İzmir, ülkemizin nüfus olarak üçüncü büyük ili olduğu gibi coğrafya olarak da büyük ve ayrıca çok boyutlu; sanayisi, turizmi, eğitim olanakları ve tarım yanı da olan bir il. Haliyle İzmir’in geleceğinin planlaması önemli.
İşte bu bağlamda İzmir’in planlanması ve kentin geleceğine dair vizyon ortaya konulması amacıyla başlatılan çalışmalar kapsamında Büyükşehir Belediyesi’nin bürokratları, İZPA, İZSU ve ESHOT yetkilileri, belediye şirketlerinin genel müdürleri, koordinatörleri geçen hafta bir araya geldi.
İzBB Genel Barış Karcı, İzmir Planlama Ajansı (İZPA) Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Asuman Türkmen Meral ve İZPA Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Renan Funda Barbaros’un da katıldığı toplantıda 2025-2029 Stratejik Planı’nın merkezinde yer alan yeni nesil belediyecilik ile çoklu krizlerle mücadeleye olanak sağlayan, sosyal ve ekolojik bir sistemin İzmir’de nasıl kurulabileceğine dair sunumlar yapıldı.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay’ın geçen dönem Karşıyaka’da başlattığı modelin İzmir Büyükşehir Belediyesi, bağlı şirketler, ESHOT ve İZSU’nun tüm çalışmaları için anahtar sistemlerden biri olması hedefleniyor. Temelde ise ekolojik olarak güvenli, sosyal olarak adil ve dirençli bir kent yaratmak amaçlanıyor.
- Velibeyoğlu: “İlke ve hedeflerde ortaklaşma”
İzmir Planlama Ajansı (İZPA) Başkanı Prof. Dr. Koray Velibeyoğlu konuya şöyle yaklaştı:
“Bu dönem Büyükşehir Belediyesi, İZSU, ESHOT ve belediye iştiraklerinin ortak ilke ve hedeflerle hareket edeceği bir dönem olacak. Çoklu krizlerle baş etmek için kentin tekil sorunlarıyla toplumun ve doğanın genel işleyişi arasında bağlantı kuracak bir düşünme şekli gerekiyor.
Gelecek öngörünüzün olması gerekiyor. ‘Nereye gidiyoruz?’ sorusuna dair 30 yıllık, 50 yıllık perspektifinizin olması lazım. İlke ve amaçlarda ortaklaşmamız gerekiyor. İyi ve en iyi uygulamaların, daha önce denenmiş, iyi olduğuna kanaat getirilmiş uygulamaların devam ettirilmesi önemli ancak çoklu krizler çağında yol alabilmek için ezber bozan uygulamaları da hayata geçirmeliyiz.
Kısa vadede hedefimiz 2025-2029 Stratejik Planı’nın iyi şekilde yapılmasıdır. Orta vadede 2054 yılını baz aldık. Sektörel ve mekansal planlarımızın ufkunu oluşturmamız gerekiyor. Uzun vadede ise biraz hayal kurmak gerekiyor. Dünyadaki gidişata bakacağız, 50 yıl sonra İzmir şu durumda olabilir diyeceğiz. Tabii 50 yıl içindeki 5 yıllık ilerlemeyi de konuşmak istiyoruz.”
- İştiraklerin sisteme entegrasyonu
İnsan refahı için bir pusula sunulmasını amaçlayan İzmir Gevrek Modeli hakkında bilgilendirme yapan Prof. Dr. Renan Funda Barbaros, Büyükşehir’e bağlı şirketlerin faaliyetlerini yeni sisteme nasıl entegre edebileceklerinden bahsetti:
“Planlamada 30, vizyonda 50 yıllık bir perspektif ortaya konuyor. Bu İzmir için çok önemli. Bizden sonra gelecek kuşaklara yeni yollar açmaya yönelik bir çaba bu. Modelin iş dünyasına yaygınlaştırılmasında Büyükşehir iştiraklerinin öncü rol alacağına inanıyorum. Yeni fikirler, yeni yollar kentin diğer alanındaki iş dünyasına, şirketlerine örnek olacak diye düşünüyorum. Daha iyi bir dünya, ülke, İzmir için yeni bir zihniyet istiyoruz.
Gezegenin bir parçası olduğumuz bilinciyle hareket edeceğiz. Çoklu krizlerin önüne geçmek için daha radikal bir şeyler yapmamız lazım. Daha iyi örnekleri oluşturmamız gerekiyor.”
Toplantının kapanışında konuşan İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Barış Karcı da şunları söyledi:
“Bakış açısını değiştirmek ve fark yaratmak lazım. Bu kurumda ve kentte bir şeyleri değiştirecek enerji var. Beklenti var. Desteği başkanımız da sağlıyor.”
- Karşıyaka’dan İzmir’e
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın Karşıyaka Belediye Başkanı olduğu dönemde Türkiye’de ilk kez başlatılan model, Gevrek Ekonomisi Aksiyon Laboratuvarı ile İzmir’e yayılıyor. Model, çoklu krizlerle mücadele etmek için veriye, bilime ve katılımcılığa dayalı bir yol haritası olarak görülüyor.
Başkan Tugay o dönem görev yaptığı ilçede modeli tanıtırken “can simidi” benzetmesini yapmıştı. Tugay ayrıca, “Ekolojik dengenin bozulmasında en büyük etken biziz. Her geçen yıl yaz ve kış ayları arasındaki uçlara gidiş, dengesiz atmosfer olayları, toprağın canlılığını yitirmesi, çevremizdeki doğal bitki örtüsünün değişmesinin nedeni biziz, çözümü de biz bulmak zorundayız” ifadelerini kullanmıştı.