Gaziemir Belediyesi ve Sağlıklı Yaşıyoruz platformu iş birliğinde düzenlenen ‘Sağlıklı Yaş Alma’ buluşmalarının dördüncüsünde, doktorlar kalp-damar hastalıklarını ve tedavi yöntemlerini anlattı. Atatürk Kültür Merkezi’nde, Sağlıklı Yaşıyoruz kurucuları Nurçin Çağlar ve A. Okan Çağlar’ın moderatörlüğünde düzenlenen etkinlikte, kalp ve damar hastalıklarının kök sebeplerinin yanı sıra diğer kronik hastalıklarla ilişkisi, bu hastalıklardan korunma ve tedavi yöntemleri hakkında önemli bilgiler paylaşıldı.
Toplantıda Uzm. Dr. Baybars Türel, kalp krizi, kalp ve damar hastalıkları ve bu hastalıkların tedavisinde uygulanan yöntemler hakkında bilgi verdi. Kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde geliştirilen yöntemler ve hipotezleri anlatan Uzm. Dr. Türel, “Kalp krizi riskimizi en çok arttıran şey o güne kadar geliştirdiğimiz aterosklerotik plak yükümüzdür. Plak yükü kadar, bu plakların hangisinin ne şekilde davranacağını öngörmemizi sağlayacak ve ilk işaretlerini veren yeni görüntüleme tekniklerine kapımızı açık tutalım. Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için en basit, en bilinen, en burun bükülen ama en çok da fayda veren şeyleri hiç ama hiç göz ardı etmeyelim. Sağlıklı beslenmeye, sporu hayatımızın bir parçası haline getirmeye, tütünden uzak durmaya, hipertansiyonun, kan şekerinin ve lipidlerinin kontrol altına alınmasına çok büyük bir inatla özen gösterelim” diye konuştu.
“Yaşam tarzına dikkat edilmeli”
“Bir kimsenin biyolojik, psikolojik ve sosyal olarak kendini iyi hissetme hali” diyerek sağlığın tanımını yaparak konuşmasına başlayan Uzm. Dr. Zülfikar Daneoğlu, “Klasik tıbbın her şeyi ilaçla ya da ameliyatla çözebileceğini düşünmesi; fonsiyonel, tamamlayıcı ya da bütüncül tıbbın da her şeyin beslenmeyle, yaşam tarzıyla çözebileceğini düşünmesi ikisinin de ortak hatası. Bazı durumlarda klasik tıbbı, bazı durumlarda da fonksiyonel, bütüncül tıbbı kabul etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde sıkıntılar yaşanır” dedi.
Damar sağlığı hakkında bilgi veren, damar hastalıklarından korunmak için önerilerde bulunan Uzm. Dr. Daneoğlu, şunları söyledi: “Damarlardaki problem, teflon tabaka dediğimiz tabakanın bozulmasıyla başlıyor. Bu tabaka kolestorelü, şekeri yapıştırmamak için görev yapıyor. Problemler burada başlıyor. Yaşam tarzıyla, beslenmeyle hedeflediğimiz bu noktanın sağlığı. Yediğimiz yemekler, şeker hastalığı, sigara kullanımı önce bu tabakayı bozuyor. O yüzden hedefimiz bu kısmın sağlığı. Yıllar içinde damarlarımızın içinde oluşan birikmeyle damar sertliği meydana geliyor. Doğru yaşam tarzıyla, 10 kişiden 8’i kendini kalp hastalıklarından koruyor. Sağlıklı beslenip, sağlıklı yaşam tarzı geliştirirseniz bu hastalıkları durdurma, hatta geriletme şansımız var. Kalp ve damar hastalıklarından korunmak için yeterince su için, haftada 150 dakika egzersiz yapın, kaliteli beslenin, kaliteli uyuyun, stresle mücadele edin, hayatta amacınız olsun, mutlu olacağınız bir yaşam tarzı geliştirin.”
“Sağlıklı ağız, organlarınızı korur”
Dr. Bekir Uğur Yavuzcan, “Diş etlerini enfekte ederek diş eti iltihabına ve periodontite neden olan bakteriler, aynı zamanda vücudun başka yerlerindeki kan damarlarına da giderek kan damarı iltihabına ve hasarına neden olurlar. Küçük kan pıhtıları, kalp krizi ve felç durumu bunu takip edebilir. Ağız boşluğunda yaklaşık 800 bakteri türü tespit edilmiştir ve periodontal hastalık toplumda en sık görülen ağız hastalığı. Kulağa garip gelse de, dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak ve diş ipi kullanmak, gelecekteki bir kalp krizi ile aranızda duran şey olabilir. Araştırmalar, bazı Streptococcus cinsi bakterileri kalp arterlerinde yağlı plak birikimiyle ilişkilendirmiştir. Ağız için sağlıklı olan, vücudun geri kalanı için de sağlıklıdır ve bunun tersi de geçerlidir. Sonuç olarak; bağlantı ister doğrudan ister dolaylı ister tesadüfi olsun, sağlıklı bir ağız ve onu bu şekilde tutmaya yönelik bir rejim dişlerinizi ve organlarınızı korumanıza yardımcı olabilir. Önlem almak için şekeri ve basit karbonhidrat alımını acilen durdurun, tuzlu su ile ağız çalkalama, çay ağacı yağı veya kekik yağı, kekik suyu ürünleriyle ağzınızı çalkalayın” şeklinde konuştu.
“Varislerin temel nedeni: Şişmanlık”
Tip 1, Tip 2, Tip 3 ve Tip 4 olmak üzere varisin dört çeşidi olduğunu ve varis tedavisinde geliştirilen yeni yöntemleri anlatan Prof. Dr. Öztekin Oto, “Bacakta derin ve yüzeyel toplardamarlar var. Varis yüzeysel toplardamarların hastalığı. Toplardamarlardaki kanın aşağı doğru gitmesini engelleyen kapakçıkların bozulmasıyla, kan aşağı doğru kaçıyor ve damarların genişlemesiyle varisler oluşuyor. Varislerin temel nedeni, şişmanlık. Büyük varislerin oluşumunu kilo vermekle engelleyebiliyorsunuz ama kılcal varislerin oluşumunu engelleyemiyorsunuz. Günümüzde, birçok yöntemle varislerin tedavisini başarılı bir şekilde yapabiliyoruz. Hareketsizlik, geçirilen ameliyatlar, pıhtılaşmaya genetik yatkınlık şiş bacak hastalığının nedenleri arasında yer alıyor. Bacakta derin toplardamarlarında yaşanacak tıkanıklık kalbe pıhtı atmaya ve ölümlere yol açıyor. Bacak, kalça ameliyatı olanlar, sezaryen doğum yapanlar şiş bacak hastalığından korunmak için hemen varis çorabı giymeli ve ameliyatlardan sonra erken ayağa kalkmalı” sözlerine yer verdi.
Kasım ayından bu yana her ayın ikinci pazar günü düzenlenen Sağlıklı Yaş Alma temalı toplantılarında sırasıyla Tiroid Sağlığı – Depresyon, Kanserden Korunma ve Mücadele, Menopozu Yönetme – Prostatı Koruma konuları işlenecek. Toplantıların sonuncusu, 12 Mayıs Pazar günü gerçekleştirilecek.