Pazartesi, Eylül 16, 2024

Rasyonel Mehmet ve Enflasyon -I

Yol, halkla önderliğin aynı hedef etrafında birleşmesi demektir, böylece onlar ölümü ve yaşamı korkmaksızın paylaşırlar

Sevgili okurlarım,


Kendisinin ifadesiyle “RASYONEL EKONOMİYE GEÇİYORUZ“ diye müjde verip, yine halkımızı kandıran AKP iktidarının, Hazine ve Maliye Bakanı MEHMET ŞİMŞEK, sahibinin sesi olarak, bu yalanları tekrar etmeye başlamıştır. Bu nedenle, ben artık ona “RASYONEL MEHMET“ diye hitap ederek, unuttuğu rasyonel kelimesinin anlamını ve kapsamını hatırlatmak istiyorum. Kendisini finans piyasalarında çalıştığı, çok eski dönemlerden, İngiltere’den aşinalığım olduğu için, bu güne kadar tolerans tanıyarak, uygulamaları hakkında iyi veya kötü, hiçbir şey yazmadım. Ancak, geldiğimiz noktada yine saçma sapan, bilimsellikten uzak, hele rasyonel kavramlarla hiç alakası olmayan açıklamalarını gördükten sonra, bu makaleyi kaleme almayı ve sizleri bilgilendirmeyi uygun gördüm.

AKP iktidarının, Türk halkına maliye ve finansman konularında uzman olarak takdim ettiği MEHMET ŞİMŞEK’in doktriner bilgi birikimi ile pratiğini, ülkedeki güncel yüksek enflasyonu düşürmek ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı, sağlamak için yeterli olduğunu düşünmüyorum. Günümüzde, ekonominin gidişatı çok iyi irdelendiğinde, servet transferinin yapıldığı net olarak görülebilmektedir. Mevcut şartlarda, faizin % 50 seviyelerine çıkarılmasının tek amacı, bir fırsat penceresinin, kısa vadeli sıcak para girişlerine açılmış olmasıdır. Bunlar çok kısa vadeli döviz girişleridir ki, ülkemize uzun vadeli ve sürdürülebilir ekonomik rahatlık sağlamaz. TCMB dövizi baskılaması en ciddi hataların başında yer almaktadır. TCMB yerel seçimden sonra satın aldığı dövizin toplam miktarı 50 milyar USD’a yaklaşmıştır. Böylece seçimden sonraki 1.5 ay içinde 42 milyar USD ile rekor seviyede bir rezerv birikimi yaptığı görülmektedir. TCMB rekor döviz alımları yaparak, hem TÜRK LİRASININ değerlenmesine izin vermemiş hem de rezerv biriktirmiş bulunmaktadır.

Açılan bu fırsat penceresi ise, dövizin baskılamasının bir sonucu olduğunu, yabancı yatırımcı çok iyi bilmektedir. RASYONEL MEHMET, enflasyonu sonlandırmak için ekonomik bir plan yapıldığını ve bu planın günümüzde başarı ile devam ettiğini muhtelif konuşmalarında ifade etmektedir. Ancak ben, hele hazırda, uygulanan bir planın hayata geçirildiğinin elde edilen neticeler bazında görmüyorum. Eğer plan olsaydı ve bunun aşamaları ile kısmi sonuçları reel olarak piyasalarda hissedilerek görülmüş olurdu. RASYONEL MEHMET sadece, plan varmış gibi yapıp bazı rakamlar açıklamakla yetinmektedir. Bu rakamların kaynaklarının da TUİK yani Türkiye İstatistik Kurumu olması rakamların namusunun sorgulanmasına neden olmaktadır. RASYONEL MEHMET, hakikaten bu ekonomik kaostan nasıl çıkılacağını bana göre, bilmemektedir. Çünkü enflasyonla mücadelenin temelinde kesinlikle yapısal değişikliklerin gerçekleştirilmesi vardır ki bunun da mevcut TEK ADAM rejimi ile yapılması kesinlikle mümkün değildir.

Geçmiş yıllara biraz gidilirse, KEMAL DERVİŞ’in Amerika’dan ülkeye geldiğinden itibaren 15 GÜNDE 15 KANUN, o lideriniz ERDOĞAN’IN beğenmediği eski Türkiye’de parlamentoda gerçekleştirilmişti. Bunun nedeni ise, yabancı yatırımcıyı çekebilmek ve sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı sağlaması içindi. Ancak bu tek adam rejiminde, LİYAKAT kelimesinin karşılığı olmadığı için, maalesef, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ konuşabilmek bile mümkün değildir. Unutmamak gerekir ki, yabancı fonlar, ülkenin yakın geleceğine değil, öngörülebilir uzak geleceğini dikkate alırlar. Bu uzak gelecek ise, ancak hukukun üstünlüğünün bağımsız ve tarafsız yargının kurumsal olarak ülkede yerleşmiş olmasıyla mümkündür. AKP iktidarı ve onun lideri ERDOĞAN’IN düşünce, hayat görüşü, devlet anlayışı ve ideolojik yaklaşımları, buna kesinlikle müsait değildir. Tamamen RANT DUASIYLA ona biat etmiş milletvekilleri ile, hukukun üstünlüğünü ülkede tesis etmeleri söz konusu bile olamaz.

Ülkede enflasyonu kim patlattı ve neden patlattı? Bunun cevabı, tam olarak halkın biat etmiş cahil kesimi tarafından algılanmadığı zaman, hukukun üstünlüğü kavramının ne demek olduğu daha iyi anlaşılabilecektir.

Hukukun üstünlüğü olmayan, TEK ADAM rejiminde, kısa vadeli ne tedbir alırsanız alın yabancı yatırımcıyı uzun vadeli yani doğrudan yatırım kapsamında çekebilmeniz mümkün değildir. Enflasyonun en büyük vergi olduğunu RASYONEL MEHMET hala anlamadıysa, hatırlatmak yararlı olacaktır.

TUİK denilen kurum, artık benim nazarımda KRİMİNAL bir organizasyon haline gelmiştir. Rakamların namusuyla oynayarak AKP iktidarının talimatıyla, yalan, yanlış ve değiştirilmiş veriler yayınlayarak halkı aldatmakta, memur, işçi, emeklinin fiyat artışları karşısında ezilmesini, maaşların artmamasına neden olmaktadır. Bu yanlış ve değiştirilmiş veriler nedeniyle, her bireyin TUİK ve onun yetkilileri hakkında GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA ile ilgili dava açmaları ve neticesinde ise tazminat talep etmeleri için, doktriner olarak yasal hakları doğmaktadır. Tek adam dönemi, artık halkın gözünde ve son yerel seçimlerdeki neticeler dikkate alındığında, bitmiştir. NİCCOLA MACHİAVELLİ’NİN şu sözünün hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar vardır; “Eğer bir millet, iktidarda bulunan kişilerin şerefsizliğini, alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasi görüşünden olduğu için görmezden geliyorsa, o millet erdemini yitirmiştir. Erdemini yitiren millet bir gün vatanını yitirir.”

TUİK yapmış olduğu verileri değiştirmek çerçevesinde, yasaları da dinlemeyip DİSK’İN açtığı davada, MAHKEME KARARI olmasına rağmen enflasyon verilerini açıkladığı sepet içinde hangi ürünlerin olduğunu kamuoyuna deklare etmedi, edemedi. Bu da bir SUÇ olarak not edilmeli ve günü geldiğinde, sorumlular müteselsil olarak bağımsız ve tarafsız adalet önüne çıkarılmalıdır. Rakamların namusu TUİK eliyle bozulmuştur. Bir diğer taraftan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) şeffaf olarak çalıştığını acaba kim söyleyebilir. Kamu bankalarının kimlere ve hangi gruplara ne şartlarda krediler verdiğinin raporlar halinde kamuoyuna açıklıyorlar mı? Hayır. Hesap verilebilir diye bir kavram gün yüzüne çıkabilir mi? Ben hiç ihtimal vermiyorum.

Sürdürülebilir kalkınma stratejisi RASYONEL MEHMET ve onun ekonomi ekibi tarafından belirlenip saptanmamıştır. Bu hususta hiçbir ciddi adım atılmadığını da görüyorum. Çünkü bu konuda, atılması gerekli olan adımların başında yine hukukun üstünlüğünün ülke geneline yerleştirilmesi kaçınılmazdır. Bu durum AKP tarikatının mürşidi olan ERDOĞAN’IN işine kesinlikle gelmez. TUİK’in sahte ve değiştirilmiş verileri kapsamında enflasyon oranı açıklaması çerçevesinde memur, emekli, işçi maaşlarının çok kısıtlı olmasına karşın köprü ve otoyol ücretlerinin % 180 oranında zamlanmasını bile RASYONEL MEHMET fiyat ayarlaması olarak tanımlamaktadır. Bu fiyat ayarlamalarını yaparken acaba neden memur, emekli ve işçilerin aylıklarında yapamıyor. Bunu çok merak ediyorum. İşte RASYONEL MEHMET’İN gücü ve AKP içindeki etkinliği ancak böyle ortaya çıkabilir ve kendisi de böyle değer kazanabilirdi. Şimdi ise sıradan bir memur kadar bile itibarının olmadığını AKP iktidardan düşünce anlayacaktır.

TUİK’İN saçma sapan değiştirilmiş verilerine son bir örnek vermek gerekirse, İstanbul Ticaret Odasının ( İTO ) bu yıl nisan ayı fiyat artışını %24 olarak açıklaması gösterilebilir. Ancak TUİK ise, aynı dönem için fiyat artırışını % 4 olarak kamuoyuna belirtmiştir. Bu kadar 5 MİSLİ fark olabilir mi? Kamuoyuna karşı sorumsuzluk ve ciddiyetsizlik bu boyutta olup, kabul edilebilir değildir.

AKP iktidarı ve onun biat etmiş bakanı RASYONEL MEHMET, ortada doktriner yaklaşımlı hiçbir plan olmamasına rağmen, plan varmış gibi davranıp kamuoyunda algı yaratmaya uğraşmaktadır. Enflasyonu düşürmenin yolunu, vatandaşın alım gücünü azaltmak zanneden, bu karanlık zihniyet ve ideolojinin unsurları, piyasadan para çekip kredi kartı faizlerinin arttırıp, vatandaşı iyice perişan etmişlerdir. Talebi yavaşlatıp azaltmanın yolunu vatandaşın alım gücünü yok etmekte aramışlardır. Unutmamak gerekir ki son dönemde, VATANDAŞIN %63 oranındaki kesimi gıdasını azaltmıştır. SAVAŞ dönemlerini aratır hale getirdiler ülkeyi.

İtibardan tasarruf olmaz diyen ERDOĞAN’IN bu sözünü teyit eder mahiyette RASYONEL MEHMET bir tasarruf paketi açıklamıştır. Bu 100 milyar TL tutarındaki paketi, acaba nasıl oluşturdu tüm ekonomi uzmanları ile herkes merak ediyor. Faizler artırıldı, banka sigorta muamele vergisi (BSMV) artırıldı sonuç vatandaş yine kredi kartı kullanmaya %140 artarak devam etmiştir. Çaresizlik halk kesiminde maalesef, faizin çok yüksek olduğunu değerlendirip, düşündürmemektedir. Vatandaş çok sıkıntılı durumdadır bunu sarayın ve senin gibilerin anlaması imkânsızdır. Ancak emeklinin aldığı 10.000 TL ile bir ay geçinmeye zorlanırsan, işte o zaman o düşünce yapına bazı kavramların girmesi belki mümkündür ki o da kesin değildir. Taksitsiz kredi kartlarının artışının %140 seviyesinde olması ise çaresizliğin en önemli göstergesidir.

TUİK’İN sahte ve değiştirilerek iktidarın istediği ölçülerde veriler hazırlayan kurumun başındaki ERHAN ÇETİNKAYA damat kontenjanından olup AKP’li Bayrampaşa Belediye Başkanı ATİLLA AYDINER’İN damadıdır. Unutmamak gerekir ki OSMANLIYI damatlar batırdı şimdi de Türkiye’yi batırma yolundadırlar.
Devamı bir sonraki yazıda…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Tayfun Gözüm

Diğer Yazarlar