Aliağa’ya söküm amaçlı İtalya’dan getirildiği iddia edilen savaş gemilerine yönelik İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu tarafından İzmir Mimarlık Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnal Kınay, Gemi Söküm Koordinasyonu paydaşları, meslek odaları ve sivil toplum temsilcileri katıldı. Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’ne İtalyan kökenli bazı savaş gemilerinin getirildiğine yönelik iddialar üzerine açıklama yapan ve endişelerini paylaşan Gemi Söküm Koordinasyonu üyeleri mücadele mesajı verdi. Toplantıda, Türkiye’nin tek gemi söküm tesisinin bulunduğu İzmir’in Aliağa ilçesinin çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesini aştığına yönelik bilimsel raporların bulunduğu da hatırlatıldı.
Düzenlenen toplantıda konuşan Tugay, “Burada kendi halinde, kontrolsüz, denetimsiz insan sağlığını ve doğayı tehdit edecek şekilde çalışma yapılmasına izin verilemez. İzmir Büyükşehir Belediyesi denetim yetkisini kullanacak ve yetkili kurumlara gerekli başvurularda bulanacak” ifadelerini kullandı.
Tugay: İlgili kurumları göreve davet ediyorum
Aliağa’daki gemi sökümü ve bunun yarattığı çevresel etkileri konuşmak için bir araya gelindiğini dile getiren Tugay, “Yakın zamanda maalesef basında çıkan haberlerle öğrendik ki Aliağa’daki gemi söküm tesisine İtalyan gemileri getirilmiş. Bunlarla ilgili tehlikeli madde envanter raporlarını olup olmadığı bilinmiyor. Bu durum bizlerde de bir tedirginlik yaratıyor. Özellikle inşa edildiği yıllar dikkate alındığında bu gemilerde yüksek miktarda asbest olma ihtimali gözüküyor. Pek çok gemi sökümünde yaşandığı gibi bu gemilerin söküm için başka yere gönderilmemiş olması ve İzmir Aliağa’nın kurban olarak seçilmiş olma ihtimali yüksek gözüküyor. Geçmiş yıllarda yapılan gemi sökümlerinin sonuçlarının denetlenmediği pek çok raporla ortaya konuldu. Bunlardan biri de İzmir Büyükşehir tarafından hazırlandı. Bu rapordan sonra bölgedeki kirlilik sorunun sürdürülemez boyuta ulaştığı görülmüştür. Raporda en yeni teknolojiler ve altyapılarına kullanılmasının zorunlu olduğu gösterilmiştir. Çevre Şehircilik Bakanlığı’na iş birliği başvurusunda bulunulmuş ancak bununla ilgili bir dönüş yapılmamıştır. Burada işletme kurumlarının 1983 yılından önce olduğundan ÇED ruhsatlanmasına bağlı olmadan kurulduğundan, çevre iş sağlığı açısından ihtiyaç duyulan şartlarla mevcut ÇED gerekliliklerine uygun yapılması zorunlu hale gelmiştir. Bugün her yeni gemi sökümünde yeni bir çevre sorununa yola açan bu alanın bir an önce denetlenebilir ve çevre ve insan sağlığı açısından sorunsuz hale gelebilmesi için tüm ilgili kurumları göreve davet ediyorum” dedi.
Bölgede yaşanan sorunun çözümüne yönelik yol haritasına da değinen Tugay, “İzmir Büyükşehir Belediyesi ilgili kanun ve yönetmeliklerle görev yapan bir kurum. Çevre ve insan sağlığını etkileyen olumsuz durumlarda denetim yapmakta görevli. Bu yetkisini mutlaka kullanacak. Gelecek günlerde bu bölgede çok daha kapsamlı incelemeler yapacak. Bu çerçevede hazırlanan raporları hem kamuoyuna duyuracak hem de ilgili bakanlıklara, yetkili kurumlara, gerekli başvurularda bulunacak. Bu sürecin çok hızlı işleyeceğini bilmenizi isterim. Bir doktor olarak insanlarımızın sağlığını, orada çalışan insanlarımızın sağlığını daha fazla tehlikeye atan durumların yaşanmasını istemiyorum. Şehrimizin, meslek odaların, halkın da bu konuda çok duyarlı olduğunun farkındayız. O nedenle bilimsel incelemelerle, raporlarla bir nokta gelmeye çalışacağız” diye konuştu.
Kınay: Üstümüze düşen tüm sorumluluğu yerine getireceğiz
Kınay, “Yıllarca kentimizde çevre ve halk sağlığı sorunları ile ilgili değerlendirmelerimizi paylaştık. Geldiğimiz noktada sadece Aliağa bölgesinin değil ülkemizin tamamını etkileyen konular ile ilgili sorunlar yıllardır süregelen sorunlar. Bu kapsamda kamusal ve toplumsal olarak havamızın, suyumuzun ve vatandaşlarımızın sağlığı için üstümüze düşen tüm sorumluluğu yapmaya devam edeceğiz. Yapılan tüm işlemlerin çevre ve halk sağlığına uygun gerçekleştirmesi ve ülkemizin atık çöplüğü haline geldiği sözünün duyulmadığı güne kadar bende mücadeleye devam edeceğim” şeklinde konuştu.
Akdemir: Denetim yetersizliği, sorunun büyümesine yol açıyor
İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu adına açıklama yapan Aykut Akdemir ise Aliağa’nın yıllardır sanayi tesisleri ve gemi söküm tesislerinin yarattığı kirlilikle mücadele ettiğini söyledi. Akdemir, söküm için gelen gemilerin isimlerinin değiştiğini ancak gemilerin ülkeye giriş ve söküm süreçlerindeki usulsüzlüklerin, izin ve raporlardaki eksikliklerin, uygunsuz çalışma şartlarının, yetersiz denetim ve alınmayan çevresel önlemler ile birlikte sorunun büyümeye devam ettiğine dikkat çekti.
Akdemir, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere ilgili diğer kurumların, gemilere yönelik denetimlerinin kağıt üzerinde kaldığını birçok kez gördüklerini belirterek, yetkililerin yanıtlaması için şu soruları da yöneltti: “Gemi ile ilgili Tehlikeli Madde Envanter Raporu bulunmakta mı? Geminin notifikasyon onayı var mı? Gemi Aliağa’ya gelmeden önce gas free belgesi sunulmuş mu? Gemiye ilişkin söküm izni verilmiş mi? Radyasyon ölçümü yapılmış mı? Sonuçları nelerdir? Geri dönüşüm ve atık bertaraf süreçlerine ilişkin planlar sunulmuş mu? Gemide boyaların potansiyel olarak asbest içerdiği hakkında söküm tesisi bilgilendirilmiş mi? Bakanlık ve ilgili kurumlar tarafından atık içeriği ve miktarı ile ilgili değerlendirme ve denetim yapılmış mı? Söküm işlemleri safhasında alınacak çevresel önlemler neler? İşçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemler neler?”
Akdemir, Aliağa’nın çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesini aştığına dair bilimsel raporların bulunduğunu hatırlatarak alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı: “Türkiye’nin tek gemi söküm tesisinin bulunduğu yer olan Aliağa’da, ağır sanayi de bulunuyor. Kapasitesini dolduran bölgede, özel işletim koşullarının gerekli olduğunu hatırlatmak istiyoruz. Bu nedenle de şeffaf, çalışan sağlığı, çevre ve halk sağlığı ile doğayı koruyan bir perspektifle süreç yürütülmelidir. Yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, hem gemi söküm tesislerinin hem de tüm Aliağa’da bulunan ağır sanayi tesislerinin işletim koşulları etkin bir şekilde denetlenmelidir. Ayrıca kapasite artışı ve yeni tesislerin açılmasına izin verilmemelidir. Aliağa’da çevresel mevzuata aykırı işlem yapan, çevre ve halk sağlığı sorunu yaratan işletmelerde gemi sökümüne son verilmelidir. Gemi Sökümü sürecinin bilimsel ve teknik değerlendirmeleri ile etkin bir kamusal denetimle yürütülmesi için gerekli çalışmalar acil olarak yapılmalı.”