Cumartesi, Kasım 23, 2024

Çelik: Kuraklığa dayanıklı yem bitkileri üretimi teşvik edilmeli

TARPOL, ‘Türkiye tarım ve gıda sektörü iklim değişikliğine ne kadar hazır’ konulu arama konferansı düzenledi

Yönetim Kurulu Başkanlığını eski Tarım Bakanlarından Dr. Mehmet Mehdi Eker’in yaptığı Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi (TARPOL) “Türkiye Tarım ve Gıda Sektörü İklim Değişikliğine Ne Kadar Hazır “konulu bir arama konferansı düzenledi.  Prof. Dr. Ersin İstanbulluoğlu’nun moderatörlüğünü yaptığı geniş katılımlı arama konferansında katılımcılar iklim değişikliklerinin tarım ve gıda sektörüne olan etkileri hakkındaki görüşlerini anlatıldı.  Türkiye Koyun Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği (TÜDKİYEB) Genel Başkanı ve aynı zamanda TARPOL Sektörel Danışma Kurulu Üyesi olan Nihat Çelik arama konferansına katılarak iklim değişikliğinin küçükbaş hayvan yetiştiriciliği üzerine olan etkileri ile ilgili görüşlerini dile getirdi.

İklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşın çeşitli öneriler getiren Çelik, “Üretim planlamasında Kuraklığa dayanıklı yem bitkileri üretimi teşvik edilmeli. Mera ıslah çalışmalarında aşırı sıcak ve kuraklığa dayanıklı başta yem bitkileri ve diğer ürün çeşitleri yer almalı” dedi.


“Bitki desenimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor”

Konferansta, bazı ülkelerde İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmak için bitki desenini değiştirdiklerini belirten Çelik, “Ülkeler, iklim değişikliği çerçevesinde oluşan yeni iklimsel şartları dikkate alarak bitki desenlerini yeniden belirliyorlar. Bunun en güzel örneğini Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde görüyoruz. Ülkemizde de iklim değişikliklerine karşın olabilecek zararların önüne geçmek için bitki desenimizi yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor. Rusya’nın mevsimi çok kısa olmasına rağmen tarımı kendi mevsimine uyarlayıp desen değişikliğine giderek üretim planlaması yapılmış ve şu anda dünyayı doyuracak kadar hububat üretimine sahip. Takdir edersiniz ki Rusya Ukrayna savaşında birçok ülkenin açlıkla karşı karşıya kalacağı endişesi ile Rusya’nın tahıl koridoru açması için bütün dünya nefesini tuttu. Dolayısıyla biz Türkiye olarak 4 mevsimi bir arada yaşayan bir ülkeyiz bu avantajı güzel kullanarak iklim şartlarına göre bölgesel farkındalığı da göz önünde bulundurarak kimi bölgede aşırı yağışa karşı, kimi bölgede aşırı susuzluğa karşı dayanıklı ürün ekimini gerçekleştirmeliyiz. İklim değişikliği tüm ülkeleri etkilese bile Rusya’da bitki deseni planlaması yapılarak buğday üretimini artırmış ve Dünyanın sayılı ihracatçı ülkelerinden birisi oldu” diye konuştu.


“Göçü önlemek için teşvik ve finansman sağlamamız gerekiyor”

İklim değişikliklerinin küçükbaş hayvancılığın da olumsuz etkileneceğini ifade eden Çelik, “Bizim asıl beklediğimiz felaket iklim değişikliğinden ziyade kırsaldan ve köylerden verdiğimiz göç. Dolayısıyla bu göçü önlemezsek kırsalda ve köylerde üretim yapacak insan kalmaz. Bu göçün tersine dönmesi ve geri döndürülmesi için hassas olmamız ve teşvik ve finansman sağlamamız gerekiyor. Aşırı sıcaklık ve kuraklık sonucu yem hammadde üretim maliyetinin artması, yem kalitesinin bozulması, otlatma kapasitelerinin azalması, doğal kaynakların tahribata uğraması, aşırı sıcaklıktan dolayı hayvanların su tüketimlerinin artması, su kaynaklarının azalması, merada suya ulaşılabilirliğin zorlaşması,  hayvanların maruz kaldığı sıcaklık stresi nedeniyle verimlerinin düşmesi, hayvan kayıplarının yaşanması gibi faktörler küçükbaş hayvancılığımızın sürdürülebilirliğini olumsuz yönde etkileyecek. Ayrıca meteorolojik olaylarda mevsim normallerinin dışındaki değişimler hayvanlara arız olan zararlıların ve hastalıkların biyolojilerinin değişmesi, hayvanların zararlı ve hastalıklara dirençlerini azaltacak” dedi.


“Yerli ırkların verimlerinin artırılmasına yönelik ıslah çalışmaları yapılmalı” 

Mera alanlarının ilkbahar ve sonbahar kritik periyodlarında otlatılması ve kapasitesi üzerinde aşırı otlatılması ile verimsizleşmesinin önüne geçilmeli ve gübreleme ve diğer ıslah faaliyetleri ile iyileştirilmeli. Mera alanlarının ot kapasitesinin yükseltilmesi kaba yem üretimini olumlu etkileyecek olup bu su tasarrufu demek. Küçükbaş hayvancılık daha çok mera otlatmasına dayandığından iklim değişikliğinin mera varlığına ve sürdürülebilirliğine etkileri de göz önüne alarak tasarlanmalı. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde bakım besleme ve buna paralel olarak ıslah faaliyetlerinde iyileşmeye hız verilmeli. Ülkemizde yetiştiricilik meraya dayalı olarak yapılmakta olup anız ve nadas alanlarından da büyük oranda yararlanılmaktadır. İklim değişikliğinin neden olduğu sıcak stresine uyum ve adaptasyon sağlayabilecek ırklar üzerinde strateji geliştirilmeli, yerli ırkların verimlerinin artırılmasına yönelik ıslah çalışmaları da yapılmalı” diye konuştu.


“Sulama suyu yönetiminde tedbirlerin alınması gerekli”

 İklim değişikliğinin getirdiği olumsuzlukların ülkemiz tarımını olumsuz etkileyeceğini ifade eden Çelik, “Bu nedenle bitki deseni değişikliği, kurağa dayanıklı yem bitkileri, sulama suyu yönetimi gibi konularda ivedilikle bir dizi tedbirlerin alınmasını gerekli kılmaktadır.  Son yıllarda kırsalda genç nüfus kalmamış, yaş ortalaması 55’in üzerine çıktı. Kırsalda genç nüfusun istihdamı için küçükbaş hayvancılık hibe projeleri uygulanmalı. Ancak iklim değişikliği ve küresel ısınma sonucu hava sıcaklıklarının artması ile insanlarda olduğu gibi hayvanlarında su tüketim ihtiyacı artacak. Dolayısıyla Büyükşehir Belediye Yasası gözden geçirilmeli, suyun ekonomik şekilde kullanımı amacıyla suyun depolanması kırsal mahalle ve köylerde gelecekte bir felaketle karşılaşmamak için suyun tasarruflu kullanımının sağlanması amacıyla gerekli önlemelerin alınması elzemdir “sözlerine yer verdi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM