllı telefonlar ve ses kayıt cihazları gibi dijital veriye ilişkin bir çok araca IT başlığı altında yer verilebilir.
Böyle geniş kapsamlı, genel maksatlı bir alanın yaygın kitlelere nüfuz edebilme eksenli bir algı müştereğine cazibe yaratması hiç dahi şaşırtıcı değildir. Nihayetinde tedrici bir biçimde bireyler ve kurumsalı dünya genelinde yönlendirme iştahasını kabartır. Nitekim kültürel, sosyal zeminlerden ekonomik, siyasi gelişmelerin yansıdığı çerçevelendiği ve henüz başlangıç safhası biçiminde nitelendirilebilir güncel konumda belirsizlik keyfiyetinin varlık sebebi söz konusu değişimin bir nevi normal kabul görülebilecek yoklamalarıdır.
Siyasete yansımasına gelince; küresel güç kimliklerinin henüz tüm cihetleri ile teçhiz edilememiş Avrasya ve Doğu Asya konumlu iri kıyım yardımcı karakterlerin(Rusya, Çin) her ikisinin bugüne kadar teşmil edildikleri alışılagelmiş “kalkınma” retoriğinde, gelecek ile ilgili endişelerinin yanında “dijital” değişim için Batı’ya serzenişleri anlaşılır gibi değildir.
Bakalım Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dmitry Medvedev’in “Neo-sömürgeciliğin Modern Uygulamalarına Karşı Mücadelenin Destekçileri Forumu”nda konuştukları endişeler ne derece geçerli. “Sözde kollektif Batı, kelimesin tam anlamı ile küresel süreçlerin dizginlerini elinde tutmaya odaklanmış durumda.
Bunu yapmak için askeri, siyasi, ekonomik, ideolojik ve bilgisel baskılara başvurmaktan, özgür kalkınma fırsatlarını engellemekten ve toplumsal guruplar ile halkların bilincini manipüle etmekten çekinmiyorlar, doğal olarak onlar, mantıken sonucu küresel bir dijital diktatörlük olabilecek süreçler başlattılar”
