UNESCO Dünya Doğa Mirası Adaylığı konuşulan Gediz Deltası Jeotermal Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Kaynak Arama Projesi tehdidiyle karşı karşıya. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararına karşı Doğa Derneği, EGEÇEP ve İzmir Barosu dava açmaya hazırlanıyor. Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç konu hakkında yaptığı açıklamada, “Gediz Deltası’nın yaşaması ve buradaki jeotermal kaynak arama projesinin iptal edilmesi için davamızı açacak ve ne gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu.
Sondaj kuyusu açılması planlanıyor
İzmir kent çeperinde yer alan Gediz Deltası, barındırdığı biyoçeşitlilikle Akdeniz Havzası’ndaki en önemli sulak alanlardan biri. KORDELİON İŞLETMELERİ A.Ş. tarafından uluslararası önemi olan bu alanda, Jeotermal kaynak arama amaçlı projeyi hayata geçirmek için iki adet sondaj kuyusu açılması planlanıyor.
2021 yılında ÇED süreci başlayan proje, Gediz Deltası’nda yer alması nedeniyle İzmir 2 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından engellenmişti. Şirketin bu kararın iptaline yönelik açtığı davanın olumlu sonuçlanmasıyla komisyonun görüşüne yeniden başvurularak olumlu kararı alındı. Projenin yeniden gündeme gelmesiyle 23.01.2024 tarihinde “Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir” kararı verildi. Proje, Deltadaki Doğal Sit Alanı sınırları içindeki Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı’nda ve Sulak Alan koruma sınırları içindeki Kontrollü Kullanım Bölgesi’nde yer alıyor. Ayrıca deltanın Ramsar alanı sınırları içinde kalan bölge üzerinde de etkisi olacağı öngörülüyor.
Flamingoların yaşam alanlarını olumsuz etkileyecek
Türkiye’deki 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri olan delta, aynı zamanda Türkiye’deki uluslararası öneme sahip Ramsar Alanı, doğal sit alanı, yaban hayatı geliştirme sahası ve sulak alan koruma bölgelerini içeriyor. Her yıl 18-20 bin çift flamingonun ürediği alan, flamingo dünya nüfusunun yüzde 10’una ev sahipliği yapıyor.
Sondaj kuyularının açılacağı bölge genç ve yetişkin flamingolar için beslenme alanı. Doğa Derneği’nin son yıllarda gerçekleştirdiği araştırma sonuçlarına göre Deltada yaşayan flamingoların yaklaşık yüzde 70’i proje sahasını da içeren deltanın güney kıyılarında besleniyor. Proje sahası Türkiye’nin de taraf olduğu Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortamlarını Koruma Sözleşmesi (Bern) kapsamında Ek-2 kesin korunacak türler listesinde yer alan uzunbacak kuşunun yuvalama alanı ve doğal ortamında en yakından gözlenebildiği alanların başında geliyor. Ayrıca alanda sarı kuyruksallayan, boğmaklı toygar, tepeli toygar ve yeşilbaş gibi kuş türleri de ürüyor. Mahmuzlu kızkuşu, küçük akbalıkçıl, büyük akbalıkçıl, flamingo, incegagalı martı yıl boyunca alanda düzenli olarak görülen, beslenen ve dinlenen türler. Kış göçmeni olan yeşil düdükçün, küçük kumkuşu ve karakarınlı kumkuşu buradaki sığ sularda ve çamurlu yüzeylerde besin ihtiyacını karşılıyor. Projenin gerçekleşmesi halinde alanda üreyen ve beslenen kuşlar zarar görecek, yaşam alanları hızla yok olan pek çok kuş türünün yaşamı tehlikeye girecek.
“Hukuka, bilime ve vicdana aykırı” |
Gediz Deltası’nın sadece İzmir için değil dünya çapında öneme sahip olduğunu belirten Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç konu hakkında yaptığı açıklamada “Gediz Deltası hem ulusal hem de uluslararası statüler ve sözleşmelerle koruma altında. Son yıllarda yaptığımız araştırmalar, deltanın güney kıyılarının yani İzmir ili ile neredeyse iç içe geçmiş kısmının nesli tehlikedeki kuşlar için sanılandan çok daha önemli olduğunu ortaya koydu. Bu bölgede önemsiz olduğu zannedilen sulak çayırlar, çamur düzlükleri ve kıyı alanı pek çok kuşun yaşamı için hayati öneme sahip. Dünya çapında önemli bu bölgede jeotermal kaynak arama projesi için bu kadar ısrar edilmesi hukuka, bilime ve vicdana aykırı” dedi. Sulak alanların endişe verici hızla yok edildiği bir dönemde olduğumuzu söyleyen Kılıç, “Pek çok canlının üremesi, beslenmesi ve hayatta kalmasını sağlayan sulak alanları, korumak ve onarmak gerekirken bunun aksi projeler kabul edilemez. Proje sahası olarak belirtilen ve 2 kuyunun açılması istenilen bölge, biyoçeşitlilik açısından hem ulusal hem uluslararası ölçekte önem taşıyor, Akdeniz Havzası’ndaki en önemli sulak alanların başında geliyor. Gediz Deltası’nın yaşaması ve buradaki jeotermal kaynak arama projesinin iptal edilmesi için davamızı açacak ve ne gerekiyorsa yapacağız” diye konuştu. |