Perşembe, Eylül 19, 2024

FETÖ Terör Örgütünün İş İnsanları Üzerinde Baskı Kurması – II

Bir önceki yazıdan devam


Sevgili okurlarım,

FETÖ terör örgütü mensubu olan Basri Aktepe, belli bir dönem içinde Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun ile de beraber çalışmış emniyet personelidir. Emniyet Müdürü Basri Aktepe’nin oldukça kabarık suç dosyası olduğu dikkate alınmalıdır. Bu kişi emniyetin teknik istihbarat konularında öne çıkan ismi olmuştur. Suçların önlenmesi ve suçluların yakalanması amacıyla tespit edilen hedef isimlerin telefonlarının mahkeme kararıyla dinlenilmesini sağlamak amacıyla kurulan telekomünikasyon iletişim başkanlığı (TİB) üzerinden devletin tüm istihbarat kurumlarının dinlenildiği tespit edilmiştir.

Telekomünikasyon iletişim başkanlığı kurucuları arasında yer alan Basri Aktepe, daha sonra genelkurmay başkanlığı bünyesinde faaliyet yürüten ve çok geniş elektronik istihbarat olanakları bulunan Genelkurmay Elektronik Sistemler (GES) komutanlığının Milli İstihbarat Teşkilatına (MİT) devredilmesi üzerine, MİT’te bu birimin başına getirildiği ve MİT Müsteşar Yardımcısı konumunda bu görevi ifa etmiştir. MİT bünyesinde kasti veya projeli olarak yapıldığı anlaşılmayan bu Basri Aktepe görevlendirilmesinin üzerinde durulması ve tevsi tahkikatın derinleştirilmesi şarttır. Basri Aktepe, MİT müsteşarı Hakan Fidan’ın yakınında olup da ona karşı yapılacak olan hareketleri bilmemesine imkân yoktur.

Basri Aktepe, 17 – 25 aralık sürecinin ardından MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın talimatıyla pasif göreve alındı. FETÖ soruşturması kapsamında gözaltına alınan Aktepe, 8 eylül 2016 tarihinde çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Bu gelişmelerin yanı sıra, yine MİT içinde görevlendirilmiş olan Hayati Başdağ isimli bir başka emniyet istihbarat kökenli, personel de mevcuttur. Daha önce siber suçlar la mücadele şube müdürü görevinde olan bu kişi MİT içinde koordinatör görevine getirilmiştir. Bu kişi emniyet ile MİT arasındaki teknik diyaloğu sağlamakla görevlidir. 7.02.2012 Tarihinden sonra özellikle MİT içindeki, göreve atanmıştır.

Bu atama içerisinde Hayati Başdağ ile beraber on (10) tane emniyet mensubunun MİT bünyesine alındığı dikkat çekmektedir. Söz konusu olan bu emniyet istihbarat bünyesinde yer alan personellerin görevlendirmeden önce gerekli soruşturma ve araştırmanın yapılmamış olmasının en azından devletin çok ciddi bir istihbarat zafiyeti olduğu dikkate alınmalıdır.

Bu görevlendirmelerden çok önce de fethullah Gülen Cemaati hakkında yazılan birçok açık kaynak istihbaratı olmasına rağmen bu görevlendirmelerin yapılmasını ise anlamak oldukça zordur. Geriye doğru bakıldığında 1990 yıllarında emniyette henüz bilgisayar yokken, FETÖ terör örgütü, üyelerini sistematik şekilde bilgisayar kurslarına göndermiştir. Özellikle siber teknoloji üzerinde ülkenin sürekli önünde olan örgüt, yaptığı özel yazılımlarla kendi yapılanmasını gizlediği gibi rakip gördüğü kişilerin bilgisayarlarına girmeyi prensip haline getirdiği görülmektedir.

Siber saldırıların yoğun biçimde FETÖ terör örgütü tarafından uygulandığı birçok örnek vardır. Bunlardan bir tanesi üzerinde analiz yapmak gerekirse, balyoz davasında dört yıl tutuklu yargılandıktan sonra beraat eden emekli Albay Ali Türkşen örneği üzerinde durulmalıdır. Kendisinin 5 kasım 2008 tarihinde TRT’nin “Savaşta Barışta Türk Ordusu“ adlı programı için tüm gün çekimde olduğu sırada mail adresine girilerek sahte ve kasıtlı olarak hazırlanmış darbe teşebbüsü dokümanı farklı elektronik adreslere atılmış ve bu sebeple tutuklanmış olduğu görülmektedir.

Ali Türkşen, söz konusu tarihte su altında olduğunu ve başka bir sistem üzerinden mail adresine girildiğinin ispatlanması neticesinde beraat etmiştir. Yazılımı örgüt tarafından yapılan internet tabanlı şifreli mesajlaşma programı bylock ve eagle, uygulamalarının 2014 yılındaki Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimleri öncesi FETÖ terör örgütü üyeleri tarafından kullanılmaya başlandığı tespit edilmiştir.

Deneme işlemleri yapıldıktan sonra, bu programların kullanılması için 17 – 25 Aralık sonrası tüm örgüt üyelerinin yazışmalarını buradan yapması talimatı yönetim tarafından kesin olarak verilmiştir. Yazılımın Litvanya’da bulunan sunucusuna 2014 yılında sızan devlet istihbarat birimleri, şifreleri kırıp kayıtlardaki isimlere ulaşmayı ise ancak Mayıs 2016 yılında başardı.

Terör örgütü üyeleri polisteki elemanları vasıtasıyla, bazı özel teknikleri uygulamaya koymuştur. Sahte tehdit ve ihbarlarla, özellikle örgüte olumsuz bakan siyasetçi, bürokrat ve iş adamı gibi önemli isimlere koruma verilip, bu korumalar üzerinden hem düzenli bilgi akışı sağlanmış, hem de bu kişilerin zamanla sempatisi kazanılması bir taktik olarak uygulanmıştır.

Korumalar aracılığıyla bu kişilerin evlerine dinleme amacıyla “böcek“ tabir edilen ufak uzaktan dinleme cihazları bile yerleştirildiği tespit edilmiştir. FETÖ silahlı terör örgütünün, muhabere elektronik şube müdürlüğü, haber merkezleri ve “155 polis imdat hattı“ uygulamasına kendi adamlarını yerleştirip vatandaştan gelen ihbarları ve bu ihbarların görevlilere aktarılmasını kontrol altında tuttuğu, kapattığı ya da maksatlı şekilde yanlış yönlendirdiği görülmektedir. Kriminal polisliği ve olay yeri inceleme şube müdürlüklerini de etkin şekilde kullanan örgüt, delilleri karartma ve olayları örtbas etme bakımından bunlardan faydalanmıştır.

Ergenekon ve balyoz davaları sürecinde emniyetten, ordudan ve TÜBİTAK’tan aynı konuya ilişkin gelen raporların çoğu zaman birbiriyle çeliştiği unutulmamalıdır. FETÖ terör örgütü kendilerinden olan emniyet içindeki personele düzenli olarak üç ayda bir 24 maaş ile taltif ederek, yılda ortalama otuz bin lira (30.000.00 TL) ekstra gelir sağlayan ve bu gelirlerin büyük oranını örgüte bağış olarak aldığı belirlenmiştir.

FETÖ terör örgütünün analizlerde bulunarak, toplumu beş sınıfa ayırdığı görülmektedir. Bu sınıflama kapsamında, örgüt, ilk sıraya kendi mensuplarını, ikinci sıraya düzenli himmet verenleri, üçüncü sıraya kazanılabilir durumda olup idare edilmesi gerekenleri, dördüncü sıraya kullanılabilecek kişileri, son sıraya ise örgütün düşmanı sayılıp bertaraf edilmesi gerekenleri koymuştur. Hazırlanan strateji çerçevesinde, kimlerle nasıl ilişkiler kurulması gerektiğini kararlaştırmaktadır.

Elde edilen teknik veriler, izleme takip uygulamaları kapsamında, örgütsel yapının aile bağlarıyla güçlendirildiği anlaşılmaktadır. FETÖ örgüt mensubu polis, asker, adli personel ve mülkiyeli birçok kişi, örgüt içerisinden evlendirilerek aile ilişkileri de kurulduğu gözlenmektedir. Örgütün değer verdiği ve geleceğe yönelik yatırımlar yaptığı kişiler, örgüt kadınları arasından seçilerek oluşturulan kataloglardaki beğendiği isimlerle evlendirilerek hem ödüllendirildi hem de örgüte olan aidiyeti artırılmıştır.

Tayfun Gözüm

Diğer Yazarlar