Pazartesi, Eylül 16, 2024

Hazır yemek sanayi kendi okulunu istiyor

EBSO Hazır Yemek Sanayi Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Hasan Küçükkurt, gıda temel girdilerindeki aksamaların ve aşırı maliyet artışlarının sektör olarak kendilerini zorladığını ifade etti. Sektörün sıkıntılarını ve taleplerini dile getiren Küçükkurt, “Ege Yemek Sanayicileri Derneği ile işbirliği yaparak İzmir’de bir okul açılması için girişim yapılandırıyoruz. Bu okul açılıncaya kadar Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne bir bölüm açılması için de girişimde bulunmalıyız” dedi

Gıda temel girdilerindeki aksamalar, aşırı maliyet artışları ve eleman eksikliği gibi sorunlar hazır yemek sanayi sektöründe kaygı yaratıyor. Sektörün sıkıntılarına ve taleplerine dair konuşan Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Hazır Yemek Sanayi Meslek Komitesi Başkan Yardımcısı Hasan Küçükkurt, aşçı ve ara eleman bulmakta zorlandıklarını söyledi. Ülke genelinde endüstriyel mutfak aşçı okulunun yok denecek kadar az olduğunu söyleyen Küçükkurt, “Bu sebeple Ege Yemek Sanayicileri Derneği ile işbirliği yaparak İzmir’de bir okul açılması için girişim yapılandırıyoruz” dedi. 

Meslek örgütlerinde bununla ilgili tartışmalar döndürdüklerini belirten Küçükkurt, “Bu okul açılıncaya kadar Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde bulunan Nedim Uysal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’ne bir bölüm açılması için de girişimde bulunmalıyız” diye konuştu.


“Meslektaşlarımız kepenk kapatmak zorunda kalmamalı”

Mutfaktaki sıkıntılardan herkesin haberdar olduğunu çünkü herkesin evinde mutfağının olduğunu ifade eden Küçükkurt, “Artan maliyetlere uygun olarak yemek satış fiyatları da olması gereken seviyeye çekilmeli. Meslektaşlarımız tek tek kepenk kapatmak zorunda kalmamalı. Bu durum sektörün geleceği açısından olduğu kadar yemek hizmeti alan sanayici ve işveren için de tehlike yaratır. İleriki yıllarda yemek alabilecekleri alternatif firma bulmak onlar için çok zorlaşacak” cümlelerine yer verdi.


“Yemek sanayicisi enflasyon altında eziliyor”

Bazı gıda kalemlerindeki 2023 yılı ocak ayı ile aralık ayı arasındaki enflasyon yansımalarını da sıralayan Küçükkurt, “Siyah zeytin yüzde 245 artış ile 29 TL’den 101 TL’ye çıktı. Domates yüzde 240 ile 8 TL’den 30 TL’ye çıktı. Hazır et döner yüzde 193 artış ile 105 TL’den 310 TL’ye çıktı. Dana eti yüzde 185 artış ile 94 TL’den 269 TL’ye çıktı. Elma fiyatı yüzde 141, pirinç fiyatı yüzde 119, salça fiyatı yüzde 194, meyve suyu fiyatı yüzde 87 arttı. Dolayısıyla yemek sanayicisi bu enflasyon altında eziliyor. Karşılığında sanayicilerin de haklı sebeplerinden dolayı bu farkı makul seviyeye çıkaramıyoruz” diye açıkladı. 


Et ve Balık Kurumu’na ucuz et çağrısı

Öte yandan sektörün destek ve beklentilerine değinen Küçükkurt, Et ve Balık Kurumu’nun daha önceden yapıldığı gibi yemek sanayicilerine ortalama fiyatların altında et tedarik etmesi gerektiğini söyledi. Küçükkurt, “Şeker desteği veriyorlardı. Tekrar devam edilmeli ve sürdürülebilir hale getirilmeli. Örneğin Toprak Mahsulleri Ofisi bizim sektörümüzde bazı tarım ürünlerine destek verebilmeli ve sürdürülebilir olmalı” dedi.


“Kalite standardı bir arz talep meselesi”

Fabrikalarda dağıtılan tabldot yemeklerle ilgili kalite standardı sorunu üzerine de konuşan Küçükkurt, “Türkiye genelinde yemek sanayicilerinin odası yok. Dolayısıyla biz denetçi olamıyoruz. Ayrıca şöyle bir şey var: Bizim ortalama yemek fiyatımız 85 TL civarında. Ben yemeğimi 85 TL’ye satarken bir diğeri 45 TL’ye yemek satıyor. Bu bir arz talep meselesi. Sen talep etmez isen öyle bir arz olmayacak. Kötü yemek yapıldığı bilindiği halde o firmalardan yemek alınmaya devam ediliyor. O firmaların yaşama şansını artırıyorlar. Daha sonra bu firmalar kim ise fırıncıyı, etçiyi, yoğurtçuyu dolandırıyorlar. Yemek sektörü zan altında kalıyor. Dolayısıyla yemek aldığımız firmalardan dönüş yapmamız lazım. Yemeği nereden aldığımızı görmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM