ASO’da düzenlenen ‘İkinci Yüzyılda Yapay Zeka’ panelinde, yapay zeka teknolojisinin iş yaşamındaki entegrasyonu masaya yatırıldı
Ankara Sanayi Odası (ASO) 35. Yazılım ve Bilgisayar Sanayi Meslek Komitesi tarafından alanında uzman isimlerin katıldığı ‘İkinci Yüzyılda Yapay Zeka’ paneli ASO’da düzenlendi. Panelde, yapay zeka teknolojisinin insan hayatı, iş yaşamı ve hukuk alanındaki entegrasyonu masaya yatırıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan ASO Meclis Üyesi, 35. Bilgisayar Yazılımları Meslek Komitesi Başkanı Nuray Başar, dijitalleşmenin hayatın her alanında olduğunu ve yenilikçi teknolojiler çağında olduklarını belirtti. Endüstri 4.0 ile birlikte sanayide, üretimde dijitalleşmenin önemli olduğunu söyleyen Başar, “Yapay zeka artık gerek günlük yaşamımızda gerekse iş hayatımızda ciddi bir gündem olarak yerini aldı. Geleceği yakalayabilen, çağın teknolojisini kendine uyarlayabilen, ülkemiz için üretebilen insanlar için bizler de kendimize vazife çıkarıp çalışmalara başladık” diye konuştu.
“Yapay zeka yol haritası ile ilgili çalışmalar başlatıldı”
Yapay zekanın güvenlik, sağlık, tarım, enerji, madencilik, ulaşım, sanayi, ürün pazarlama gibi yaşamın bütün alanlarını temelden değiştirme gücüne sahip olduğunu ifade eden Başar, “İnsanlık tarihindeki en önemli bilimsel gelişme olarak nitelendirilen yapay zekanın her geçen gün hayatımızdaki yerini daha fazla hisseder olduk” dedi. Türkiye’de yapay zeka yol haritası ile ilgili çalışmalarında başlatıldığına dikkati çeken Başar, şöyle konuştu: “Bu çalışmaların hedefi gerçekleştirmeye yönelik olması için beraberinde işgücü, eğitim ve teknoloji ayaklarında yapılması gerekenler var. Yaşam boyu öğrenme, firmaların Endüstri 4.0’a uygunluğu, üniversite-sanayi iş birliği, okullarda müfredatın güncel tutulması, finansmana kolay erişim gibi birçok konu başlığını burada sayabiliriz.”
“Üretim gücü birçok şeyden etkileniyor”
Açılış konuşmasından sonra ASO Meclis Üyesi Oğuz Yılmaz’ın moderatörlüğünde düzenlenen panele geçildi. ASO Meclis Üyesi Oğuz Yılmaz konuşmasında, Ankara Sanayi Odası’nın sanayinin kalbi olduğunu ifade ederek, “Dünya’nın en büyük müteahhitleri sıralamasında birçok ASO üyesi firmalar bulunuyor ve bu da Ankara’nın gücünü ifade ediyor. Bu üretim gücü birçok şeyden tabi ki etkileniyor. Zamanın etkisine maruz kalıyor. Biz de bugün etkilerden bir tanesi olan yapay zekanın iş yaşamına ve sanayiye olan etkilerini değerlendirdik” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Koordinasyon Dairesi Başkanlığı Uzmanı Dr. Zümrüt Müftüoğlu da son yıllarda yapay zekayı kullandıkça fırsatları kadar zorluklarının da tartışılır hale geldiğini söyleyerek, “Aslında fırsatlarına baktığımız zaman özellikle pandemi süreci ile birlikte birçok ülke dijitalleşme takvimini öne almak durumunda kaldı. Ülkemiz de aynı aksiyonu almak zorunda kaldı. Dijitalleşme dediğimiz zaman da en önemli unsurlardan bir tanesi yapay zeka teknolojilerinin artık rutin hayatımıza entegre olmasıydı” ifadelerinde bulundu.
“Yapay zeka özlemi aslında yeni değil”
TOBB ETÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Olgun Değirmenci de yaptığı konuşmada, yapay zekayı karmaşık bir durumu algılama ve bu doğrultuda akılcı bir kara verme yeteneği olarak tanımladıklarını ifade ederek, “Yapay zeka dışardan aldığı verileri işleyerek, insan gibi öğrenen, bu öğrenmenin sonucunda karar veren ve bu kararı uygulayan bir robot olarak karşımıza çıkıyor” dedi. Prof. Dr. Değirmenci, yapay zeka özleminin aslında yeni olmadığını, Homeros’un İlyada’sında dahi yapay zekaya insanların hayatını kolaylaştıracak, kendi kendine bir şeyler yapabilen sistemlere bir istek olduğunu ifade etti.
TÜBİTAK BİLGEM Akıllı Üretim Sistemleri Koordinatörü Dr. Cenk Deniz Mendi de TÜBİTAK BİLGEM bünyesindeki yapay zeka enstitüsü hakkında bazı bilgiler verdi. Dr. Mendi, “Biz yapay zeka enstitüsü olarak Ar-Ge koordinasyonu yapmak, yapay zeka ekosistemini katalizasyon görevi görmek üzerine kurulmuş bir enstitüyüz. Cumhurbaşkanlığı yapay zeka stratejilerinde de esasında tanımlandı. Bu görevlerin bir kısmı da yapay zeka enstitüsüne verilmiş durumda” diye konuştu.
Simovate Teknik Müdürü Serkan Kalınöz ise “Teknolojiye karşı bir direnç ve teknolojiye adapte olamama gibi bir korku. Dolayısıyla bu gibi durumla sıkça karşılaşıyoruz. En altta çalışan işçi tabakasından herkesle konuşarak bu projelerin sizlerle bir zoru yok. Önemli olan süreçleri iyileştirmek. Sizin işinizi kolaylaştırmak. Nerede kullanılacağını çok ön göremiyorlar” dedi.
