Pazar, Kasım 24, 2024

Serbest bölgelerde ‘vergi’ tedirginliği 

Türkiye’de konuşlu serbest bölgelerde faaliyet gösteren firmalara Kurumlar Vergisi mükellefiyetine yönelik duyumlar, mevcut ve planlama yapan yatırımcılarda tedirginlik yarattı. Bu girişimin, dünyadaki uygulama örnekleri temel alınarak Türkiye’de yaklaşık 40 yıldır faaliyet gösteren serbest bölgelerin gelişimine telafisi imkânsız zararlar vereceğine dikkat çekildi. Serbest Bölgelere getirilmek istenen Kurumlar Vergisi uygulamasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan İZBAŞ- İzmir Serbest Bölge Kurucu ve İşleticisi A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sevimli, tüm dünyadaki uygulama örneklerine paralel olarak serbest bölgelere yatırım yapılmasının, yatırımcıya tanınan bazı vergisel istisnalar ile gerçekleşebileceğini hatırlattı. 

Serbest bölgelerin varlığını sürdürebilmesinin, yerli ve yabancı doğrudan yatırımları ülkeye çekebilmesi ve ülke içerisinde tutmasındaki başarısına bağlı olduğunu belirten Sevimli, “Kaynak kullanımının ülke içerisinde artırabilmesi için öncelikle serbest bölgelerin fonksiyonlarının korunması ve buna ayrıca özen gösterilmesi gerekiyor. Serbest bölgelerin en önemli fonksiyonu, üretim olanakları, mükemmel alt yapı ve lojistik hizmetlerinin sağlanması yanında mali kanunların uygulanmadığı serbest dolaşımın sağlanması” değerlendirmesinde bulundu.


“Haksız rekabet söylemi doğru değil”

Gümrük vergileri, kazanç üzerinden alınan vergilerin uygulanmadığı serbest bölgelerin; kanunda düzenlenmiş ve önceden bilinen sınırlarda coğrafi bir alanını temsil etmesinin ihracat için uygun koşullar oluşturduğuna işaret eden Eyüp Sevimli, serbest bölgelerde yer alan firmaların, bölge dışındaki firmalara göre ayrıcalıklı olduğu ve haksız rekabete yol açtığına yönelik görüşlerin doğruyu yansıtmadığını vurguladı.

Sevimli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Serbest bölgeler, doğrudan yabancı yatırım, teknoloji transferi, istihdam oluşturma ve dış ticaret hacmine katkısı bakımından makroekonomik etkiler yaratmak suretiyle giderek daha da önemli hâle gelmektedir. Bu bölgeler ülkelerin ekonomik yapıları üzerinde önemli rol oynamaktadır. Sözgelimi pandemi döneminde ülkemizdeki serbest bölgelerin dış ticarete katkısı azalmamış, tam tersine artmış, pandemi öncesine göre dış ticaret hacimlerinde yüzde 12,22 artış meydana gelmiştir. Oyun içinde kural değiştirme anlamına gelebilecek uygulamaların olmaması, serbest bölgelerde yatırım ikliminin korunması, daha duyarlı açıklamaların yapılması, serbest bölgelerin sürdürülebilir iklimini etkilemeyecek politikaların devamı, ülkemiz ekonomisine de çok önemli katkı sağlayacak.” 


“2004 yılında yapılan değişikliğin olumsuz etkilerini hâlâ yaşıyoruz”

Sevimli, Serbest Bölgeler Kanunu’nda 6 Şubat 2004 tarihinde yapılan değişiklik ile firmalar arasında yapılan ‘üretici olan ve olmayan’ ayrımıyla, üretimin teşvikine yönelik olumlu bir dönüşüm yaşandığını, ücretler üzerindeki istisna uygulamasının yüzde 85 ihracat zorunluluğuna bağlanmasının yarattığı olumsuzlukların ise halen devam ettiğini belirtti. Geçen 20 senede istikrarını koruyan serbest bölgelerde; gümrük işlemleri, gümrük vergileri ve telefi edici gümrük vergilerindeki anlık değişikliklerin firmalara hesapta olmayan ve öngörülemez maliyetler yüklediğin altını çizen Sevimli, bu tür durumların ve yaşanacak tereddütlerin mevcut yapıyı bozmasının yanı sıra, doğrudan yatırımları olumsuz etkileyeceğine işaret etti.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM