Perşembe, Eylül 12, 2024

CHP’nin tüzük ve programı yenilenirken…

31 Mart 2024 yerel seçimlerinden birinci parti olarak çıkan CHP’nin tarihsel sorumluluğu ilk cumhurbaşkanlığı ve genel milletvekili seçimlerinde iktidarı değiştirmek. CHP 38. Olağan Kurultayı’nda gerçekleşen değişimle umut olan kurucu partinin 2013 seçimlerindeki genel başkan dayatmasıyla Türkiye’ye kaybettirdiği beş yılı bir kez daha kaybettirme lüksü hiç yok. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bu doğrultuda “seferberlik” ilan etmişti. Partinin büyümesi, üye sayısını çeşitlilik sağlayarak ve gençleşmeyle beraber ikiye hatta üçe katlaması seferberliğin önemli bir parçası. Taban örgütleri bu seferberliği ne kadar benimsedi, olmayan kesimlerden partinin gençleşme ihtiyacını da gözeterek 2023 Kasım’ından bu yana üye sayısını ne kadar artırdı? Genel merkezin buraya bakması ve ağır aksak giden noktalara yardımcı olması, yol göstermesi gerekiyor.

Seferberliğin bir parçası da tüzük ve program değişikliği doğrultusundaki kurultaylar. CHP’nin önündeki görev, bu iki önemli adımı layıkıyla atmasıdır. CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre Tüzük Kurultayı 4 Eylül’de Sivas’ta sembolik olarak açılacak ve 6 Eylül’de Ankara’daki oturumla tüzük değişiklikleri gerçekleşecek. 7-8 Eylül’de ise delegasyon program değişikliği çalışmalarını yürütecek. Ancak netleşecek olan programın Tüzük Programı sonrasında yaklaşık altı ay aradan sonra Program Kurultayı’nda delegasyonun onayına sunulacağı öngörülüyor. 2008’den bu yana 16 yıl geçti ve dünyada ve ülkemizde yaşananlar karşısında program çok eskidi. Kılıçdaroğlu döneminde yıllar önce başlatılan program çalışması bir türlü sonuçlandırılamadı. Bu noktada yeni tüzük ve programa ilişkin birkaç not düşmek isterim.

  • Bazı tüzük önerilerim

Murat Karayalçın’ın il başkanı olduğu dönemde İstanbul İl Başkanlığı’nda iki grup halinde çok ciddi ve birkaç ay süren tüzük çalışması yapmıştık ve sonuçlanan o çalışmanın son şekli 2014’teki İstanbul İl Kongresi’nde de delegasyon tarafından onaylanmıştı. Fakat dönemin genel başkanı Kılıçdaroğlu o değerli çalışmayı rafa kaldırdı. CHP Genel Başkanı Özel’e önerim, o çalışmayı incelemesi ve mutlaka yararlanması. İl başkanlarından kurultayın iki değil, üç yıl arayla yapılması önerisi mantıklı, zaten genelde zamanında yapılmıyor, erteleniyor. Ne var ki yapılan bir değişiklik geriye dönük işlememelidir. Bu bağlamda üç yıl tüzüğe geçerse yeni kurultay süreci için geçerli olmalıdır. Tüzük yenilenirken yapılması gereken önemli bir değişiklik de MYK’yı PM’nin seçeceği düzenlemenin yapılması olmalıdır.

CHP gibi bir partide MYK üyeliğinin genel başkanının iki dudağının arasında olması o makamı aşağı çeken bir uygulama. Genel başkanın tasarrufunu da abartan bir uygulama aynı zamanda. Baykal zamanında tüzüğe giren bu uygulama Kılıçdaroğlu’nca da benimsendi ve yürürlükte kaldı. Oysa PM’ce seçilen MYK üyeleri arasından genel başkan başkanlık divanını seçebilir. Belki genel başkana da ayrıca PM üyeleri arasından örneğin iki MYK üyeliği kontenjanı verilebilir. Böylece genel başkana bazı kolaylıklar, elini güçlendirecek tasarruf inisiyatifi verilebilir. Genel Sekreter de doğudan seçilmeli ve “güçlü genel sekreter” dönemine geçilmelidir.

Bu arada PM üyelerinin sayısı da gençlik ve kadın kontenjanı da dikkate alınarak artırılırsa iyi olur. 60 kişi, 80-90 kişiye bölge dengeleri ve uzmanlık alanları da gözetilerek çıkarabilir. Yalnız kimse üzülmesin ama PM’ye girecek gençler ve kadınlar da o makama ‘dolgu unsuru’ olarak gelememeli. Her biri partide, ilinde, bölgesinde, uzmanlık alanında yaptıklarıyla o makamı diğer PM üyeleri gibi hak etmeli.

Tabii tüzükte çok önemli bir nokta da kimin hangi göreve nasıl seçileceği ve kimin seçeceği hususudur. Şunları önerebilirim:
     1) Tüzük genel başkana milletvekili adaylıklarında yüzde 5 kontenjan olanağı vermeli.
     2) Milletvekili ve belediye başkanı görevi istisnai durumlar dışında iki dönemle sınırlandırılmalı. İki dönemi tamamlayan milletvekili veya belediye başkanı yeniden üçüncü dönem aday olmak istiyorsa istisnai bir nedenle, PM üyelerinin nitelikli çoğunluğundan (3/5) onay almalı.
     3) Milletvekili, belediye başkanı, belediye meclis üyesi ile ilçe, il başkanı amasız fakatsız üyeliğinde beş yılı dolduran parti üyelerince doğrudan seçilmeli ve delegelik sistemi kaldırılmalı (Bunun için üye reformu büyük önem taşıyor).
     4) Genel başkan, delege sistemine son verileceği için belde, ilçe ve il başkanları ile PM üyeleri tarafından yüzde 10 imza toplayanlar arasından birden fazla aday olduğunda nitelikli çoğunlukla, nitelikli çoğunlukla seçilemediği takdirde salt çoğunlukla seçilmeli.
     5) Söz konusu makamlara aday olmak isteyenlerden en az beş yıllık parti üyesi olma şartı aranmalı diğer gerek ve şartların yanında.

Tüzüğün ruhu ve işleyişi ülke deseni ile üye, yönetim ve aday listelerinin deseninin örtüşmesine dönük olmalıdır. Kapsayıcı ve kucaklayıcı olmalıdır.  

  • Program Altı Ok ruhuna uygun, cesur ve yeniliklere açık olmalı

CHP, programını yenilerken dünyadaki ve ülkemizdeki son 16 yılda olup biten gelişmeleri mercek altına almalı ve Altı Ok ilkelerine, felsefe ve duruşuna, ruhuna uygun bir yaklaşımla hareket etmelidir. CHP’nin halkçı ve devrimci niteliği ile diğer oklarda belirtilen nitelikler karşı karşıya değil, birbirini bilakis tamamlayan niteliklerdir. CHP, toplumsal uzlaşıyı dikkate alan, kapsayıcı bir şekilde yeni programını ele almalıdır. CHP’nin halkçı-devrimci-laik duruşu ile ulusumuzun duyarlılıkları sentezlenmelidir. İnançlara saygı, vatana ve millete bağlılık, ay yıldızlı bayrağa ve sınırlara saygı esas olmalıdır. CHP, geleneksel olanla çağdaş olanı bir arada ve barışık olarak sahiplenmelidir.

CHP’nin muhalefet jargonu iktidar programıyla birlikte artık alternatif iktidar jargonuna dönüşmelidir. Üretimin nasıl artırılacağı, dijital ve teknolojik gelişmelere nasıl ayak uydurulacağı, çökme emareleri gösteren gösteren tarım ve hayvancılığın, balıkçılığın nasıl ayağa kaldırılacağı; eğitimde birliğin ve milliliğin yeniden nasıl sağlanacağı ve eğitimin nasıl üretime göre şekillendirileceği, konut ve yurt açığının nasıl kapatılacağı, kontrolsüz dış göçe nasıl son verileceği; hiper enflasyon ve yıkıcı etkilerinin nasıl giderileceği, cari açığın nasıl kapatılacağı vb. CHP programının konusu olmalıdır.

Ekonomideki temel yaklaşım neo-liberal rüzgarlara baraj kurarak cesur bir şekilde “karma ekonomi” ve “plan” olmalıdır. Keza, dış politikadaki ve ilişkilerdeki reorganizasyon, fabrika ayarlarına nasıl dönüleceğine de CHP programı yanıt vermelidir. İklim değişikliği, uluslararası göç hareketleri ve benzer konulara da yer vermesi beklenecektir yeni CHP programının. 

Muzaffer Ayhan Kara

Diğer Yazarlar