Mustafa Kemal’in açık ve net konuşmaları halka her zaman özgüven verdi, insanımızı gelecek için öğrenmeye, çalışmaya, üretmeye yönlendirdi. Düşmanla işbirliği yapanlar, rejim karşıtları yeraltı faaliyetlerine devam etti.
10 Kasım’dan sonra farklı bir siyasi ortama sürüklendik. Demokrat Parti kurulması aşamasında söylem değişti, yeraltında çalışan rejim karşıtları da Demokrat Parti içinde ve yanında yer aldı. İktidar oldular. Peki bu nasıl oldu?
Gerçekleri bir yana bırakıp, halkın değerlerine ters işler yapıldığını sürekli tekrarlayarak Anadolu’nun saf ve temiz halkını sanal bir ortama sürüklediler…Camilerin kapatılması, Kuran’ın toplanması gibi…
Bu yöntem o zamandan bu yana süregeldi. AKP de yapacağını söylediğinin tersini yaptı, yaptığının tersini söyledi. Örneğin, halkı enflasyona ezdirmeyeceğiz dediler, insanların satın alma gücü gittikçe düştü, milyonlarca kişi devlete muhtaç hale geldi.
2023 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yeni maliye politikası için Maliye Bakanlığına Mehmet Şimşek geldi, o da yanında Amerika’dan Hafize Gaye Erkan’ı merkez bankasının başına getirdi. Bu ikilinin söylemi altı ay boyunca açık ve netti. Taa ki, 2023 yılının sonunda, Aralık ayının ortasındaki TBMM bütçe görüşmelerine dek…
Mehmet Şimşek, kiralar düşmeye başladı diye bir konuşma yaptı. Gaye Erkan da İstanbul’da hayat pahalı, ev kiralayamadım annemle oturuyorum dedi. Sonra ne oldu? Ankara’da Merkez Bankasının kendisine 44 bin liraya konut kiraladığı ortaya çıktı.
Derken, aradan üç gün geçmeden, Gaye Erkan’ın 2 yıl önce 1 milyon 300 bin Euro ödeyerek Bodrum Turgutreis’te denize sıfır villa aldığı ortaya çıktı. Hem de ki Swissotel Rezidans’tan… Ödediği para da bugünkü 50 milyon lira. Bugünkü değerini varın siz hesap edin.
50 Milyona villa al, ek ödemeler hariç 161 bin lira aylıkla ev kiralayamıyorum, annemle oturuyorum de. Sana da ayda 44 bin liraya Ankara’da ev kiralasınlar.
Mehmet Şimşek kiralama fiyatları düşüyor desin, Fahrettin Koca da giden doktorlar geri geliyor desin.
Öyle ya, Avrupa’da insanlar sefalet içinde, refah içinde yaşamak için Türkiye’ye geliyorlar.
Siyasette iktidar ve yandaşlarının bu tür söylemi onların yaşam biçimi oldu. Hani derler ya yalandan kim ölmüş. Ancak bir söz daha var: yalan dünya…
