İhtiyaç, sözlük anlamında hayatı sürdürebilmek için gerekli olan sıfatlar ve onlara bağlı unsurların eyleme geçirilmesidir. Barınma ve beslenme misallerindeki gibi temel nitelikli olanları yanında bilgi ile ve eşliğinde bağlı gerekçelere dayanarak ortaya çıkmış halleri de eklenebilir.
Kişi’ye has duygu ve düşünce yeteneği münhasıran davranış ve münasebetler ile topluluklarla ilgili örf, yazılı usuller birbirlerini karşılıklı etkiler nitelikte olup hayatın mutlak ve değişebilir akışına tabi reaksiyonlar arasında salınır. Kabul edilegelen ya da alışılmış muhafazakarlığın bir nevi inkilapçı düşünce ve hareketler ile kanıtlanabilir yeni sonuçlarına ulaşılır.
Bilgi; tabiatta beyinin düşünme ile bir egzersizi olarak kabul edilir ise davranışlar da; zihni faaliyetlerin kullanıldığı tercihler olarak pekala kabul edilebilir.
Zaman içinde bilginin ihtiyaca evrilmesi konusu bu keyfiyetin güç unsuru olarak kullanılması ve neticelerinin yukarıda geçen keşfin kapsama alanı ile alakaları farklıdır.
Bilgelik, bilim adamlığı, mucitlik, yaratıcılık bazlı kavramlar ihtiyaçtan kaynaklansa da bilgi ve tecessüsün meyvalarını tüm insanlığa armağan ederlerken, uzun zamanlar müddetinde buluşların mülkiyetini hususi menfaate yönelik korumaya almamışlardır.
Bilginler çalışmalarını, hükümdarların himayesi altında yapabilecek devirlere ulaşabildiler. Bir iki asır öncesinde henüz bugünkü know-how kütüphanesi gerçekleşmedi ise, endüstri-üniversiteler işbirliğinin temininde ortaya çıkan ve keşfin konu ya da etik olarak öne çıksa da ne yönde, nasıl ve ne şekilde kullanılacağının iradesinin değiştiği de bir hayli yenidir.
Savaşlar, göçlerin öne çıktığı zamanlarda bilimsel kadroların yaşam bölgelerinden, mesleklerini icra edebildikleri yerlere doğru konumlanmaları, çalışma sonuçlarının ekonomi, sosyal, siyasi, askeri vb alanlardaki yansımaları eskilere göre farklı seviyelerdedir.
21.asır’da bilgi, buluş, bilim kaynaklarının neticelendirilmesi ile ne şekilde vizyona tabi olacağı uzay, nükleer, genetik, yapay zeka vb alanlarda başta olmak üzere muhtemel külfeti bütün insanlığın sırtında olması nedeniyle kritik durum arzeder. Bilimsel kazanımlarının ne şekilde, nasıl, ne tür amaçlar için, denetim mekanizmasından süzüldüğü çok önemlidir,