Cuma, Eylül 20, 2024

İş Sağlığı ve Güvenliğinde Yetki-Sorumluluk Karmaşası

Bilinenin ve uygulananın aksine, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm uygulamaların icracısı ve sorumlusu, iş sağlığı ve güvenliği profesyonelleri değil, bizzat işverenin kendisidir. İş güvenliği uzmanlığı fiilen icracı bir meslek değil, icra silsilesinde yer alan bir zincir halkasıdır. Yani icranın başlaması için kişilere ve sürece hareket veren bir öncül mekanizmadır. İşletmelerde fiili olarak yürütülmesi, yerine getirilmesi gereken herhangi bir iş sağlığı ve güvenliği faaliyeti, hiçbir iş sağlığı ve güvenliği profesyonelinden beklenemez! 

Örneğin: Emniyet kemeri kullanmayan bir çalışanın ikaz edilmesi ve işinin durdurulması gibi… Zira bu görev işverene ve ona bağlı diğer işlevlerin icracı unsurlarına aittir.

“Eğitim ve öğretim bu faaliyetlerin dışındadır çünkü eğitim ve öğretim, işin başlaması ve devam etmesi için gerekli olan ve fiili işin dışında yürütülen özel bir faaliyettir.” 

Bu yanlış bilgi, uygulamada iş sağlığı ve güvenliği profesyonellerine yönelik beklentiyi yanlış bir mecraya taşımakta ve ortaya çarpık bir anlayışı çıkartmaktadır. Bu çarpık anlayış sebebiyle ciddi manada enerji ve zaman kayıplarına yol açan çatışmalar vuku bulmakta ve hedeften sapılarak istenen sonuçlara bir türlü ulaşılamamaktadır. İş sağlığı ve güvenliği profesyonelinin yasal düzenlemeler ile belirlenmiş olan tespit ve öneri yükümlülüğüne sahip olması, onun icra makamında olamayacağının en önemli göstergesidir! Bir meslek icracısı aynı anda hem denetim ve rehberlik hem de icra görevlerini birlikte yürütemez. Bu, eşyanın tabiatına aykırıdır! 

Şöyle ki; 

İşletmelerde, o işletmenin varoluş amacının gerçekleşmesini sağlayacak birtakım iş grupları, iş gruplarının içinde yer alan iş süreçleri, her iş sürecinin belirlenen bir hedefi, bu hedefe ulaşması için oluşturulmuş görevler, bu görevleri yerine getirecek görevliler ve bu görevlilere tahsis edilmiş olan belli nispette yetkiler vardır. 

İşletme müdürü üst düzey yetkiler ile donatılmış ve bu yetkiler nispetinde sorumluluk sahibiyken, bir ustabaşı nispeten daha az yetkilere ve sorumluluklara sahiptir. Bir genel koordinatörün sorumluluğu işletmenin geneli ile ilgiliyken, bir muhasebe müdürünün sorumluluk ve yetkisi kendi departmanı ile sınırlıdır. Özetle, işletmede görev yapan her çalışanın o işletmeye karşı belli görevleri, ödevleri ve bunları yerine getirmek için belli yetkileri vardır. Tüm bunlar bir işin hedeflenen sonuca ulaşması için zaruri olan unsurlardır. 

Örneğin: bir fabrikanın üretim bandında çalışan bir usta, bandın şalterini kaldırmak, iş akışını başlatmak, işi yapmak ve yaptığı işin içeriği ile ilgili olan tüm konulara fiili olarak bizzat müdahil olmak zorundadır. Aynı fabrikada üretim mühendisi olarak görev yapan bir mühendis, süreçlere bedeni ile değil fakat bilgisi ve fikri ile müdahil olmak zorundadır. Üretim ile ilgili karar almak, iş akışına fikri olarak yön vermek gibi işin başlatılmasından sona erdirilmesine kadar olan süreçlere ihtisasının gereğince müdahil olmak mecburiyeti vardır. Yine bu fabrikada görev yapan fabrika müdürünün üretim, pazarlama, rekabet stratejisini belirlemek ve ekonomik planlamayı yapmak gibi bir takım görevleri ve bu görevleri yerine getirirken belli başlı yetkileri vardır.  Örnek olarak belirttiğim bu ve bu gibi görevler, ilgili görevlilerce icra edilirken,  görevlilerin, görevlerini güvenli şekilde yerine getirmesi gibi işletmeye, devlete ve kamu vicdanına karşı bireysel ve toplumsal anlamda sorumlulukları vardır. İş sağlığı ve güvenliği görevlerine gelince bu durum diğerlerine göre farklılık göstermektedir. Bu farklılık ise iş sağlığı ve güvenliğinin işletmede her kademe çalışanın asli görevi, sorumluluğu, ödevi olması ile iş sağlığı ve güvenliği profesyonelinin işletme içinde herhangi bir icra ve yaptırım statüsünde olmamasından doğmaktadır. 

Murat Çağlar

Diğer Yazarlar