Cuma, Eylül 20, 2024

Zonguldak’ta Neler Oluyor?

Geçtiğimiz hafta Zonguldak’taydım.
Zonguldak merkezi büyük bir kasaba gibi…
İlçeleri ise köy gibi…
Karadeniz Ereğli ve Çaycuma nispeten biraz daha gelişmiş diyebilirim.
Yani genel manada gelişmiş bir yer değil Zonguldak.

Ne var ki köyleri, yeşilliği, insanları, misafirperverlikleri, samimiyetleri, sıcaklıkları dört dörtlük.
Şehirde, tıpkı ülkede olduğu gibi müthiş derecede bir Trabzon egemenliği ve hakim.
En güzel köşe başı mekanlar, tesisler, yer altı madenler Trabzonlularda…
Bu tesadüf olmasa gerek…

Başka neler var?

Birçok kaçak maden var! Evet, yanlış duymadınız; gayri resmi yollarla açılmış ve işletilen maden ocakları var! Hem de öyle 3-5 tane falanda değil. Zonguldak’ta kiminle konuşsanız; mutlaka size ya kendisinin ya da bir yakınının bir kaçak madende çalıştığını söyleyecektir.

Kaçak maden ne demek?

Devletten izinsiz şekilde; hiçbir resmi, idari, teknik ve ekonomik gerekliliği yerine getirmeden halka, millete ait olan yer altı kaynaklarının çıkartılması, yani çalınması demek! Bu çalma işlemini yaparken de bölge halkından insanları hiçbir tedbir almadan ölüme göndermek demek!

Bu kadar mı?
Değil…
Bir de özel madenler var.
Onlar da devletin değil, özel şirketlerin işlettiği madenler.
Özel madenlerde durum nasıl?
Konuştuğum insanlardan belgeleriyle öğrendim şeyleri anlatayım sizlere.

Özel madenler sözde her şeyi resmi yaptıkları için; sanki bir lütuf da bulunuyorlarmış gibi çalışanın hakkını makkını vermiyor. Hepsi böyle midir? Tek tek gezip bilme, öğrenme şansım yok, işini doğru düzgün yapanlara zaten lafımız yok; lakin bölge halkının beyanatı; böyle firmaların olduğu ve haklarının açık şekilde yendiği şeklinde…

Ne yıllık ücretli izin ne tazminat ne de kanunen belirlenmiş herhangi bir hak…. Hepsi hak getire…
Hele içlerinde bir firma var ki tüm belgeleri ile şahitlik yaptığım; tezgahı kurmuş, siyasi rüzgarı da arkasına almış kasıp kavuruyor ortalığı.

Devletten kiralamış resmi bir ocak, yanına gizliden açmış 3 ocak…
Siyasi gücü de arkasına aldığı için müfettişler denetime gelmeden önce bir şekilde haberleri oluyor paşaların…
Resmi 1 ocak, kaçak 3 ocak…
Millete ait yer altı kaynaklarını çalıp buradan çuvalını dolduruyor haramzade.

Bununla da yetinmiyor. Köle gibi çalıştırdığı işçilerin tazminatlarını ve haklarını vermemek için öyle bir tezgah kurmuş ki, mahkemeye veren işçiler davayı kazansa bile firmanın üstünde hiçbir şey olmadığı için 5 kuruş para alamıyorlar.

1-2 tane değil, 1000’lerce kişi…
Eee; hani Soma’da, Ermenek’te ağlamıştık…
Hani madencilerimiz canımız ciğerimizdi?
Hani bu ülkenin en ağır, en riskli işini yapıyorlardı?
Hani her türlü iyiliği, güzelliği, kolaylığı hak ediyorlardı?

Valla Zonguldak’ta durum bu!
Ülkedeki durum zaten aşikar…
Bu devran biter mi? Biter elbet biter…

Ülkenin savcısı, hakimi, polisi, müfettişi, vekili, bürokratları eğilir mi Zonguldak’taki bu olup bitenlere?
İş güvenliği konuşamadık sanırım…

Murat Çağlar

Diğer Yazarlar