Pazar, Eylül 29, 2024

Oyuna dahil olanlar…

Türkiye’de iç politikadaki yapıyı kim tasarlıyor?  Bir dönemde Demokrat Parti – CHP ayrılığı varken, sonradan Adalet Partisi – CHP yarışı başladı. Bu yarışta iç politika senaryolarını çeşitlendirmek ve CHP’ne engel yaratmak için yeni partiler kuruldu.  Tabii ki partiler toplumun bazı kesimlerinin sesini yansıtıyordu.

Peki bu kesimler birbirinden çok mu farklıydı? İnsan olarak hayır, ancak siyaset olarak liderin çizdiği çerçeve içinde hareket etmek zorundaydılar, ya da o yönde eğitiliyorlardı.

Sosyal demokrat öğrenci hareketinin ilk neferleri arasındaydım. 1968’de ODTÜ öğrenci birliği başkanlığını kazandık. Ben de başkan oldum.  Bilgimi artırmak için okuyor, değişik siyasi hareketlerin mitinglerini de izliyordum. Alpaslan Türkeş’in mitingine de gittim, Necmettin Erbakan’ın Milli Nizam partisinin kuruluşundan önce Selim Sırrı Tarcan spor salonunda yaptığı toplantıya da… Orada okuldaki arkadaşlarımın bir kısmını gördüm. O dönemde herkes vatanı kurtarmak için çabalıyordu. Bunu önlemek için öğrenci hareketlerinin içine “yabancıları soktular, bunlar silahlı eylemleri özendirdiler. Sonunda gençler kendi arasında parçalandı.,

Siyasi partilerin çeşitlenmesi iktidar partisinin ayakta kalması için tasarımlandı. Örneğin, AKP’nin seçim kazandığı 2002 seçiminde muhalefet bir araya gelirken Mehmet Ağar son anda yan çizdi. Birçok sağ parti baraj altında kaldı. AKP hükümeti kurdu.

Abdullah Gül’ün başbakanlığı, Erdoğan’ın ara seçimde Siirt milletvekili seçilip, parti genel başkanlığı ve başbakanlığı ile taçlandırıldı.

Muhalif gibi gözükenler aslında iktidar için çalışıyor. Erdoğan’ın yolunu açan Deniz Baykal’dı.  2023 Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, kimine göre, Erdoğan’a başkanlık yolunu açan Kemal Kılıçdaroğlu. Kendisine ve CHP’ne darbe vuran ise Meral Akşener.

Meral Akşener altılı masadan kalktı, oturdu. Seçimde bir oy Meral’e bir oy Kemal’e derken, CHP’nin oyunu “tırtıklamaya” çalıştı. Yerel seçimlere yalnız gireceğiz dedi. Ne istediği başarıyı elde etti, ne de CHP’nin elinde olan büyükşehir belediye başkanlıklarını tekrar AKP’ye kazandırdı. Partisini kongreye götürdü, partisinin genel başkanlığını bıraktı.

STFA İnşaat şirketini kuran Sezai Türkeş’in bir sözünü anımsatayım: Şantiyede kıçına çimento tozu bulaşan şantiyelerden ayrılamaz. Siyaset de öyledir. Hele partide veya belediyede başkanlık filan yaparsanız olayın dışına çıkmak neredeyse olanaksızdır. Bizler 20’li yaşlarda partideki 60-70 yaşlarındaki politikacılara karşı mücadele verdik, kazandık.

Aradan neredeyse 60 yıl geçti, durum değişti mi?  “Yaşlıları” tasfiye edenler, yeni genç nesli yetiştirmek yerine, köprüyü geçince köprüyü yıktılar. Bugün hala o dönemdeki bazı arkadaşlarımız siyasette konum elde etmek yarışında. İşadamı derneklerinin başarısı ve sürekliliği başkanların bir dönem görev yaparak yerine yeni ekip seçip bayrağı onlara teslim etmeleridir. Birçok STK böylece mücadelede süreklilik yaşar.

Yine Meral Akşener’e dönelim; Meral Akşener saçını koyu renkten açık renge çevirip sahneye çıktı, soluğu sarayda aldı. Bu bir tasarım. Bir diğer tasarım da Sinan Oğan üzerinde. 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ilk tur seçiminin sonunda Erdoğan kazanamayınca, onun yararına adaylıktan çekildi ve platformda “figüran” olarak yer aldı.

CHP yerel seçimde “millet ittifakı” sloganını kullanınca, Sinan Oğan şimdi “millet ittifakı” diye bir parti kurdu, CHP’ne sataşmaya başladı. Görünen o ki bir sonraki seçimlerde CHP’nin millet ittifakı afişlerini valiler indirtecek.

Ortada başka “siyasi oyuncular” da var, yenileri de yolda. İlkokulda siyah arabayla alınıp geri getirilen Fethullah Gülen bir proje olarak çok başarılı oldu. Bugün ABD’de ama görevini yaptı.  Orada yetiştirilip Türkiye’de görev yapan birçok yöneticiyi birçoğumuz anımsar. Yapılan tasarımların temel amaçlarından birisi, seçilen kişinin siyasette pozisyon sahibi olmasa bile kamuoyunu etkiler duruma getirilmesi. Siyaset merdiveninden inenler sonra yukarı çakabilir mi? Bunun Türkiye’de kolay olduğunu sanmıyorum, ama bazı istisnaları var.  Bunların arsına Meral Akşener ve Sinan Oğan girer mi, göreceğiz

İskender Odabaşoğlu

Diğer Yazarlar