Ticaret Bakanlığı, İsrail’le ihracata kısıtlama getirildiğini duyurdu. Bakanlığın kısıtlama kararı, inşaat demirinden yassı çeliğe, mermerden seramiğe kadar 54 ürün grubunu kapsıyor. Kısıtlama kararının, ateşkes olana kadar yürürlükte kalacağı belirtildi
Ticaret Bakanlığı, İsrail’e ihracat kısıtlaması getirildiğini duyurdu. Ticaret Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarından dolayı, 54 ürün grubunda İsrail ile olan ticarete kısıtlama getirildiği belirtildi. Açıklamada, İsrail’in Gazze’ye yönelik 7 Ekim 2023’ten beri süren saldırılarına işaret edilerek şu ifadelere yer verildi: “İsrail, 6 ayı aşkın süredir Gazze Şeridi’nde yürüttüğü ve ayrım gözetmeden masum Filistin halkına ve sivil yerleşim yerlerine yönelik topyekün katliamda hayatını kaybeden Filistinli kardeşlerimizin sayısı 33 binin, yaralı sayısı yüzbinlerin üzerindedir. Bunların büyük çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşmaktadır. Gazze Şeridi yerle bir olmuş, büyük bir yıkıma uğramıştır.”
“Filistin’e ulaştırılan yardımlar İsrail tarafından engelleniyor”
Gazze Şeridi’nde hayata tutunmaya çalışan Filistin halkının, çağımızda benzeri görülmemiş biçimde açlıkla ve her türlü yoklukla mücadele ettiğini belirten Bakanlık, “En temel gıda maddelerine, tıbbi yardım ve malzemeye ulaşmaları İsrail tarafından engellenmektedir. Açlıktan ölümler artmakta, salgın hastalıklar yayılmaktadır” diye ekledi. Açıklamada, Türkiye’nin 7 Ekim 2023 tarihinden bu yana çatışmaların durdurulması, insani kayıp ve fiziki yıkımın engellenmesi, önce kalıcı ateşkes ve diplomatik çözüm arayışlarının hâkim olması ve Gazze’nin yeniden imarı için, gerek taraflar nezdinde, gerekse uluslararası arenada ve İslam dünyası bünyesinde siyasi ve diplomatik çalışmaları en üst düzeyde yaptığı belirtildi. Türkiye’nin, İsrail’in saldırıları başladıktan sonra Gazze’ye ve Gazze halkının yardımına koşarak, başta gıda, sağlık, tıbbi yardım ve binlerce hasta tahliyesi olmak üzere, gemilerle ve uçaklarla on binlerce ton yardımların ulaştırıldığı ve bu alanda dünyada en önde gelen iki ülkeden biri konumunda olduğu aktarıldı.
Açıklamanın devamında, şunlara değinildi: “Bununla beraber, İsrail, uluslararası hukuku alenen çiğnemeye devam etmekte, uluslararası camianın sayısız siyasi ve hukuki ateşkes ve kesintisiz insani yardım sağlama çağrılarını yok saymaktadır. İsrail bugüne kadar uluslararası hukukun ve düzenin temel yapı taşları olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, BM Genel Kurulu, BM İnsan Hakları Konseyi ve Uluslararası Adalet Divanı’nın bu yönde almış oldukları hiçbir kararı maalesef uygulamamıştır. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2728, 2720 ve 2712 sayılı kararları, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun ES-10/21 ve ES-10/22 sayılı kararları, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nin A/HRC55/L.30 sayılı kararı, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nın İsrail aleyhinde soykırım sözleşmesini ihlal iddiasıyla açılan dava kapsamında aldığı 26 Ocak ve 28 Mart 2024 tarihli ihtiyati tedbir kararları, İsrail’e çok açık biçimde ateşkese varması, ve BM ile tam iş birliği içinde, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilere ihtiyaç duydukları tıbbi malzeme ve sağlık hizmetleri dahil olmak üzere tüm temel insani yardımların kesintisiz şekilde sağlanmasına izin vermesi yükümlülüğü getirmiştir. Özellikle BM Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Adalet Divanı’nın söz konusu kararları hukuken bağlayıcıdır. Türkiye, tüm bu kararların uygulanmasının takipçisi olacağını defaatle açıklamıştır.”
“Filistin’in yanında yer almaya devam edeceğiz”
9 Nisan 2024 tarihinden itibaren, ilk aşamada belirtilen ürün grupları altında yer alan ürünlerin İsrail’e ihracatını kısıtlama kararı aldıklarını belirtilen açıklamada, “Bu kararın gerekleri Ticaret Bakanlığı tarafından derhal yürütülecektir. Bu karar, İsrail, uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülükleri çerçevesinde, Gazze’de derhal ateşkes ilan edene ve Gazze Şeridi’ne yeterli miktarda ve kesintisiz insani yardım akışına izin verinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Esasen, çok önceden bu yana, İsrail’e askeri amaçla kullanılabilecek herhangi bir ürün veya hizmetin satışına ülkemizce izin verilmemiştir ve verilmemektedir. Gazze Şeridi’nde gelinen vahim aşama çerçevesinde, uluslararası camianın tüm üyelerine çağrımız, İsrail’in uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine uymasını teminen, üzerine düşenleri yerine getirmeleridir. Türkiye Cumhuriyeti devleti ve halkı olarak, bugüne kadar olduğu gibi Filistin’in ve halkının yanında yer almaya ve desteklemeye devam edeceğiz” ifadeleri yer aldı.
54 ürün grubuna kısıtlama
Yapılan kısıtlama: Alüminyum profiller, alüminyum teller, boyalar, bakır profiller, çubuklar ve teller beton mikserleri, çelik borular ve bağlantı parçaları, çelik filmaşin, çelik kaplar ve epolar, çelik köprü aksamı, çelik kuleler, çelik profiller, çimento, çimentodan, betondan veya suni taştan inşaat için bloklar ve levhalar, demir çelikten tüm inşaat malzemeleri, demir-çelik tüm teller, ekskavatörler, elektrik kabloları elektrik panoları fayanslar fiberoptik kablolar ve elektrik iletkenleri, forkliftler, granit, halat ve kablolar, hırdavat ürünleri, hidrolik yağlar, inşaat demiri, inşaat makinaları, inşaat yalıtım malzemeleri, inşaatta kullanılan camlar, kimyasal bileşikler, kimyasal gübreler, klinker, kovalar, kepçeler, kürekler, kıskaçlar ve kancalar, kükürt, madeni yağlar, makaralı zincirler, mermer, metal işleme makinaları, metallerin, işlenmesinde kullanılan kimyasallar mineral gübreler motor yağları paletler, plastik borular, sandviç paneller, seramikler, solvent boyalar, tel çekme makinaları, testere, makinaları, tuğlalar, uçak benzini ve jet yakıtı, vernikler, vinçler, yapıştırıcılar ve tutkallar, yassı çelik ürünleri kapsıyor.
Yayan: Bu kararı anlayışla karşılıyoruz
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan konu ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: “İsrail Yemen’le birlikte en çok çelik ihracatı yaptığımız ülkeler arasında yer alıyor. Ve şimdiye kadar da İsrail’le aramızda çok iniş çıkışlar oldu. İki ülke arasında politik açıdan çok olumsuzluklar yaşandı. Bizim hep övündüğümüz husus şuydu; aramızda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen ticaretimizin bundan etkilenmemesi konusuydu. Fakat İsrail’in Filistin’e yönelik müdahalesinin dozu her türlü mülahazanın üzerine çıktı. Yani hükümetimizin almış olduğu kararı biz anlayışla karşılıyoruz. Gereği yapılmıştır. Çünkü bugün İsrail’in Han Yunus kentini terk ettiği ifade ediliyor, geride bir kent kalmamış maalesef kent yok.”
Dr. Yayan, “Bunun bir örgüte karşı mücadelenin sonucu olduğunu söylemek mümkün değil. Milyonlarca insanın bizzat canlarını hedef alarak her türlü mal varlığını yani maddi ve manevi bir toptan imha görüntüsü veren bu durum karşısında sessiz kalmak hiçbir hükümetin başarabileceği bir durum değil. Biz bu olumsuzlukların en kısa zamanda makul bir çözüme evrilmesini ve ticaretin tekrar kaldığı yerden devam etmesini temenni ediyoruz ama bu kadar olumsuzluk yaşanırken ticaretin devam etmesini talep etmek insani olarak doğru değil ve çok iyimser bir bakış olur. Çünkü bütün dünyanın ayağa kalktığı, olağanüstü rahatsızlığın olduğu, Türkiye’deki hassasiyetlerin de zirvede olduğu bir durumda bu kararların alınmasından başka bir çarenin olmadığını hükümetin de bu konuda son limitlerine kadar imkanları zorladığını görüyoruz. Bundan sonra yapılacak başka bir şey olmadığına inanıyoruz” dedi.