Pazartesi, Eylül 16, 2024

Narenciye ihracatla ekonomiye kazandırılacak

Vitamin deposu olan mandalina, portakal ve limon gibi narenciye ürünleri yaş meyve sebze sektörünün önemli bir kısmını oluşturuyor. 2023-2024 sezonunda alıcı bulunamadığı için dalında kalan ürünler narenciye üreticisini zora sokuyor. Alıcı bulamayan narenciye ürünlerinin ihracat yoluyla ekonomiye kazandırılması çözüm yolu olarak öne çıkıyor.

Narenciyede yaşanan sorunlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Mersin Akdeniz Ziraat Odası Başkanı Musa Yılmaz, narenciye ürünlerinde üretim fazlasının ihracat yoluyla dış piyasaya aktarılması gerektiğini söylerken, Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz de 2024 yılında narenciye ürün grubunda 1,3 milyar dolar ihracat hedeflediklerini ifade etti.


Narenciye dalında kaldı

Narenciye ürünlerinin bu yıl dalında kaldığını söyleyen Mersin Akdeniz Ziraat Odası Musa Yılmaz, “Narenciye ürünleri toplanılamaz hale geldi ve çürüdü. Birkaç gün itibariyle toplanan toplandı, değerlendirebilen değerlendi ama büyük bir bölümü değerlenmedi. Ağacın başında çürümeye mahkum oldu” dedi.

Üreticinin ürününü satacak alıcı bulamadığını ifade eden Yılmaz, “Alıcı var ama ürün gitmiyor. Türkiye’de narenciye üreten beni sayıda iller var. Akdeniz Havzası’nda Antalya, Mersin, Adana ve Hatay narenciye üretiminin çok güçlü, aynı zamanda Türkiye’yi narenciye de besleyen ve üretim fazlası olan bölgeler. Çiftçi hem geçimini hem de ülke ekonomisine ihracat yoluyla katkı sağlaması için ürettiği ürünlerin ekonomik karşılık bulması lazım. Ancak maalesef bulamadı” diye konuştu.


Teşvik primlerinin artırılması önem taşıyor

Narenciye ihracatına son 5 yıla kadar devlet tarafından teşvik primi verildiğini dile getiren Yılmaz, “Örneğin; devlet ihracatçıya bir ton ürüne 150 dolar prim verirdi. Bunu tamamen ortadan kaldırdılar. Bu yıl bizim bütün çabalarımıza rağmen tan başına sadece bin TL teşvik primi verdiler. Bu da çok geç kaldı. Bu primler hasat başladıktan 3-5 ay önceden belirlenecek ki ihracatçı ona göre alımını, dış bağlantısını yapacak ve rahat bir şekilde üreticinin ürünü bahçeden çıkacak. Ama bu olmadığı ve neredeyse limon hasadının yarısından sonra teşvik primi verildi. Dolayısıyla narenciye dalında kaldı” ifadelerinde bulundu.


“Üretici ağaçlarını kesmek zorunda kalıyor”

Üretim maliyetlerinin çok yükseldiğini vurgulayan Yılmaz, “Bir taraftan üreticiler bahçeleri sökmeye başladılar. Çiftçinin bu ekonomik şartlara direnmesi çok zor görünüyor. Üretici geçimini devam ettirmek ve hayatını idame ettirmek adına ağaçlarını kesmek zorunda kalıyor. Çünkü gelir elde edemediği ürünü kaldırıp üretime para kazanabileceği ürün üzerinden devam edecek. Üretici zaten son 3-5 yıldır para kazanamıyor, birden fazla bankalara borçlu vaziyette. Bu şekilde devam ederse arazisini satıp borçlarını ödeyip kendine başına bir işe bakacak. Üretim fazlamız olduğu için bu yıl para etmediğinden dolayı ağaçlarını söken çiftçi sayısı belki üretimi çok fazla etkilemiyor olabilir ama süreç içerisinde bu her yıl artarak devam ediyor. Artarak devam ettiği için de süreç daha da hızlanarak bu bahçelerin sökümü daha da hızlanabilir” diye konuştu.

Ekonomik pazar karşılığını bulamamış ürünlerin sanayi tesislerinde meyve suyu olarak ya da kurutma yoluyla değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, “Üretimi fazla olan ürünlerin bu şekilde değerlendirilmesi gerekiyor” dedi

“Tüketim teşvik edilmeli”

Mersin Akdeniz Ziraat Odası tarafından yapılan okula mandalina ağırlıklı, limon ve portakal sıkma makinaları koyduklarını aktaran Yılmaz, “Böylece oradaki öğrencilerin tüm gün boyunca taze sıkılmış meyve suyu içmelerini sağladık. Diğer okullara ve bütün kurumlara belediyelere örnek olalım diye böyle bir şey başlattık. Narenciye üreticisi bir kent olarak çiftçilerimize, gelen misafirlerimize kendi bütün resmi dairelerimizle odamızda meyve suyu ikram edilir. Bu uygulamayı yeni başlattık ama aslında bu geç kalmış bir konu. Böylece çocuklarımızı ve halkımızı narenciye suyu içmeye teşvik etmek, bu gıdadan yararlanmasını sağlamak amaçlandı. Dolayısıyla iç piyasada bu tüketim hacmimizi attırmak, üreticimize de olumlu yönde yansıyacak” dedi. 

İhracattaki teşvik priminin yeterli hale getirilmesi gerektiğini belirten Yılmaz, “Ayrıca narenciye ürünlerinde üretim fazlasının ihracat yoluyla dış piyasaya aktarılması gerekiyor. Son zamanlarda dış pazarlarımızda da çok ciddi kayıp var. İhracatın teşvik primleriyle ve başka devletlerle olan ikili ilişkilerle artırılması gerekiyor” dedi.


“Ciddi ürün kaybı var”

Ekonomik pazar karşılığını bulamamış ürünlerin sanayi tesislerinde meyve suyu olarak ya da kurutma yoluyla değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, şunları söyledi: “Üretimi fazla olan ürünlerin bu şekilde değerlendirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla Tarım ve Orman Bakanlığı bu konulara çok ciddi bir bütçe ayırarak ya da özel şirketleri teşvik ederek bu tesislerin kurulumunu sağlamalı. Ürünler hem meyve suyu hem de kurutma yoluyla tüketime kazandırılmalı.  Kurutma işlemi bölgelerimizde yeni yeni yaygınlaşıyor. Ancak bu işlemlerin kurulum maliyetleri çok yüksek. Bu işlemler için sıfır faizli kredi ya da Ziraat Bankası kanalıyla teşvikler verilebilir. Avrupa Birliği fonlarından yararlanılacak hale getirilebilir.  Üreticiyi koruyabilmek için bu tesislerin arttırılması lazım. Dalında kalan, çürüyen, yere dökülen çok ciddi bir ürün kaybı var. Bu ürünler çürüyecek, toprağa da zarar verecek. Orada zararlı hayvanları üretecek. Bu da ilerleyen süreçte ürüne zarar verecek. Sorunlar bu şekilde birbirini tetikliyor.”


Narenciye rekoltesinde %67,2 artış beklentisi

Akdeniz Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ferhat Gürüz, geçtiğimiz yıl narenciye üretiminde bereketli bir sezon yaşandığını aktardı. Narenciye rekoltesinin yüzde 67,2 oranında artışla 7 milyon 877 bin tona çıkmasını beklediklerini belirten Gürüz, “Ürün gruplarına göre yapılan tahminlerde portakalda yüzde 74,8 artışla 2 milyon 311 bin ton, mandalinada yüzde 58,3 artışla 2 milyon 952 bin ton, limonda yüzde 75,8 artışla 2 milyon 325 bin ton, greyfurtta yüzde 43,7 artışla 284 bin ton hasat bekleniyor. Narenciye rekoltesinde yüksek tonajın yaşandığı sezonda devletin sağladığı destekler sayesinde ihracat performansımızda güçlü ivmeyi sürdürmek için büyük gayret gösteriyoruz. Sektör olarak 2024 yılında narenciye ürün grubunda 1,3 milyar dolar ihracat hedefliyoruz” dedi.


En fazla ihracat Rusya’ya yapıldı

Gürüz, narenciye ihracatında en fazla ihracat yapılan ülkeler listesinde Rusya, Irak ve Ukrayna’nın ilk üç sırayı oluşturduğunu aktararak, “Rusya’ya 428 milyon 179 bin dolar, Irak’a 181 milyon 507 bin dolar Ukrayna’ya 101 milyon 425 bin dolar narenciye ihraç ettik. Bu üç ülkenin narenciye ihracatımızdaki toplam payı yüzde 63 oldu. Narenciye ürün grubunda ihracat hacminde en güçlü artışları sağladığımız ülkeleri incelediğimizde, Irak, Suudi Arabistan, Kanada, Suriye, Almanya pazarları öne çıktı. Yüzde 165 artış sağladığımız Irak’ın ardından yüzde 157 artış ve 19 milyon 291 bin dolar değer ile Suudi Arabistan ikinci, yüzde 124 artış ve 10 milyon 376 bin dolar değer ile Kanada üçüncü sırada yer aldı” diye konuştu.

Türkiye’nin yaş meyve sebze ihracatında en önemli ürün grubunu narenciye çeşitlerinin oluşturduğunu söyleyen Gürüz, “Geçtiğimiz yıl sektör, narenciye ihracatında bir önceki yıla göre yüzde 23 artışla 1 milyar 112 milyon dolar değer elde etti” dedi

Narenciye pazarında üstünlük İspanya’da 

Narenciye üretiminde söz sahibi ülkeler arasında Mısır, Güney Afrika, ABD, Türkiye, Çin ve Meksika’nın öne çıktığını dile getiren Gürüz, dünya genelinde en çok narenciye talep eden ülkelerin başında Rusya, ABD, Avrupa Birliği, Çin, Vietnam, Birleşik Krallık, Japonya, Suudi Arabistan ve Ukrayna’nın bulunduğunu belirtti.

Narenciye ihracatında Türkiye’nin ana pazarlarını değerlendiren Gürüz, “Bağımsız Devletler Topluluğu yüzde 53, Orta Doğu ülkeleri yüzde 21, Avrupa Birliği ülkeleri 18 pay alıyor.  Oysa, dünya genelinde narenciye talebinin yüzde 40’ını Avrupa Birliği üyesi ülkeler gerçekleştiriyor. Narenciye ürünlerinde Avrupa’da yaklaşık 7 milyon ton hacminde ve 8 milyar dolar değerinde pazar var. Maalesef bu pazarda İspanya’nın üstünlüğü bulunuyor. Türkiye olarak en önemli ithalatçılar olan Hollanda, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık gibi ülkelere narenciye ihracatımızı artırmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Bunun yanı sıra Uzak Doğu ülkeleri de ihracatımızı artırmak için yoğun çaba gösterdiğimiz bölge olarak öne çıkıyor” ifadelerinde bulundu.


İhracat birincisi; mandalina

Ülke geneli yıllık narenciye ihracatının ürünlere göre değerlendirildiğinde yüzde 24 artış ve 576 milyon 686 bin dolar değer ile mandalinanın birinci sırada yer aldığını ifade eden Gürüz, şunları söyledi: “Yüzde 52 paya sahip mandalinanın ardından yüzde 30 artış ve 354 milyon 819 bin dolar değer ile limon ikinci sırayı aldı. Yüzde 32 paya sahip limondan sonra yüzde 15 artış ve 112 milyon 718 bin dolar değer ile portakal üçüncü sırada yer aldı. Yüzde 10 pay alan portakalı, 67 milyon 664 bin dolar değer ile greyfurt takip etti. Narenciye ihracatında greyfurtun payı yüzde 6 düzeyinde oluştu.”

Narenciye ürün grubunun, toplam yaş meyve sebze ihracatının yüzde 32’sini oluşturduğunu belirten Gürüz, “15 Eylül’de başlayan yeni sezonda devletimizin sağladığı destekler sayesinde şimdiden yüzde 28 oranında artış yakaladık. Bu rakamı çok daha yukarılara çıkarmak için sektörün tüm dinamikleriyle birlikte dayanışma içinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Üreticilerimizin alın teri ve emeğinin uluslararası piyasalarda en yüksek değerlerle karşılık bulması için gayret gösteriyoruz” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM