Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından Yeditepe Üniversitesi İnan Kıraç Konferans Salonu’nda düzenlenen 24. Yapısal Çelik Günü’nde, ‘Deprem Dirençli Yapılaşma’ ile ‘Sürdürülebilirlik ve Dijitalleşme’ temaları ele alındı. Alanında uzman yerli ve yabancı konuşmacıların katıldığı etkinlikte bir araya gelen sektör profesyonelleri, bilgi ve deneyimlerini paylaştı. Programda konuşan Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Consera Kurucusu Melih Şimşek, Türkiye nüfusunun yüzde 60’ının faal deprem alanlarında yerleştiğini hatırlatarak, “Rutinimizi değiştirip modüler çelik yapı endüstrilerini kurduğumuzda, hiçbir ek yatırım gerekmeden deprem dirençli yapılara kavuşacağız. Üç yılda bir milyon modüler çelik konut üretmek mümkün” dedi.
“Çelik yapılar, depremden daha az etkileniyor”
Şimşek, ‘Yapısal Çelik ve Modüler Yapılar ile Ülkemizin Depreme Karşı Dayanıklı Konut Sorununun Çözümü Mümkün’ başlıklı konuşmasında, “Depreme karşı güvenli ve sürdürülebilir yapılar üretmenin yolu, modüler çelik yapılardan geçiyor. Çelik yapılar; geleneksel yapılara göre 7-8 kat daha hafif olduklarından deprem yükünü bu oranda daha az alırlar. Depremlerden daha az etkilenirler. Üstelik en az iki kat daha hızlı inşa edilirler. Ayrıca çelik yapılar; geleneksel yapılara göre çok daha fazla sürdürülebilirdir. Geri dönüşüm özellikleri sebebiyle doğa dostu yapılardır. Gelecek nesillerin kaynaklarını bugünden tüketmezler” dedi.
“En büyük modüler çelik yapı endüstrisine sahip ülke olabiliriz”
Türkiye’nin depreme karşı güvenli yapılara kavuşması için ihtiyacı olan her şeye zaten sahip olduğunu belirten Şimşek, konuşmasında şunları vurguladı: “Bir senede 500 bin konut üretebilmek için 3,5 milyon ton yapısal çelik gerekiyor. Türkiye’deki kapasite ise, 50 milyon ton. 120 bin insan kaynağına ihtiyacımız var. 2023 verilerine göre, 3,5 milyon işsiz bulunuyor. 20 bin metrekarelik 135 fabrika kurmalıyız. Bu da 10 adet TOGG Fabrikası kapalı alanına denk düşüyor. Özetle, üç yılda bir milyon modüler çelik konut üretmemiz mümkün. Rutinimizi değiştirip modüler çelik yapı endüstrilerini kurduğumuzda, hiçbir ek yatırım gerekmeden, sadece mevcut tercihlerimizi dönüştürerek deprem dirençli yapılara kavuşacağız. İhraç edilebilir yepyeni bir endüstri kurmuş olacağız. Dünyanın en çok elektrikli otomobil üreten ülkesi olamayabiliriz ama en büyük modüler yapı endüstrisine sahip ülkesi olmamızın önünde kendimizden başka hiçbir engel yok. Depremler coğrafyamızda devam edeceğine göre hızlı yapım metotları geliştirmek zorundayız. Depremlerde yıkılmayacak yapılar inşa edersek, can ve mal kayıplarımız olmayacak. Büyük ekonomik kayıplar da yaşamayacağız. Üstelik karbon salınımımızı da azaltacağız.”