Sektörde yeterli denetim olmadığını ifade eden sektör temsilcileri, kaçak şekilde yapılan turların arttığını dile getirdi
Turizm sektörü, pandemiden sonra hareketlenmeye başlasa da ülkedeki ekonomik sıkıntıların devam etmesinden olumsuz etkileniyor. 2023 yılının ilk 9 ayında yaklaşık 42 milyar dolar gelir elde eden sektörde geçen yıla göre talep azaldı. Girdi maliyetlerinin kendilerini zorladığını belirten sektör temsilcileri, vatandaşların alım gücünün düşmesinin de sektörü olumsuz etkilediğini vurguladı. Yurt dışı tatillerinde taksit seçeneğinin kalkmasının sektörü aşağı çektiğini belirten turizmciler, devletin bu konuda bir çalışma yapması gerektiğini aktardı.
“Yurt dışında Balkan bölgesine hakimiz”
Sektörde 18 yıldır çalıştığını dile getiren Bellima Tur Satış Sorumlusu Cenk Göral, “Firmamız yurt içi ve yurt dışı turlar düzenliyor. Yurt dışına Balkan bölgesine çok fazla hakimiyetimiz var. İzmir’de Balkan turu yapan ilk firmayız. Yurt içinde özellikle Karadeniz, Güney Anadolu, Doğu Anadolu, İç Anadolu turları düzenliyoruz. Aynı zamanda kış ve kayak turizmi de yapıyoruz. Kış turizmine talep olacak ama şu anda insanlar tatil için para ayıramıyorlar. Bazı kısıtlamalar da getiriyorlar. Kısıtlamalardan biri de banka komisyonlarının çok olması. Bu durumda insanlar taksitlendirme yapamıyorlar. Biz 2-3 taksit yapıyoruz, daha fazla yapınca vade farkı oluyor. Bu konuda devletin bir çalışma yapması gerekiyor. Yurt dışı turlarda taksit seçeneği hiç yok. Bu da bizim belimizi büküyor açıkçası. Hedeflerimiz doğrultusunda şirketimiz daha da büyütmeyi istiyoruz. Avrupa ve Asya bölgesinde hakimiyet kurmak istiyoruz” diye konuştu.
“Vize randevusu oluşturmak zorlaştı”
Geçen yıla göre bu yıl turizm sektörünün durgun geçtiğini vurgulayan Göral, “En büyük etkisi de 6 Şubat’ta yaşadığımız deprem. Siyasal sorunlar, vize kısıtlamalarına tabi tutulmamız gibi durumlar da çok etkiliyor. İtalya, Çek Cumhuriyeti, Fransa yakın zamanda kapılarını kapattılar. Şu anda randevu buluyoruz ama eski dönemdeki gibi rahat bir şekilde değil. Ülkemizde sonradan vatandaşlık verilen kişilerin Avrupa’ya gitme eğiliminden dolayı vize randevuları eskisi gibi sık açılmıyor. Ama firmamız 29 senelik tecrübesi ile ve bu olumsuz şartlara rağmen tarafımızca yapılan vize başvurularında olumlu sonuç alıyor” sözlerine yer verdi.
Sektörde yeterli denetim olmadığını dile getiren Göral, “Kaçak şekilde yapılan turlar, kaçak rehberlik çok fazla. Kaçak turlarda otobüs kazaları meydana gelebiliyor insanların can güvenliği olmuyor. Otel var diyorlar ama insanlar gittikleri yerde otel bulamıyorlar. Bu tarz denetimlerin artırılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
“Her yıl yurt dışından Türkiye’ye daha çok turist getirmeyi hedefliyoruz”
Hedeflerinin her sene yurt dışından Türkiye’ye daha çok turist getirmek olduğunu ifade eden Otelz Bölge Müdürü Mustafa Doruk da “Türk misafirleri daha çok sisteme ve rezervasyon olarak da ülkeye gelir kazandırmak. Ekonomik göstergeler, temmuz-ağustos tatilcinin iç pazarının güçlü olduğu, onun dışında Avrupa pazarının her aylara yayıldığı bir süreç yaşanıyor. Turizm sektöründe oldukça hissediliyor bu. Çünkü o kadar çok hızlı geçmiyor, seyahat azaldı, tatil masraf ve giderleri arttı. İnsanlar tatil bütçelerinden kısıyorlar. Eskiden daha çok rezervasyon, konaklamalar daha uzun olurdu. Şimdi artık hepsi düştü, kısıldı. Ama biz hedeflerimiz doğrultusunda büyük kampanyalar, büyük reklamlar, büyük hedeflerle Otelz olarak en iyisini vermeye ve birçok kitleye ulaşmaya çalışıyoruz” açıklamalarında bulundu.
Otelz’in Marmaris, Datça ve sahil bölgelerinden sorumlu olduğunu belirten Doruk, “Bizim amacımız, bölgelerde otellerin dinamik hali tutup onların satış-pazarlama konusunda uluslararası tüm kanallarda, Otelz üzerinden satış ve pazarlamayı açıp otelleri tanıtmak ve müşteri çekmek. Her bölgede Otelz’in bölge kontrat müdürleri var. Karadeniz’de, Ankara’da, İstanbul’da o bölgenin otellerinden sorumlular. Onlarla berber iletişim kurup fiyatlar ve kampanyalar hazırlayıp sezon için o otelleri hazırlarız ve satışa hazır hale getiririz” diye konuştu.
“Sektördeki rekabet pazarları bölüyor”
Sektörde büyük bir rekabet olduğunu dile getiren Doruk, “Rekabette fiyat politikaları. Bir de malum farklı acentaların oteller üzerinde tek yetkinlikleri her zaman için rekabeti arttırıyor. Çünkü bir acente bir otelle özel bir anlaşma yaptığı zaman diğer acentenin o otele girme olasılığı kalmıyor. Bu da pazarı çok bölüyor ve potansiyeli satış, pazarlamada ciro potansiyelini düşürüyor. Yaz dönemi bizim için çok yoğun geçiyor. Mart, nisanda online rezervasyonlar hızlanıyor. Kayak otelleri, kaplıcalar, termaller başlıyor. Uludağ, Erzurum, Kars gibi Türkiye’nin belirli başlı kayak merkezlerinin dönümü başlıyor. Sonra tekrar bahar otelleri 23 Nisan’da 19 Mayıs’ta orada küçük küçük tatillerle yaz otelleri devreye giriyor. Ondan sonra tamamen Antalya gibi otellerin daha çok gün yüzüne çıkacağı bir süreç başlıyor. Turizm sektörü Türkiye’de dolu dolu 3-4 ay yaşanıyor. Ama Antalya gibi destinasyonlar artık 12 ay turizm yapılabiliyor. Datça, Fethiye, Kaş gibi yerlerde daha kısa tatiller tercih ediliyor. 4-5 ay gibi kısıtlı bir dönem sürüyor. Onun dışında yaz daha yoğun geçiyor” ifadelerini kullandı.
“Kış turizminin yaş kitlesi daha yüksek”
Kış turizmin kitlesinin daha düşük olduğunu belirten Doruk, “Yaş ortalaması daha yüksek. Çünkü termalde Kaplıca’yla biraz daha yaş sınırının 40 yaş üstü olduğunu düşünüyorum. Gençlerin çok tercih etmediği bir tatil seçeneği. Yazın Çeşme’ye 20-30 yaş arası kitle gidiyorsa Kaplıca’ya gitmiyor. O yüzden biraz da emekli grupları, dernek kuruluş grupları, öğretmenler, doktorlar, subaylar, askeri emekliler gibi grupların tercih ettiği bir yer oluyor” dedi.
Aynı zamanda küçük bir butik otelci olduğunu aktaran Doruk, “Türkiye’nin her noktasında butik otelleri gezdim. Her yıl yüze yakın otelde konaklayıp birçok yer gördüm. Birçok otelle iletişim halimde olup insanlara yönlendirdim. Şu anda yayıncılık, gazetecilik, yazarlık yaparken kendi dijital bir ortamda, online bir pazarda, daha diri, daha dinamik, daha hızlı, daha çözülebilir, daha canlı, yani insanlara ulaşıp onlara tatil yapabileceği fırsat otelleri ulaştırmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
“Pandemi öncesi turlara katılım daha kolaydı”
İstanbul’da 7 yıldır hizmet verdiklerini belirten Tatilciniz Turizm Genel Müdür Furkan Gülaçtı, “Yurt içi yurt dışı, okul turları, şirket veya dernek grupları, otel satışları gibi hizmetlerimiz var. Birçok kitleye hitap ediyoruz. Yurt dışı turları için anlaşmalı olduğumuz şirketler var. Misafirlerimiz istediği takdirde partner firmamızla istediği her ülkeye tur düzenliyoruz. Balkan ülkeleri, Yunanistan gibi ülkelere daha çok talep oluyor. Hedeflerimiz doğrultusunda yurtdışında ve İstanbul dışında bir acente açmayı düşünüyoruz” dedi.
Öte yandan sektörde ekonomik problemler yaşadıklarını dile getiren Gülaçtı. “Pandemi öncesine baktığımız zaman insanlar daha kolay turlara katılabiliyordu. Bazı bölgelere şu an talep azaldı. Nedeni ise alım gücünün düşmesi” diye konuştu.
“En çok Avrupa ve Rusya pazarında talep alıyoruz”
Taksim ve Pera Otelleri için çalıştığını aktaran Nova Plaza Otel Satış Pazarlama Müdürü Hüseyin Kaya, “Başta Taksim, Pera ve Basın Ekspresi olmak üzere 3 bölgede 7 otel, 900 oda kapasitemiz mevcut. Hedefimiz bulunduğumuz bölgelerle farkındalık oluşturmak, en iyi hizmeti sunmak, sunmuş olduğumuz hizmetlerle bünyemizi genişleterek yeni kattığımız otellerle de sürdürülebilir kalitemizi devamını sağlamak. Taleplerimiz kurumsal, acenta talepleri dönemsel olarak farklılaşmakta. Taksim bölgesinde Orta Doğu ve yoğun olarak Avrupa ve Rusya pazarında talep alıyor. Prime otellerimizde dönemsel fuar zamanlarında geleneksel, sürdürülebilir talepler devam ediyor. Turizm başta pandemi, deprem, bazı terör saldırılarından olumsuz etkilendi. Fakat bütün bu etkilere rağmen büyüyerek devam ediyoruz” ifadelerini kullanıldı.
“En büyük sıkıntımız girdi maliyetleri”
Turizm sektöründe 1960 yılından itibaren olduklarını aktaran Fulya Turizm Filo Yöneticisi Efe Kocaer, “Dededen toruna geçen bir şirketiz. Taşımacılık, turlar yapıyoruz. Seyahat acentemiz var. Yurt içi ve yurt dışı turlar düzenliyoruz. En fazla talep Balkan turlarına oluyor. Yurt içinde ise en fazla Karadeniz ve Doğu turları oluyor. Sektörde yaşadığımız en büyük sıkıntı girdi maliyetlerinin çok artması. Mazot fiyatları çok yükseldi ve yükselmeye de devam ediyor. Parça fiyatları da aynı şekilde çok arttı. Geçen yıla göre bu yıl turlara daha fazla talep var. Kış turizmine ise şu an çok fazla talep yok durgunluk var. Ama yıl başından sonra talebin artacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.