Perşembe, Eylül 19, 2024

Teknoloji çalışanlarının %97’si iş tekliflerine açık

teknoloji çalışanları

Uluslararası işe alım danışmanlık şirketi Michael Page Türkiye, teknoloji ve finans kurumları temsilcileriyle bir araya gelerek, PageGroup Yetenek Trendleri Araştırması’nın sonuçlarının ele alındığı toplantıyı gerçekleştirdi.

Michael Page Teknoloji & Finansal Hizmetler, Bankacılık & Sigorta İş Birim Direktörü Deniz Çakırgil Sezen, sonuçlara göre Türkiye’de sektör bağımsız teknoloji çalışanlarının yüzde 97’sinin iş tekliflerine açık olduğu, bu oranın yüzde 50’sinin ise aktif iş arayışında bulunduğunu belirtti. Avrupa ülkelerinde ise bu oranın yüzde 86 düzeyinde olduğuna vurgu yapan Sezen, sektörde çoğunlukla maaş derecesi açığı nedeniyle, yeteneklerin hak ettikleri maaşı alabilme durumunun değişkenlik gösterdiğine dikkat çekti.


Çalışanlar uzaktan, işveren iş yerinde çalışma eğiliminde

Çalışanların değişen talep kriterlerinin başında uzaktan ya da hibrit sistemde çalışmanın ilk sıralarda yer aldığını aktaran Sezen, “Yöneticiler, şirket sadakati ve ekip ruhunun korunması için çalışanların belirli periyotlarla çalışmalarını ofis ortamında sürdürmelerinin gerekliliğine inanıyorlar. Özellikle uzaktan çalışma sisteminin yaygın olduğu şirketlerdeki yöneticilerin ekibi yönetebilme becerisi büyük önem taşıyor. Genellikle X kuşağı çalışanlar uzaktan çalışma kadar ofiste vakit geçirebilecekleri zamanların olmasını isterken, Z kuşağı çalışanlar ise tamamen uzaktan çalışmayı tercih ediyor. Uzaktan çalışma sisteminde ekip ruhunu kaybetme tehlikesi, insan dokunuşunu hissettirme meselesi önem taşıyor. Teknoloji çalışanları için şirketlerdeki esnek çalışma sistemi, ücret kadar ve bazen daha fazla tercih sebebi oluyor” dedi. 


Yetenekleri yenilikler elde tutuyor  

Yöneticilerin İK odaklı yaklaşımının yetenekleri elde tutmak için daha olumlu bir iklim yarattığını vurgulayan Sezen, “Yeni dönüşümler, kariyer ve kişisel gelişime katkı sağlayan eğitimlerle yetenekler motive oluyor. Ancak yetenekli adaylar iş başvuruları sırasında sınavdan hoşlanmıyorlar. Bu nedenle onların muhakeme yeteneğini ve çözüm mantığını iyi tanımak, beklentilerini anlamak için işverenler tarafından özel senaryo sistemleri geliştiriliyor. Çalışan şirkete aidiyet duygusunu, şirketin kendisine katkısını hissetmek, takımdaki rolünü net olarak bilmek istiyor” ifadesine yer verdi.


Ofiste tam zamanlı çalışmada verimlilik kuralı yıkıldı

Ofise gelenin verimli çalıştığı kuralının yıkıldığını aktaran Sezen, “Tam zamanlı değil ama en az ayda bir kez ofise gidilmesi kuralını şirketler tercih ediyor.  Çalışan gerekli bir hedef ve sebep olduğunda ofise gelmek için motive oluyor. Finansal Hizmetler sektörü altında Bilişim Teknolojisi alanında çalışanlar esnek çalışma sisteminde daha verimli oluyorlar. Yöneticilerinin verdiği hedef doğrultusunda işi zamanında tamamlama sistemiyle uzaktan çalışmayı tercih ediyorlar. Çalışanların neredeyse tamamı uzaktan ve hatta farklı şehirlerden çalışabiliyor, ayda bir kez ofise geliyorlar. Bazı kurumlarda ise ofisteki çalışma alanlarının rezervasyon yöntemi ile paylaşımlı kullanılma sistemi uygulanıyor” sözlerinde bulundu.


Çevik bankacılık teknolojiyle hız kazanıyor

Pandemiden sonra yeni nesil bankacılığın hızla geliştiğini söyleyen Sezen, “Bankacılık ürünleri çeşitlendi. Küçük ve orta ölçekli bankalar daha çevik olarak dijital bankacılığa dönüşüm yapabiliyor. Bankacılık dijitalleştikçe, şubeler azalıyor. Tüketici tüm işlemlerini bir platform üzerinde yapmak istiyor. Platform bankacılığı hız kazanıyor. Açık Bankacılık sistemi yakın dönem için B2B’lerde kolaylık sağlarken, son tüketici için ne Avrupa pazarında ne de Türkiye’de şimdilik fazla fayda sağlar gibi görünmüyor” dedi.


Kolay bir kullanım sunamayan dijital sistem yok oluyor

Sezen, şu sözlere yer verdi: “Teknoloji odaklı bakış açısına sahip ürün müdürü (product owner) ve yetkin iş analistleri görevlerini iyi yaparsa, mutfakta hizmet üreten teknoloji uzmanlarının (developer) daha verimli çalışabilmesine imkan sağlıyor. Şirketlerdeki teknolojik yenilikler iş yapma şeklini dönüştürürken, hayatı da kolaylaştırıyor.  Ancak bu dijital dönüşüm, kullanımı kolay ve basit bir sistem sunamadığında, son kullanıcı tarafından tercih edilmiyor ve zamanla yok olmaya mahkum oluyor. Şirketlerin teknoloji becerisi ne kadar iyi ve hızlı ise, müşteriye o kadar hızlı erişiyor. Finansal Servisler alanı içinde özellikle Bankacılıkta ve sigortacılıkta müşteri online olarak hızlı işlem yapmaya çok önem veriyor. Son kullanıcı tarafından az prosedür, hızlı işlem tercih ediliyor.”

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM