Çarşamba, Eylül 18, 2024

“Körfezdeki sorunlar için belediye bir yetkiye sahip değil”

Tugay, “Denizler ve iç sularda yetki ve yaptırım sıralamasında birinci derecede sorumluluk Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığına, sonra Tarım ve Orman İl Müdürlüğü, üçüncü derecede ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın” dedi


İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, İzmir Körfezi’ndeki balık ölümleri ile ilgili basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Tugay, “Körfez, 1965 yılından bugüne kadar kirleniyor. Bu yeni bir sorun değil. Yıllar içinde 30’dan fazla dereyle körfezimize evsel, endüstriyel ve tarımsal atıklar taşınıyor. Evsel atıkların bir kısmı da kaçak ya da sistemin aşırı yüklenmesi sonrasında körfeze olan deşarjlar, yani kanalizasyon atıkları da körfezi kirletti” dedi.

Tugay, “2000 yılında yapılan kanunlar ve yönetmeliklerden sonra denizler ve iç sularda yetki ve yaptırım sıralamasında birinci derecede sorumluluk Çevre ve Şehircilik İklim Değişikliği Bakanlığı’na, sonra Tarım ve Orman Bakanlığı, üçüncü derecede ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın. Belediye ve diğer kurumlara bir icraat yetkisi verilmiyor. Bunları sorumluluğunu başka kurumlara yıkmak için söylemiyorum. İZSU körfez konusunda icracı olamıyor. Bu olayda İZSU ekipleri bu soruna müdahale etmiş olsalar da gerçekte yetkileri yok. İç körfezde toksik içeriği olan milyonlarca ton çamur birikmiş durumda. Bu çamuru almak istesek belediyenin 50 bin metreküpe kadar yetkisi var. Körfezde su akımını yönetecek yetki tamamen bakanlığa ait. Organize ve münferit sanayi atıklarını arıtan tesislerin problemlerle ilgili olarak tüm yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığına ait. Gözlem dışında hiçbir yetkiye sahip değiliz. Buralardan kaynaklı kirlenme olduğuna neredeyse eminiz. Bir diğer sorun da Gediz Nehri. Gediz Nehri atıkları körfezin ağzına boşaltıyor” ifadelerini kullandı.


“Sudaki oksijeni artırmak için suyu havalandırmak amaçlı çalışmalar yaptık”

Sudaki oksijeni artırmak için suyu havalandırmak amaçlı çalışmalar yapıldığını aktaran Tugay, “Ölü balıkları toplayarak daha ileri kirliliklerin önüne geçmeye çalıştık. Bayraklı sahilinde metrelerce dipte çamur birikimi olduğunu, bu çamur birikiminin dolgu yaparak ortaya çıkaracak şekilde çözülmeye çalıştığını hatırlamamız gerekiyor. Neticede uzun yıllardır körfeze hepimiz, İzmir’de yaşayanlar, sanayi ve endüstri kuruluşları atık atıyor ve maalesef işin son noktasına gelmiş gözüküyor. Bununla yüzleşmemiz gerektiğini çözüm için ortak çaba içinde olmalıyız” diye konuştu.

Yaşanılan renk değişikliğinin ve balık ölümlerinden sorumlu olan şeyin plankton denilen bir mikroorganizma türünün denizde aniden patlama şeklinde çoğalmasıyla ortaya çıktığını düşündüklerini belirten Tugay, “Mikro algler ilk defa geçen yıl körfezde saptanmış, bu sene ikincisini yaşıyoruz. Normalde denizlerimizin türleri değil daha sonradan türemişler ve muhtemelen gemilerle taşınma sonrasında iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar ve körfezimizde baskın bir tür haline geliyorlar” dedi.

Tugay, “5 yılın sonunda körfezimiz bugünden çok daha iyi olacak. Her ne olursa olsun gereğini yapacağız. Ben size körfezde yüzmeyi vadedemem ama bugüne oranla çok daha temiz bir körfezi, İzmirlilere bırakacağımı vadedebilirim. Bunu tek başıma yapamayacağımı, sizlerle birlikte tüm vatandaşlarımızın desteğine ihtiyacımız olduğunu tekrar söylemek isterim” dedi.


‘Körfezin suyunu takip etmek için 68 farklı noktadan su örneği alınıyor’

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2000 yılından beri körfezi bilimsel olarak incelediğini aktaran Tugay, “2000-2018 arası Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsüyle, 2020-24 arası sözleşmemizle de TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkeziyle ortak çalışıyoruz. Körfezin suyunu takip etmek için 68 farklı noktadan 3 ayda bir yüzeyden ve derinden ölçüm için su örneği alınıyor ve bunlar raporlandırıyor. Körfez 2000 yılından beri bilimsel verilerle takip ediliyor. Bilimsel verilere baktığımız zaman objektif şekilde problemin ne zaman olduğunu, yoğunlaştığını görüyoruz. Bu sorunu her türlü siyasetin üzerinde görüyorum. Belediye başkanı olarak çok üzüldüğüm çevre felaketi sonrasında ne yapmam gerektiğini düşününce siyasi kimliğimden sıyrılmam gerektiğini, yapabileceğimiz tüm kurumlarla iş birliği yapıp sorunu çözmemiz gerektiğini düşündüm. Önce İzmir’deki, sonra Türkiye’deki kişi ve kurumlardan bekliyorum. Sorunumuz büyük ve ağır. Çözüm için hep beraber çalışmaktan başka çaremiz yok” ifadelerinde bulundu.


“Evsel ve endüstriyel atıklar dereler yoluyla körfeze gidiyor”

Körfezdeki kirliliğin son 10 yılda hızlı şekilde arttığını söyleyen Tugay, “Herkesin endişelendiği arıtma tesisleri var. İZSU’nun Sasalı ve Narlıdere’deki arıtma tesisi bakanlık tarafınca sürekli ve düzenli olarak kontrol ediliyor. Elimizdeki bilgilere göre tesislerden kaynaklanan bir anormal durum yok. Göreve geldikten sonra, son 5 ayda bir anormallik yaşamadık. Arıtmanın üzerinde ağır bir yük oluşmadı ölçümlerde de anormallik saptanmadı. İkinci görülen sorun, dereler. Yağışlı dönemlerde artmakla birlikte yılın tüm aylarında dereler evsel ve endüstriyel atıkların, Menemen Bölgesi’nde tarımsal atıkların dereler yoluyla körfeze aktığını biliyoruz” dedi.


“Başka limanlardan alınan atık sular için limanlarda arıtma tesisi olmalı”

Üçüncü görülen sorunun, liman ve tersane olduğunu belirten Tugay, “Liman ve tersane, körfezi kirleten yapılar arasında. Bunlar özel tesisler ancak limana gelen yük gemileri körfezde ağır bir kirlenmeye ve mikro alglerin taşınmasına neden olduğunu biliyoruz. Uzak ülkelerden İzmir’e gelen yük gemilerini düşünün. Bu yük gemileri kalkmadan önce bulundukları limandan geminin tabanına tonlarca su alıyorlar. Bu suyu geldikleri körfeze boşaltıyor. Mikro alg türünün bu gemiler yoluyla körfeze taşındığını düşünüyoruz. Başka limanlardan alınan atık suların geldiği limanda rastgele boşaltılmaması için arıtma tesisi olması lazım. Bu zorunluluk, ne yazık ki böyle bir tesisi yok. Bu tesisi yapma zorunluluğu liman işletmesine ait” sözlerine yer verdi.


“3 ayrı bölgede kirli atık su ayrıştırma altyapı çalışması yapacağız”

Körfezdeki olay olmadan önce şehrin atık su altyapı çalışmasıyla ilgili bilgi veren Tugay, “Kasım ayında çıkacağımız ihale ile 3 ayrı bölgede yağmur suyu ve kirli atık su ayrıştırma altyapı çalışması yapacağız. Hazırlıklarımız nerdeyse tamam. Çınarlı’da birinci bölge, Umurbey Alsancak bölgesinde ikinci, Poligon’da üçüncü bölge şeklinde toplamda 4 milyar 200 milyon TL yağmur suyu ayrıştırma yatırımı için hazır” dedi. Tugay, “Şu anda yapımı devam eden 4. Faz Çiğli Atıksu Artıma Tesisinin çalışması, Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’nin kapasite artışını sağlayacak çalışma, Çiğli Atıksu Artıma Tesisi Çürütme ve Kurutma Tesisi, Konak Çınarlı Yağmursuyu Ayrıştırma tesisi için çalışmalarını sürdürüyoruz. 4. Faz Çiğli Atıksu Artıma Tesisinin yapımı hala devam ediyor. Önümüzdeki nisan ayında yapımı bitip, devreye girecek şekilde çalışmalar devam ediyor. 4. Faz Çiğli Atıksu Artıma Tesisinin yatırım maliyeti 1 milyar TL, Güneybatı 1 milyar 400 milyon TL, Çiğli Çürütme Kurutma Tesisinin 2 milyar 100 milyon TL, Konak Çınarlı Ayrıştırma Tesisinin 1 milyar 50 milyon TL, toplamda 5 milyar 550 milyon TL’lik yatırımı önümüzdeki 18 ay içinde yapacak şekilde planladık. Hazine ve Maliye bakanlığından onay bekliyoruz” dedi.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM