Cuma, Eylül 20, 2024

ESG ve Taşıdığı Anlam Hakkında Özet Bir Bilgi Notu

Son dönemlerde kurumsal dünyada İngilizce’de 3 adet kelimenin başlığı olan ESG kavramı çok sık gündem yaratır hale geldi. E çevre, S toplum, G harfi de yönetişimi temsil etmektedir. Çevre, bir şirketin operasyonlarının çevre üzerinde yarattığı etkiyi analiz etmektedir.

Toplum, şirketin paydaşlarıyla kurduğu ilişkiyi nasıl yöneteceğini; aynı zamanda paydaşlarına nasıl değer yarattığını ve bu süreci nasıl yönettiğini analiz etmektedir. Yönetişim ifadesi ise işletmenin liderlik ve yönetim felsefesini, uygulamalarını, politikalarını, iç kontrol sistematiğini ve paydaş haklarını nasıl yönettiği konuları ile ilgilenir. ESG bir çerçevedir. Bu çerçeve program, bir kurumun piyasanın veya piyasa dışında oluşan koşulların yarattığı riskleri ve fırsatları nasıl yönettiğini irdeler. Bu değişiklikler çevre sistemlerinden, sosyal sistemlerden ve ekonomik sistemlerden oluşur. Bu üç sistem bir işletmenin faaliyet gösterdiği tüm zemini etkiler.

ESG bir değerler sistemi değildir. ESG, çok hızlı değişen dünya içinde uzun dönemli değer yaratmanın ve bu değeri sürdürebilmenin yetkinliğini ortaya koyar. Aynı zamanda değişimlerin yarattığı riskleri ve fırsatları kollar. ESG ile ilgili olarak evrensel bir sınıflandırma mevcut değildir. Sektöre, kurumun karakteristik özelliklerine ve iş modeline dayalı olarak farklı biçimlerde tanımlanabilir. ESG kavramının tarihçesini ve gelişimini irdelediğimizde kurumsal sosyal sorumluluk ve kurumsal sürdürülebilirlik yerine kullanıldığını görürüz. Oysa ESG çok daha geniş bir perspektife sahiptir.

1980’li yıllarda çevre, sağlık ve güvenlik ön plandaydı. Çevreyle ve çalışanlar ile ilgili düzenlemelere dayanmaktaydı. 1990’lı yıllarda sürdürülebilirlik ön plana çıktı. Çevre üzerinde yaratılan olumsuzlukların azaltılmasına odaklanıyordu. 2000 ile 2010’lu yıllar arasında ise kurumsal sosyal sorumluluk ön plana çıktı. Toplumsal sorunlarla ilgili olarak kurumların ve çalışanların gönüllülük konuları ele alındı. 2020’li yıllarda ise ESG gündeme oturdu. Rekabetçi avantaja ve risk ve getiri yönetimine dair bütünsel bir kavram olarak yer buldu.

ESG’nin ana akımda büyümesi için 3 adet anahtar faktör bulunmaktadır. İlki ESG’nin yatırımcı riski ve getirisi üzerinde etkisi olarak betimlenmektedir. İkinci anahtar faktör şeffaflıktır. Üçüncü anahtar faktör ise regülasyonlar yani mevzuat ve düzenlemelerdir. Düzenlemeler başlığında ulusal ve uluslararası taahhütlere odaklanılmaktadır. İklim değişikliği bu bağlamada örnek olarak verilebilir.

ESG neden önemlidir? Uzun vadede başarıyı elde edebilmek için hangi sektörde veya hangi büyüklükte-ölçekte olursa olsun kurumsal temel işlevler üzerinde pozitif bir etki yaratmaktadır.


Başarıya götüren unsular 4 başlıkta sınıflandırılmıştır:
a) kurumsal itibar,
b) risklerin azaltılması,
c) fırsat yönetimi ve
d) kültür olarak ifade edilebilir.


Her bir başlığa dair özet bilgi vererek yazımıza devam edeceğiz.

  1. Kurumsal itibar: ESG, işletmenin faaliyetlerine dair neredeyse bir lisans-onay mekanizması vererek kapasitesini genişletir. Kurumun hedeflerine ulaşmasında ve kriz senaryolarına yanıt vermesinde kolaylıklar sunar. 2018 yılında yaşanan Cambridge Analytica vakası, Facebook’un piyasa değerinde milyarlarca dolarlık düşüşe neden olmaktadır. Siber güvenlik ataklarına yanıt vermekte başarısız olmuştur. Risk azaltma, acil ve uzun dönemli risklerin tanımlanmasında yardımcı olur.
  2. Fırsat yönetimi konusu ise Pazar koşulları e bununla birlikte piyasa dışı koşullar yeni ürün ve hizmetler için karşılanmamış ihtiyaçları ekspoze ettiği gibi ürün ve hizmet sunulmayan veya yeteri kadar sunulmayan müşterilerine dair unsurların görünmesine, anlaşılmasına ve risklerin yönetilmesine destek olur. Unilever tarafından yürütülen ESG çalışmaları özellikle gelişmekte olan piyasalarda daha fazla karlılığa ve piyasa hakimiyetine fırsat vermiştir. Unilever bu alandaki çabalarını, pozitif toplumsal etkiler yaratmakta da kullanmayı başarmıştır. Kapsamlı eğitim programları geliştirmiş, diğer kurumları ve çok küçük işletmeler üzerinde olumlu etkiler yaratmayı başarmıştır.
  3. Kültür bağlamı ile ilgili olarak ESG’nin olgunluk düzeyi, bir kurumun yüksek performans gösteren, belirli amaçlar doğrultusunda hareket etmeyi başaran işgücüne ve kapsayıcı kültürün elde edilmesi sürecinde fayda sağlamaktadır.

Türkiye’de kurumsal dünyada bu akımın yaygınlaşması benim için bir merak konusudur.

Selçuk Karaata

Diğer Yazarlar