Salı, Temmuz 2, 2024

“Adil vergi payının ödendiği bir vergi sistemi kurulmalı”

Herkesin ödeme gücüne göre adil vergi payını ödendiği bir vergi sistemi kurulmadığı sürece gelişmişlik yolunda hep eksik kalacaklarını belirten Kestelli, hazırlanmakta olan vergi düzenlemesi paketine de bu anlayış ile bakılması gerektiğini vurguladı

İzmir Ticaret Borsası (İTB) haziran ayı olağan meclis toplantısı İzmir Ticaret Odası Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, “Devletin adalet, eğitim, sağlık ve güvenlik başta olmak üzere verdiği hizmetler ve yapacağı altyapı yatırımları için gelire ihtiyacı var. Tüm demokrasilerin temel niteliklerinden biri olarak bu gelir de vergiyle toplanıyor. 2023 yılında devletin 5,2 trilyon TL olan gelirlerinin yüzde 86’sı, yani 4,5 trilyonu vergi gelirlerinden oluşuyor. Vergileri devlet için sadece en önemli gelir kalemi olarak değil, aynı zamanda ekonomiyi yönlendiren bir maliye politikası aracı olarak da görmeliyiz. İyi bir vergi sistemi; ekonomik etkinliği bozmamalı, basit, esnek, şeffaf ve adil olmalı. Ülke olarak bu özellikleri bütünlüklü olarak taşıyan iyi bir vergi sistemine sahip olmadığımızı üzülerek ifade etmeliyim” dedi.


“Gelire oranla az kazanandan çok vergi almak sürdürülebilir değil”

Toplam vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin oranının düşük olması iyi ve adil bir vergi sistemine sahip olunduğu anlamına geldiğini aktaran Kestelli, “Kısmen daha adil bir vergi sistemi olduğunu söyleyebileceğimiz Avrupa Birliği’nde toplam vergi gelirlerinin üçte biri dolaylı vergilerden elde edilirken, geri kalan üçte ikisi dolaysız vergilerden elde ediliyor. Ülkemizde ise bu oran tam tersi durumda. 2023 yılında devletin topladığı 4,5 trilyon TL’lik verginin 2,95 trilyonu yani yüzde 65’i dolaylı vergilerden oluşurken, 1,55 trilyonu yani yüzde 35’i dolaysız vergilerden oluştu. Aynı yılda, ülkemizde en yüksek gelire sahip yüzde 20’lik kesimin toplam gelirin yüzde 50’sini, en fakir yüzde 20’lik kesimin ise gelirin yüzde 6’sını aldığını düşünürsek tablo çok daha net ortaya çıkıyor. Gelire oranla az kazanandan çok, çok kazanandan az vergi almak ekonomik olduğu kadar sosyal olarak da sürdürülebilir bir durum değil. Herkesin ödeme gücüne göre adil vergi payını ödediği bir vergi sistemi kurmadığımız sürece gelişmişlik yolunda hep eksik kalmış oluruz. Hazırlanmakta olan vergi düzenlemesi paketine de bu anlayış ile bakılması gerektiğine inanıyorum. Ülkemiz için çok büyük önem taşıyan bu konuda tüm kesimler ile istişarenin önemini vurgulamak istiyorum” diye konuştu. 


“Yeni istikrar dönemi, pamuk ipliğine bağlı”

İnşa etmeye çalışılan yeni istikrar döneminin, pamuk ipliğine bağlı olduğunu vurgulayan Kestelli, “Atılacak adımlarda konsensüs aranması, tarihimizin çok az kısmında bu kadar önemli ve kritik oldu. Atılacak adımlardan ilki, vergi mevzuatında köklü değişiklikler içeren düzenlemeler. Hem Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz hem de Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek orta vadeli programla uyumlu olarak hazırlanan taslak çalışmanın bayram sonrası meclis gündemine sunulacağını ifade etti. Konu daha çok yurt dışı çıkış harcı ve bahşiş gelirlerinin vergilendirilmesi gibi kısmen popüler detaylar üzerinden tartışılıyor. Ancak, taslak metinde kayıt dışı faaliyetlere artırımlı ceza uygulanması, belediyelerin borçlarına düzenleme getirilmesi, bazı ürün ve hizmetlerdeki KDV ve ÖTV istisnalarının kaldırılması, ticari, zirai ve serbest meslek faaliyetlerinde bulunan mükellefler için ‘Asgari Gelir Vergisi’ uygulaması ihdas edilmesi, Yurt İçi Asgari Kurumlar Vergisi uygulaması gibi çok önemli konular yer alıyor” ifadelerinde bulundu.


“Buğday üretimini sürdürülebilir şekilde artırmak zorundayız”

2024 yılı hububat alım fiyatlarında ekmeklik buğday için kilo başına 9,25 TL ve makarnalık buğday için 10 TL fiyat belirleyen TMO’nun arpa fiyatını ise 7,25 TL olarak ilan ettiğini vurgulayan Kestelli, “Geçen yıla göre prim hariç şekilde ekmeklik buğdayda yüzde 12, makarnalık buğdayda yüzde 11 ve arpada yüzde 3,6 artış yapıldı. 2023 yılında 22 milyon ton buğday rekoltesi varken 11 milyon tonun üzerinde ithalat gerçekleştirildi. Bu yıl ise yaklaşık 21 milyon ton rekolte beklendiği açıklandı. Bu konu, TMO tarafından fiyatların açıklandığı 6 Haziran tarihinden bu yana doğal olarak çok tartışıldı. Maliyetlerdeki artış ve hayat pahalılığı dikkate alındığında açıklanan fiyatların üreticilerimizin beklentilerinin çok ama çok altında kaldığını söyleyebiliriz. Böyle bir ortamda üreticilerimizin gelecek yıl buğday ekim alanlarını azaltma olasılığının yüksek olacağını ön görebiliriz. Zor dönemden geçen ekonominin neden olduğu sorunlar nedeniyle hemen her üründe yaşadığımız; alıcının da satıcının da memnun olmadığı bir piyasa yaşanıyor buğdayda. Bir taraftan tüm dünyanın en stratejik ürün olarak kabul ettiği buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, diğer taraftan dünya lideri olduğumuz un ihracatında yerli hammadde kullanım oranını yükseltmek için buğday üretimini sürdürülebilir şekilde artırmak zorundayız” sözlerine yer verdi. 


“Bu yılki yangınlarda zarar gören alan 2 bin 669 hektara ulaştı”

Bayram süresince orman ve mera yangınlarının yoğun olduğunu aktaran Kestelli, “Orman Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan verilere göre uzun bayram tatilini de kapsayan 1 Haziran-22 Haziran arası dönemde 414 ayrı noktada orman yangını çıktı. Geçen yılın aynı döneminde bu sayı sadece 89’du. 22 günlük süredeki yangınlarda geçen yıl 50 hektar ormanlık alan zarar görürken, bu yılki yangınlarda zarar gören alan 2 bin 669 hektara ulaştı. Yazın en sıcak günleri asıl şimdi başlıyor. Ülke olarak orman varlığı açısından zaten çok parlak bir noktada değiliz. Tüm vatandaşlarımızı özellikle yaz ayları boyunca çok daha dikkatli olmaya davet ediyorum” dedi.


“Kesim miktarlarında %15-20’lik azalma oldu”

Tarım sektöründe bazı alanlarda olumlu ilerlemeler kaydedilse de arzu edilen istikrar ve başarıyı bir türlü yakalayamadıklarını aktaran İTB Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer, “Tarımsal üretim maliyetleri artmaya devam ederken, üretici fiyatları da buna paralel artmaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumunun verilerine göre, tarımsal girdi fiyat endeksi yıllık yüzde 52 ve tarım ürünleri üretici fiyat endeksi yıllık yüzde 61 arttı. Üretici fiyatlarında en yüksek artış son bir yılda yüzde 83 oranla çok yıllık bitkisel ürünlerde gerçekleşirken canlı hayvanlar ve hayvansal ürünler yüzde 74 oranında arttı. Balıkçılık ve su ürünleri sektöründe ise üretici fiyatları yüzde 53 oranında artarken orman ürünleri ve ilgili sektörler yüzde 48 oranında arttı. Enflasyonla mücadelede başarılı olamadığımız sürece bu artışların önüne geçemeyeceğimizin hepimiz bilincindeyiz. Bu nedenle ekonomimizin temel sorunu olan enflasyonu azaltma ve süreç yönetimini tekrar gözden geçirmemiz gerektiği de önümüze çıkan sonuçlar arasında” ifadelerinde bulundu. 

Kesilen kurbanlık hayvanların net rakamlarının açıklanmadığını belirten Tuncer, “Ancak, bu yılki kesim miktarlarında yüzde 15-20’lik bir azalmanın olduğunu şahsi olarak söyleyebilirim. Bununla beraber, elde kalan hayvanların önemli bir kısmı nakliye masraflarına rağmen yetiştiriciler tarafından işletmelere geri götürülürken, bir kısmı Et ve Süt Kurumu tarafından alındı” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM