Ağaçların fizyolojisini anladıkça, onları daha değişik biçimlere sokabiliyoruz. Su kemerleri gibi, yemiş ağaçlarının dallarını bükerek budamak, son zamanlarda daha sık gündeme geliyor. Kemer haline getirip budamak, daha çok kışın, kuru ağaçlar üzerinde uygulanabilir ve ağaçları daha çabuk ürün alınabilir hale getirir.
Kısacası, geçen hafta bahsettiğimiz yaprak verecek ya da çiçek ve yemiş verecek tomurcuk ayırımlarını aklımızda tutarak, söz konusu yöntemi özellikle yaprak verecek dallarda rahatça kullanabileceğinizi bir yerlere yazalım. Yaprak verecek canlı, verimli dalları ürünü bol hale getirmek, doğal olarak hepimizin ilgisini çekecektir.
İlk başta kışın, bir dalı, kırmadan yataya getirerek bir yerlere tutturmak gerekecektir. Yataya gelmese de, kavisli bir şekilde aşağı bükülen dalın inen tarafında, diğer deyişle dalın uzaktaki yarısında bitki özsuyu çok azalmıştır. Hemen önümüzdeki yaz, eğilmiş dalın üst yüzünde kalan tomurcuklar dal verecek hale gelirler; halbuki daha kötü beslenen alt yüzdeki tomurcuklar yaprak, arkasından yemiş verecek hale gelirler.
İkinci sene, bükülen üst yüzdeki dalların çıkan kısmındaki ikincil dalları ilk ya da ikinci tomurcuk üzerinden verev olarak kesin. Buna karşılık inen kısımdakileri ve dalın alt yüzündeki yemiş verecek dallara dokunmayalım.
Yazın ise, dalın üst kısmında bulunan budanmış dalların canlı bir biçimde yapraklandıklarını görürüz. Bunun yanında, alt kısındaki dalların üzerindeki tomurcukların çiçek daha sonra da yemiş verecek hale geldiklerini görürüz.
Üçüncü sene, tekrar ikinci sene kış aylarındaki gibi eğilmiş dalların üst yüzünde olanların çıkan bölümündekileri olanaklar el verdiğince ilk gözden kesin. Yazın ise, tekrar üst dallardan bolca yeşillik alt dallardan ise bolca yemiş yetiştiğine tanıklık edeceksiniz.
Hızlı ve bol yemiş toplanması, hepimizin kulağımıza hoş gelebilir. Unutulmaması gereken ayrıntı ise, bol yemiş veren dalların çabuk yaşlanmalarıdır. Dördüncü yıldan sonrasında, yemişlerin nitelikleri ve boyutları yavaş yavaş küçüleceğinden, bir süre sonra bu dalların gençleştirilmesi gerekecektir.
Gençleştirilmeleri için yapacağımız işlem, aslında çok da basittir. Bunun için, yataydaki dalın üst yüzündeki ikincil ilk daldan hemen sonrasından buduyoruz. İşte şimdi yukarı dalı yataya getiriyor ve arkasından yukarıda sözünü ettiğimiz döngüye tekrardan başlıyoruz.
Budamalarda, temiz bir makasla, tomurcuğun hemen üstünden, ana dala 45 derece açıyla ve kesinin inen bölümünün tomurcuğun karşı tarafında olmasına özen göstermeliyiz. Bahsettiğimiz yöntemler, sadece yemiş veren ağaçlar için değil, bütün bitkiler için geçerlidir. Verev kesim, dalın üst kısmında su dolayısı ile nem olmaması için gereklidir. Aynı şekilde, kesinin inen kısmının tomurcuktan uzaklaşması suların tomurcuğa doğru akmaması içindir. Ne kadar etkilidir bilemiyoruz?
Bu hafta çorbada tuzu olanlardan Ayşenur İshakoğlu, bize küçük Hindistan cevizi ya da “müska cevizi” ( Myristica fragrans) fotoğrafları yollamış. Aslında kayısıya benzeyen etli kısımdan sonra, çekirdek kısmında bulunan ceviz, çok aranan bir baharattır.
Müska cevizi damıtılarak elde edilen uçucu yağları da, çok beğenilen bir bitkidir. Arkasından, Berna Berke arkadaşımız, eşi Op. Dr. Ender Berke’nin objektifinden, Güney Doğu Asya ormanlarında bir devasa “Alokasiya”yı bize gösteriyor.
Fil kulağı ya da Latince adıyla”Alocasia spp.”lar Güney Hindistan, Güney-Batı Hindistan, Güney-Doğu Asya ve Kuzey Avustralya arasında endemik olarak yaşarlar. Bazı cinslerinin yumrularının yenmesine karşılık, zehirli olanlarının da varlığını unutmayalım.
Keyifli Bahçeler….