Perşembe, Eylül 19, 2024

Genleşme

Kırsal kesimden kentlere göç, hızlanan ve artan nüfus, geleneksel toplum yapısını değişime uğratmış, idari, siyasi, sosyal gelişmelerin yanısıra zaman içinde keşifler ve buluşlar neticesinde iktisat kavramını gittkçe dalbudak saran yüzü ile toplumlara mal etmiştir.

Başta emeğin ve birçok faktörün fiyatlandırılması, sanayileşen ve kentleşen coğrafyalar ve bölgelerde iktisadi açıdan kurum-birey katındaki ‘hizmet ve servis’ metaı’nın değerlendirilmesindeki tüm zorluklara rağmen fikri ve teknolojik gelişmeler ile yeni yaşam biçimlerinin ortaya çıkmasına önayak olmuştur. 

Batı’da yükselen refahın sunduğu imkanlar birey’de tüketim motivasyonunu arttırarak sistemi marş ederken, soğuk savaş sürecinde sosyalist blok toplumlarında kamusal (Sovyet ) çerçevede sıkışan mekanik üretim tarzı emeğin azalan verimliliğini istatistiklere kaydetmiştir. 20.asrın sonuna gelmeden Berlin Duvarı yıkıldığında, Varşova Paktı, Comecon cephesi kurumsal, diğer emek, üretim kapasiteleri tümüyle çöküyordu.

2024 yazından bakılınca bu kez son 30 yılda görünen “tüketici birey” toplumlarının oluşturduğu “gelişmiş” ülkeler merkezli ekonomik krizler sürecidir ki birey ve üretimin azalan verimliliğinin rekabet- maliyet unsurları ile izahının soğuk savaş dönemi bitiminde sorunun asli kaynağının neresi olduğunu işaret eder.

Makro İktisat teorilerinin, ulus devlet sistemindeki ‘gelişmişlik’ ve ‘büyüme’ stratejilerinde teknoloji ve finans genleşmesinden ortaya çıkan fayda ve hükümranlığın aralarındaki uzlaşma beklentisi önemlidir. Sürdürülebilirlik, finansman boyutundaki genişlemenin baskısı ile eşgüdüm sağlayamaz biçimde hükümran güç odakları tarafları arasındaki riskli bir dönemin dünya haritasına yansıyan jeopolitik düzen izdüşümüdür.

Görüleceği üzere en başından sonuna kadar insanlığın araç ile amacı birbirine karıştırması bu süreçden olarak ihtiyaç saiki ile yapılan keşfin bilahare araç kisvesinden çıkarılıp, meta saiki ile amaç haline getirilmesidir.

Hayata nitelik katması için bulunan, takas yolu ile yapılan ticaretin kolaylaştırılması amacı ile kullanılan değişim aracı “paranın” sonraları giderek ana belirleyici hale getirilmesi üzerinde düşünülmesi gereken önemli konudur.

Bu nedenle meta değerinin realize edilmesindeki temel faktör serbest piyasa arz ve talep prensiplerinden çok, finansal metanın düzenlendiği paradigmalara uygun olmak durumundadır.

Üretim ile tüketim gibi her iki faaliyet üzerinde ana unsur olan birey’i yakın geçmişte ‘ekonomik’ araç olarak etiketlendirip tekelleşme amacı içinde oldu. Mevcut dönemde, yeni dünya düzeni arayışlarında varlığını sürdürebilirlik adına “değişim” adı altında blockchain gibi yeni finansal araçlar,  yapay zeka ve robot teknolojisi ile de üretim-sosyal değişim literatürü de genleşiyor.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar