Pazartesi, Kasım 25, 2024

Hak İçin Kurban Küp İçin Kavurma -II

Açlık en büyük ibadettir demiş diyanet işleri başkanı. Allah ona ve ailesine bu en büyük ibadeti nasip etsin

Sevgili okurlarım,

Bir önceki yazıdan devam…


Deri sanayinin zayıf yönleri içinde;
Hammadde ve girdi tedarikinde deri ve ürünleri sanayinde azalan hayvan varlığı,

  • Ham deride dışa bağımlılık,
  • Kontrolsüz deri kesimi ile oluşan kalite sorunları,
  • Yüksek ÖTV uygulamaları,
  • Çeşit hammadde bulunamaması,
  • Ayakkabı sanayinde ise ham deride dışa bağımlılık ve kaliteli deriye eri şimde sıkıntılar,
  • Üretimde deri ve ürünleri sanayinde yüksek enerji, arıtma, su ve işgücü maliyetleri,
  • Ayakkabı sanayinde ise atölye ağırlıklı küçük ölçekler ve yetersiz otomasyon,
  • Ürün geliştirme ve kalitede sınırlı araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile sınırlı ürün geliştirme faaliyetleri,
  • Sınırlı markalaşma ile ayakkabı sanayinde sınırlı tasarım kapasitesi,
  • Ayakkabı sanayinde yetersiz tanıtım ve pazarlama faaliyetleri, sayılabilmektedir.

İşte burada da gündeme getirdiğim gibi sektörün hammadde tedarikinde çok ciddi sıkıntılar olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, günümüzde belediyelerin bu konuyu tarikatlara, vakıflara, din sömürüsü yapan derneklere, bırakmadan kendisinin örgütleyerek hammadde hazırlar hale gelmesi, o kadar zor mudur? Bana göre hayır. Boş oturan ve iş yapmadan sadece maaş alan kadroları besleyen partizan belediyeler ki, buna hemen hepsi dahildir, bu hususta lider olarak ortaya çıkmalıdırlar.

Karşıyaka Örnekköy mahallinde kurban satış ve kurban kesim yerleri Karşıyaka belediyesi tarafından hazırlanmıştır. Öncelikle, bu yörede muhakkak surette deri alımının yapıldığını varsayarak Örnekköye gittik. Orası bayramın ilk günü olmasına rağmen araç ve kişi kaynıyordu. Tabiri caiz ise iğne atsan yere düşme imkânı yoktu. Orada deri kabulü nerede yapıldığını birkaç kişiye sorduk. Bize mezarlığa yakın yerde vardır diye hayali bir cevap veren kişiler oldu. Bizim orada aramadığımız yer sormadığımız kişi kalmadı. Fakat bir bayan “burada deriler doldu hep getirenler kenarlara atıldı fakat ne gelen oldu ne de alan oldu“ dedi.

Karşıyaka belediyesinin böyle önemli bir organizasyonu yapamamış olmasını anlamak benim açımdan olası değildir. Çünkü hammadde sıkıntısı çeken bir sektör ve maaşlarını bile ödeyemeyen bir belediye bunu nasıl değerlendirmez diye düşünmeden geçemedim. YILDIZ ÜNSAL hanımın daha yeni belediye başkanı olmasına rağmen, organizasyon olarak müdahil olacağını düşünmüştüm. Yanılmışım.
Bu konuda, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın DR. CEMİL TUGAY ve Karşıyaka Belediye Başkanı YILDIZ ÜNSAL ki, onunla beraber EBSO da komitede çalıştığım için ondan umutluydum, bu kurban derilerinin organize edilmesi hususunda bana göre sınıfta kalmışlardır. Belediyeler olarak yeterli organizasyonları yapıp olaya sahip olmaları gerekirsen sadece seyirci olarak kalmayı tercih etmişlerdir.
Günümüzde, bu deriler kurban bayramında, nasıl değerlendiriliyor diye bir ufak bir araştırma yapmak istedim. Ancak deri toplayacak hiçbir kuruluşa elimizde iki tane koyun derisi olarak, çok dolaşmamıza rağmen ulaşamadık.

Karşıyaka’da Örnekköy’de deri toplama ile ilgili hiçbir bilgi elde edemedikten sonra, elimizde 2 tane tuzlanmış deri ile önce Türk Hava Kurumunu ( THK ) telefonla aradık. Çağrı merkezinde karşıma çıkan ve oldukça ukala ve küstahça cevap veren bayanın maalesef hiçbir şey bilmediğini görmek bizi çok rahatsız etmiştir. Çağrı merkezindeki bu bayana Türk Hava Kurumunun nerede deri kabul ettiğinin sorduğum zaman, onun bana hangi il ve hangi ilçedesiniz sorusu pek anlamsız geldi.

Çağrı merkezi olarak tuttuğunuz bir birimin konudan bu kadar habersiz olmasını neye bağlamak gerekir bilmiyorum ama yönetimin başında olan THK genel başkanı bu kadar önemli bir konuda bana göre da Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanları gibi sınıfta kalmıştır.

Nedenine gelince Türkiye’deki deri sektörünün 2020 yılındaki sektör raporunu kendisinin veya ekibinin okumuş ve ona göre tedbir almış olması gereklidir. Ancak onun da sadece yasak savmak kabilinden koltukta oturduğunu anlamamak için düşünemiyor olmak gereklidir. 5253 sayılı dernekler yasasına tabi olarak ÖZEL HUKUK TÜZEL KİŞİLİĞİ olarak kurulmuş olan bu kurumu yönetmek o kadar kolay değildir. Bazı özelliklere sahip liyakatli kişi olmak zorunluluğu vardır. AKP iktidarında kurumların zayıflatılarak fonksiyonlarının yitirilmesi tek adam rejiminin ana vasıflarından birisi olarak gündemi işgal etmektedir. Bu rejimin değişmesiyle liyakat konusunun da ön plana çıkması hepimizin arzusu olarak önemini muhafaza etmektedir. THK çağrı merkezinin sorularıma karşılık olarak, verdiği cevaplardan, İzmir’in Konak ilçesinde, Karşıyaka ve diğer ilçelerinde deri toplama faaliyetinin olmadığı ancak sadece Gaziemir ilçesinde faaliyetlerinin olduğu bildirilmiştir. Çağrı merkezinin vermiş olduğu bu cevabın üzerine, Gaziemir ilçesindeki THK şubesinin telefon numarasını ve adresini istedim.

Bana verilen telefon numarasının devamlı meşgul sinyali vermesi üzerine verilen adrese ulaşmaya çalıştık. Gaziemir’de uzun süre dolaşmamıza rağmen, THK şubesinin nerede olduğunu bilen bir kişiye maalesef rastlamadık. Birçok kişi bize Kızılay’ın yerini tarif etmiştir. Herhalde çadır ve gıda maddeleri satmaları akılda daha kolay kaldığı içindir. Bu adres aramamız kapsamında, aynı zamanda telefonun GPS yönlendirmesinden de yararlanmamıza rağmen o adresi bulmak imkânsız olmuştur. Daha sonra oralarda dolaşıp adres ararken bir kafenin mühürleme işlemini yapan Gaziemir Belediyesi 35 AZ 3565 plakalı zabıta aracını görüp ona yaklaştık.

Kafenin mühürlenmesi işlemini bitirmiş olan zabıta memurlarına Türk Hava Kurumu şubesinin nerede olduğunu sorduk. Onlar da bizi takip edin biz kurban kesim yerine gidiyoruz demesini müteakip, zabıta aracını takip ederek Gaziemir kurban kesim bölgesine vasıl olduk. Derileri kime vereceğimizi onlara sorduk ve onların da cevabı klasik olarak “oradaki görevliye verebilirsiniz“ şeklinde olmuştur.

Nihayet aracımızı bir kenara zorla park ettikten sonra, geniş bir alana yayılmış olan kurban kesim mahallinde görevli aramaya başladık. Uzun süre kurban satış ve kurban kesim çadırları arasında dolaştıktan sonra hiçbir görevliyi maalesef bulamadık. Bu arada bir kasap görevli bize şurada Büyükşehir Belediyesinin konteyneri var onlar bilirler dediler. Ben de hemen uzakta olmasına rağmen o sıcakta yürüyerek nihayet İzmir Büyükşehir Belediyesinin konteynerini buldum.

Konteynerin dışında, kurulmuş gölgelikli bölüm altında, üzerinde büyükşehir belediyesi amblemli tişörtleri ile konteyner dışında 6 tane genç oturmuş soğuk kolalar içip aralarında sohbet ediyorlardı. Bir müddet sohbetleri kesilip acaba “ne istiyorsunuz“ diye sorarlar mı diye bekledim ancak hiçbirinin hizmet için gelmediği hallerinden belliydi. Sohbetinizi böldüm diye başlayarak, onlara “bu derileri kim alacak“ diye sordum.

Cevapları çok klasik “Biz bilmiyoruz böyle bir talimat almadık“ oldu. İçeriye konteynere bir sorun orası Gaziemir belediyesinin dediler. Onlar konteynerin Gaziemir belediyesine ait olduğunu sanıyorlardı. Oysa ben konteynerin kapısını açıp içeri girdiğimde, yine büyükşehir belediyesi tişörtleri bulunan başka 6 kişi bulunuyordu ve aynı manzara sohbet, muhabbet. Onlardan birisine “bu derileri kim alıyor” diye sorumu tekrar etme durumunda kaldım. Cevap yine klasik memur cevabı olarak “biz bilmiyoruz ancak sabah buraya THK arabası gelip derileri toplayıp gitti“ diyerek kısa cevapladı.

Yine telefonlara sarılıp THK şubesini aramaya başladık, defalarca aradık acaba gelirler mi diye. Ancak ne gelen vardı ne de giden bu durumda arabamızın içine geçip klimayı da açarak oturmaya karar verdik. Burada yaklaşık bir buçuk saat kaldık ve artık elimizdeki derileri kenara bırakıp gitmeye karar vermiştik.

Bu beklememiz sürecinde kurban kesim yerindeki tamamen kontrolsüzlük ve organizasyonsuzluk net olarak görülmekteydi. Yanımda yüksek lisansını benim yaptırdığım bir öğrencim vardı ve o da bu organizasyonsuzluk karşısında şaşırıp kalmıştı. Doktora çalışmasının belediyelerin fonksiyonel çalışmaları üzerine yapılması gerekli diye konuştuk. Bu arada derileri kime nasıl vereceğimiz üzerine tartışıp durduk. Kasaplara bile teklif edelim diye düşündük ancak onların da almadıklarını öğrendik.

Oradaki büyükşehir belediyesinin adamlarının arasındaki konuşmalardan deriler para etmiyor çöp onlar onun için kimse almıyor diye konuşmalarına ne kadar bilgisiz olduklarını düşünmeden edemedim. Hani nerde liyakat, nerede bilgi, nerede örnek belediyecilik bunu sormak hakkımız değil mi?. Oysa İzmir büyükşehir belediyesi yıllardan beridir CHP tarafından yönetilmektedir. Sonuç, gelinen noktada vatandaşların memnun olduklarını söylemek imkânsızdır. Verilen oylar, sadece CUMHURİYETİN değerlerini ve LAİK ÜLKEYİ kaybetmemek içindir.

Ancak CHP yöneticilerinin bunu idrak ettiğini düşünmek oldukça zordur.

Yine de not etmek isterim ki, İzmir Büyükşehir Belediyesi 8 büyük baş mobil hayvan kesim ünitesi ile 1 küçükbaş hayvan mobil kesim ünitesi ile 10 tane kurban kesim çadırı kurdurmuş bulunmaktadır. Bunlardan 3 büyükbaş mobil kurban kesim ünitesi ile 1 küçükbaş mobil hayvan kesim ünitesinin Bornova Işıkkent ile 2 büyükbaş hayvan mobil kesim ünitesinin de Gaziemir sarnıç bölgelerinde hizmet verdiği görülmektedir.

Gaziemir belediye başkanı, seni ve ekibini kutlarım. THK ile kurmuş olduğunuz ortak bir organizasyon derileri topluyormuş. Bunu da tam derileri atıp kurban kesim alanından çıkarken, gelen kamyonun derileri toplamasından öğrenmiş bulunarak derilerimizi iki makbuz karşılığında THK’na teslim ettik.

Tayfun Gözüm

Diğer Yazarlar