Cumartesi, Temmuz 27, 2024

Stagflasyon kapıda mı?

TÜİK, 2023 yılı üçüncü çeyrek rakamlarını açıkladı. Yıllık büyümemiz bir önceki yılın üçüncü çeyreğine göre yüzde 5,9 oldu.

Görünüş güzel, yani çok hızlı büyüyoruz. Ama rakamlara bakarsak, bu büyümenin motoru inşaat sektörü. TÜİK diyor ki, GSYH’yi oluşturan faaliyetler incelendiğinde; 2023 yılı üçüncü çeyreğinde bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; inşaat yüzde 8,1 büyüdü. Tarım sektöründeki büyüme ise 0,3.

Zincirlenmiş hacim endeksi, birçok ülkenin kullandığı teknik bir hesaplama yöntemi.

Bir önceki yıla baktığımız zaman tarım sektörü yerinde sayıyor. İnşaat sektörü ülke büyümesinin iki katı.

TÜİK’te yönetim değişiklikleri iktidarın siyasi stratejisine yardımcı oluyor mu derseniz, kanımca yardımcı oluyor. Paylaşılan şu veriye bir bakınız:

“İşgücü ödemeleri, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 117,2 arttı. Net işletme artığı/karma gelir yüzde 50,7 arttı.

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı geçen yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 26,1 iken, bu oran 2023 yılında yüzde 32,2 oldu. Net işletme artığı/karma gelirin payı ise yüzde 55,0 iken yüzde 47,0 oldu.”

Bu verilere bakarsanız, asgari ücretteki artış Gayrisafi Katma Değerde büyük artışa yol açıyor. İktidar mantığına göre 2024’te asgari ücrete getirilecek zam enflasyondan daha düşük olmalı. Bu düşünceyi AKP yetkilileri, asgari ücrete yapılacak düzenlemenin “mevcut enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre” yapılması gerektiğini ifade ederek seslendiriyorlar.

Kasada para yok herhalde. Mehmet Şimşek borsa ve döviz kazançlarından yüzde 40â kadar vergi almak için cumhurbaşkanının yetkilendirilmesini şöyle savunuyor: “Bu bir yetkidir. Şu anda vergi getirmiyoruz. Sadece yetki alıyoruz. Piyasa koşullarına bakacağız. Daha adil bir vergi sistemi ve verginin tabana yayılması için çok ciddi adım atacağız.”

Hazine ve Maliye Bakanımızın niyetinin “halis” olduğunu söylemek kanımca zor. Mehmet Şimşek, TÜİK’in açıklamasındaki iç talep konusunda şöyle yorum yaptı; “Yılın ilk yarısına göre iç talebin büyümeye verdiği katkı 8,8 puandan 7,3 puana gerilerken, net dış talebin negatif katkısı 4,9 puandan 2,6 puana düştü. Bir önceki çeyreğe göre özel tüketim daralırken, yatırım ve ihracat artış gösterdi” dedi.

Bu yoruma aynadaki yansımasından bakarsak, durum iyiye gitmiyor. İçeride satın alma gücü düştüğü için büyümeye verdiği katkı azalıyor. 2023 Yılının üçüncü çeyreğinde bu katkı 7,3.

İç piyasa durgunlaşıyor. Üretim artışı da yavaşlıyor. Bu da yurtdışı bağımlılığını artırıyor. Mal ve hizmet ithalatı, 2023 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 14,5, ihracatı ise yüzde 1,1 arttı.

Özetle, 10 aylık dönemde ihracat yüzde 0,2 artarak 209 milyar 904 milyon dolar oldu. İthalat da yüzde 1,1 artarak 303 milyar 821 milyon dolara ulaştı.

Yani Ocak-ekim döneminde dış açık yüzde 3,2 artışla 93,9 milyar dolar oldu.

İktidar üretime destek vermezse sadece yandaşlar inşaattan kazanır, halkın durumu daha da kötüleşir.

Üstelik kent rantı gözlerini öyle karartmış ki “kentsel dönüşümde devlet arazilerine değil de kişisel mülke rezerv alanı koyma yetkisiyle” demografik yapının da değiştirilmesi olası.

Çok yönlü beceriksizlik veya çok yönlü saldırı ile ülke ekonomisi ve vatandaş tehlike altında…

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar