Perşembe, Eylül 19, 2024

İzmir 3 soruna çözüm bekliyor

İzmir’de öncelik verilmesi gereken yatırımları vurgulayan Zorlu, “Şehir içi ulaşım, kentsel dönüşüm ve ikinci çevreyolu önceliklendirilmeli” dedi


Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) 36.Yüksek İstişare Konsey Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, şubat ayı başında 2024 yılı ‘Türkiye Ekonomisine İlişkin Beklentileri’ anket sonuçlarını açıkladıklarını aktardı. Ankette ‘İzmir’de öncelik verilmesi gereken üç yatırımı’ sorduklarını söyleyen Zorlu, “Üyeler, ilk sırada ‘şehir içi ulaşımı’ gösterirken, ikinci ve üçüncü sırayı, ‘kentsel dönüşüm projeleri’ ve ‘ikinci çevreyolu’ aldı. Anketimizde, limanların geliştirilmesi-kapasite artırımı, ihtisas organize sanayi bölgeleri, tarımsal dönüşüm, İzmir körfez geçişi projesi ve dijital altyapı yatırımları da karşımıza çıktı. Geçen seneden farklı olarak şehir içi ulaşım konusunun üst sıraya yükseldiğini görüyoruz” dedi. Anket sonuçlarına göre, ilgili sektörlerde ihtisaslaşma, kümelenmenin yetersizliği, bürokratik engeller ve İzmir’e ulaşımın zor olması sorunlarının karşılarına çıktıklarını vurgulayan Zorlu, bu sene özellikle nitelikli işgücü sorununun yükselişte olduğunu dile getirdi.


“Bu yıl özellikle nitelikli işgücü sorunu yükselişteydi”

Ankete göre, 2024 yılında İzmir’de en çok enerji sektöründe yatırım olması gerektiğini aktaran Zorlu, “Enerjiyi, sağlık, turizm, gıda ve tarım, bilgi ve iletişim teknolojileri, lojistik ve ulaştırma ile inşaat ve gayrimenkul sektörleri takip etti. Bir önceki yıldan farklı olarak sağlık ve turizm sektörleri üst sıralarda yer aldı. ‘2024 yılında İzmir’e daha fazla yabancı yatırım çekilmesinin önündeki engeller nelerdir?’ sorusuna verilen yanıtlarda da firma ölçeklerinin yetersizliği, teşviklerin yetersizliği, altyapı sorunları ve nitelikli işgücü gibi sorunların ön sıralarda yer aldığını gördük” dedi.


“İzmir, bir ekosistem oluşturma yolunda hızla ilerliyor”

İzmir’in uluslararası arenada öne çıkan yazılım ve oyun şirketlerine ev sahipliği yaptığını dile getiren Zorlu, “Özellikle rüzgar enerjisinde ortaya çıkan kümelenmenin yanı sıra yenilenebilir ve alternatif enerji kaynakları bakımından da ön planda. Kısaca İzmir, başlı başına bir ekosistem oluşturma yolunda hızla ilerliyor. Bu ekosistemi her açından besleyen, ihtiyaçlarına cevap sunacak kent oluşturulması gerekiyor. Bu kapsamda sürdürülebilirlik kavramının anahtar görevi görmesi gerektiğine inanıyorum” sözlerine yer verdi.


“İzmirli olmak isteyenlerin sayısı giderek artıyor”

İzmir’in tarih boyunca bir liman kenti olduğunu belirten Zorlu, “Kültürel ve turistik zenginliklerinin yanı sıra çok farklı sektörlerin yarattığı dinamizm ve ticaret hacmiyle ülkemizin dışa açılan en önemli penceresi. İzmir, ülke olarak dış ticaret açığımızın arttığı bir dönemde, dış ticaret fazlası veren şehirdir. İzmirli olmak isteyenlerin sayısı giderek artıyor. İzmir’in sorunlarını ve ihtiyaçlarını konuşurken, ülkemizin hatta dünyanın sorunlarından bağımsız düşünmek gerçekçi olmayacak” diye konuştu.


“İzmir, yasa dışı göç konusunda hedef ve geçiş yeri konumunda”

İzmir’in nüfusunun neredeyse 4,5 milyon olduğunu aktaran Zorlu, “İnsan hareketliliğinden kentimiz de etkileniyor. Pandemi ve deprem felaketi sonrası İzmir ve civarına, İstanbul’dan ve deprem bölgesinden gelip yerleşenlerin sayısı arttı. Ayrıca, Anadolu’da yaşayan vatandaşlarımız için de cazibe merkezi durumunda. Yasa dışı göç bakımından da hem hedef hem de geçiş yeri konumunda. İzmir, organize sanayi ve serbest bölgelerinin yanı sıra tarım için bereketli topraklara sahip. Geniş yelpazede fakülteleriyle 9 üniversitesi, 100 Ar-Ge Merkezi, 24 Tasarım Merkezi ve 4 Teknoloji Geliştirme Bölgesi ile önemli bir teknoloji ve inovasyon merkezi olmaya aday. İzmir Bilişim Vadisi ve İzQ ortaklığı önemli bir tamamlayıcı unsur teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.


“İzmir’in alacağı pay var”

İzmir’in ‘merkezi hükümetle’ ilişkilerinin iyi tutulmasının önemli olduğunu vurgulayan ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer ise, “İzmir belirli ölçülerde bu durumun handikaplarını yaşadı, yaşıyor. Ülkemizin toplam kaynaklarından İzmir’e ayrılacak pay konusunda ‘alacağı’ var” dedi.

Belediye bütçelerinin büyük projeler için yeterli olmadığını aktaran Şükürer, “Temel kullanım şartı sadece gelir getirici projeler için anlamlı. Bu sebeple bahse konu yatırım nevilerinin fizibilitesinde kredi geri ödemelerinin kamuya ilave yük getirmemesi esas. Yanı sıra, her yatırım bir ölçüde tabiatın istismarı demek. Ancak artan nüfus da iş-aş ister. Bu sebeple yatırım kararları bu iki oksimoron unsur arasında makul dengeyi gözetmek durumunda. Bu anlamıyla ‘flamingolarımız’ ve ‘kuş cennetimiz’ çok kıymetli. Temel mottomuz, ‘koruyarak gelişme’ olmalı” diye konuştu.


“İzmir, yasa dışı göç konusunda hedef ve geçiş yeri konumunda”

Ülkenin gelir dağılımının bozukluğu ve hayat pahalılığının dar gelirli insanlar açısından kavurucu bir sıkıntıya işaret ettiğini belirten Şükürer, “Sosyal belediyecilik anlayışı, akut ihtiyaç gösteren yatırımların hemen yanında tutulmalı. Yöneticileri seçerken, ahbap ve akraba kayırmacılığına geçit verilmeyin. Liyakat hep en önemli tercihiniz olsun. Kentimizin kurumsallaşmış sivil toplum kuruluşları olarak bir ‘takım oyunu’ anlayışı içerisinde, iş birliği imkanlarına her daim açık olduğumuzu tekraren belirtirken, sizlerden de sahici karşılıklar göreceğimizi umut ederek, sözlerime son veriyorum” ifadelerine yer verdi.

KAYNAKESİAD
İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM