İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, önceki hafta başında düzenlediği Körfez’deki balık ölümleri ile ilgili bilgilendirme toplantısında adeta “krak çıplak” dedi. Gerçek tabloyu, nedenlerini ve tablonun nasıl değişebileceğini açık seçik ortaya koydu. Anlaşıldı ki, balık ölümleri İç Körfez’deki kirliliğin sonuçlarından birisi. Bilgilendirme toplantısındaydım ancak yazmak için bekledim, çünkü bu önemli konu toza dumana karışsın istemedim. Körfez’in durumu ve çözümü için atılacak adımlar merkezi ve yerel yönetim yanında bütün İzmir’in kurum ve kuruluşlarını, sivil toplumu, İzmir’de yaşayan herkesi alakadar ediyor.
Belli ki, Körfez’deki kirlenme yarım yüzyılı aşan bir hikaye… Geçen dönem şu ezber vardı: Dereler kontrol altına alınırsa, yağmur suyu-pis su ayrıştırma hatları tamamlanırsa, Çiğli’deki arıtma tesisinin 3. fazı randımanlı hale gelip 4. faz da devreye girerse; bunlar denizin kendi kendini temizleme özelliği ile birleşince İç Körfez temizlenebilir ve yüzülebilir hale gelebilir.
Şimdi görüyorum ki bu kısmen doğru olmakla beraber eksik bir yaklaşımmış. Çünkü, İç Körfez’de sirkülasyon çok az gerçekleştiği için sirkülasyon ve navigasyon kanalı şartmış (Zaten -DTO ve Aziz Kocaoğlu’nun açıklamalarına da bakılırsa- bunun 2018’de ÇED raporu mutabakatla alınmış)… Bayraklı önlerindeki çamur birikintisi ve bunun getirdiği sığlaşma söz konusu; bu birikintiyi oradan çıkarmak gerekiyormuş… Derelerin (beton kaplı zemininin doğal hale getirilerek) kontrolü etkin şekilde sürmeli. Yağmur suyu-pis su ayrıştırma projesine hız verilerek en kısa sürede tamamlanmalı. Çiğli’deki arıtma tesisinin 4. fazı hızla bitirilmeli, 5. faz için de süratle ihaleye çıkılması öngörülüyor. En önemli adımlardan birisi de Uşak ve Manisa’dan süzülüp Körfez’e dökülen Gediz nehrinden gelen sanayi atıklarının önlenmesi. Bu da nehre atıkların son bulması anlamına geliyor. Bunun için ilgili bakanlıkların süratle pozisyon alması gerekiyor. İzmir Büyükşehir ile söz konusu bakanlıkların işbirliği şart. Birçok konuda yetki bakanlıklarda. İç Körfez’in temizliği öncelik ise, 4,5 milyonluk kentin 3 milyonu Körfez’in etrafında yaşıyorsa konu büyük önem taşıyor.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay’ın bilgilendirme toplantısından altını çizdiğim önemli paragraflar şunlar:
● Tugay: “Bu sorunu her türlü siyasetin üzerinde görüyorum”
“Neticede uzun yıllardır körfeze hepimiz, İzmir’de yaşayanlar, sanayi ve endüstri kuruluşları atık atıyor ve maalesef iş son noktasına gelmiş gözüküyor. Bununla yüzleşerek çözüm için ortak çaba içinde olmalıyız. Yaşadığımız renk değişikliği ve balık ölümlerinden sorumlu olan şey ‘plankton’ denilen bir mikroorganizma türünün denizde aniden patlama şeklinde çoğalmasıyla ortaya çıktığını düşünüyoruz. Mikro algler ilk defa geçen yıl körfezde saptanmış, bu sene ikincisini yaşıyoruz. Normalde denizlerimizin türleri değil, daha sonradan türemişler ve muhtemelen gemilerle taşınma sonrasında iklim değişikliğinden yararlanarak çoğalıyorlar ve körfezimizde baskın bir tür haline geliyorlar.”
“2000-2018 arası Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü’yle, 2020-24 arası sözleşmemizle de TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi’yle ortak çalışıyoruz. Körfezin suyunu takip etmek için 68 farklı noktadan 3 ayda bir yüzeyden ve derinden ölçüm için su örneği alınıyor ve bunlar raporlandırıyor, bilimsel verilerle takip ediliyor. Bilimsel verilere baktığımız zaman objektif şekilde problemin ne zaman olduğunu, ne zaman yoğunlaştığını görüyoruz. Bu sorunu her türlü siyasetin üzerinde görüyorum. Belediye başkanı olarak çok üzüldüğüm çevre felaketi sonrasında siyasi kimliğimden sıyrılmam gerektiğini, yapabileceğimiz tüm kurumlarla işbirliği yapıp sorunu çözmemiz gerektiğini düşündüm. Önce İzmir’deki, sonra Türkiye’deki kişi ve kurumlardan bekliyorum. Sorunumuz büyük ve ağır. Çözüm için hep beraber çalışmaktan başka çaremiz yok”
● Limanlarda arıtma tesisi gerekiyor
“Herkesin endişelendiği arıtma tesisleri var. İZSU’nun Sasalı ve Narlıdere’deki arıtma tesisi bakanlık tarafınca sürekli ve düzenli olarak kontrol ediliyor. Elimizdeki bilgilere göre, tesislerden kaynaklanan bir anormal durum yok. Göreve geldikten sonra, son 5 ayda bir anormallik yaşamadık. İkinci görülen sorun, dereler. Yağışlı dönemlerde artmakla birlikte yılın tüm aylarında evsel ve endüstriyel atıkların, Menemen bölgesinde tarımsal atıkların dereler yoluyla körfeze aktığını biliyoruz. Üçüncü görülen sorun, liman ve tersane. Liman ve tersane körfezi kirleten yapılar arasında. Bunlar özel tesisler ancak limana gelen yük gemilerinin körfezde ağır bir kirlenmeye ve mikro alglerin taşınmasına neden olduğunu biliyoruz. Başka limanlardan alınan atık suların geldiği limanda rastgele boşaltılmaması için arıtma tesisi olması lazım. Bu zorunluluk, ne yazık ki böyle bir tesisi yok. Bu tesisi yapma zorunluluğu liman işletmesine ait.”
● Yetki ve yaptırım sorumluluğu bakanlıklarda
“2000 yılında yapılan kanunlar ve yönetmeliklerden sonra denizler ile iç sularda yetki ve yaptırım sıralamasında birinci derecede sorumluluk Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve üçüncü derecede ise Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın. Belediye ve diğer kurumlara bir icraat yetkisi verilmiyor. Bunları sorumluluğu başka kurumlara yıkmak için söylemiyorum. Bu olayda İZSU ekipleri bu soruna müdahale etmiş olsalar da gerçekte yetkileri yok. İç körfezde toksik içeriği olan milyonlarca ton çamur birikmiş durumda. Bu çamuru almak istesek belediyenin 50 bin metreküpe kadar yetkisi var. Körfezde su akımını yönetecek yetki tamamen bakanlığa ait. Organize ve münferit sanayi atıklarını arıtan tesislerin problemleriyle ilgili olarak tüm yetki Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ait. Gözlem dışında hiçbir yetkiye sahip değiliz. Bir diğer sorun da Gediz Nehri. Gediz Nehri, atıkları körfezin ağzına boşaltıyor.
● Üzerimize düşeni yapmak için hazırlıklar tamam
“Kasım ayında çıkacağımız ihale ile 3 ayrı bölgede yağmur suyu ve kirli atık su ayrıştırma altyapı çalışması yapacağız. Hazırlıklarımız neredeyse tamam. Şu anda yapımı devam eden 4. Faz Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin çalışması, Güneybatı Atıksu Arıtma Tesisi’nin kapasite artışını sağlayacak çalışma, Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi Çürütme ve Kurutma Tesisi, Konak Çınarlı Yağmursuyu Ayrıştırma tesisi için çalışmalarını sürdürüyoruz. 4. Faz Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin yapımı hala devam ediyor. Önümüzdeki nisan ayında yapımı bitip, devreye girecek. 5 milyar 550 milyon liralık yatırımı önümüzdeki 18 ay içinde yapacak şekilde planladık. Hazine ve Maliye Bakanlığı’ndan onay bekliyoruz. En kısa zamanda ise Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi’nin 5’inci fazını yapacağız.”
● Sirkülasyon ve navigosyon kanalı
“Sirkülasyon ve navigasyon kanalından bahsedildi. Geçen 5 yıllık süreçte bu konuyla ilgili bir çalışma olmadı. Bu çalışmayı yapmakla yükümlü olan kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi değil. İç ve orta körfezimiz maalesef suyun çok hareketsiz olduğu, akımın neredeyse hiç olmadığı yerler. O yüzden kendini temizleyemiyor. Kendini temizlemesi için derelerden de taze su akışının olmadığını düşünürsek, bu tür bir kanala ihtiyacımız olduğu kesin. Bu 2 kanalın yapımı çok yüksek maliyetli ve teknik olarak da zor. Ancak, Kocaeli’de yaptığı gibi Bakanlığımızın bu konuda sorumluluk almasını bekliyoruz. Her türlü işbirliğine açık olduğumuzu tekrar söylemek isterim. 3 bakanlığın mutlaka sorumlulukları çerçevesinde üzerine düşeni yapması gerekiyor.”
● Bilim Kurulu
“2002 yılında kanalizasyon, kirli su altyapısı yapılırken, nüfusumuzun önümüzdeki yıllara dair projeksiyon hesaplarına bakıldığında, şu anda geldiğimiz duruma geleceğimizi kimse hesaplayamamıştı. Bizler 4,5 milyon nüfusuz ve 3 milyon nüfus körfezin çevresinde, metropol alanda yaşıyor. İzmir’in nüfusuna 2000 yılından bugüne baktığımız zaman yaklaşık 1,2 milyon ilave nüfus geldiğini söyleyebiliriz. Bu nüfusun en az 1 milyonu körfezin çevresinde yaşamaya başladı. Şehrimizin bazı bölgelerinde çok yoğun yapılaşmanın devam ettiğini sizler de biliyorsunuz. Ancak bu yoğun yapılaşmayı kaldıracak altyapının olmadığını yine hepimiz görmek zorundayız. Körfezle ilgili durumu en detaylı yönleriyle takip etmek için bir bilim kurulu oluşturacağız. İzmir Büyükşehir Belediyesi kaynaklarının önemli bir kısmını altyapı için körfez için kullanacak. “
● “Çok daha temiz bir Körfez’i İzmirlilere bırakacağım”
“İzmir Körfezi’ni tüm toplumla beraber kurtaracağız. Bunun için insanların körfezi kirletmemek adına azami dikkat içinde olmasını bekliyoruz. Yetkilerimiz çerçevesinde hata yapan tüm kişi ve kurumları hem afişe edeceğiz hem de yetkimiz çerçevesinde cezalandıracağız. Bu konuda çok kesin bir irade koyacağımızı herkes bilsin.”
“İZSU Genel Müdürümüzle beraber planladığımız yeni bir Körfez Master Planı, Kanal Master Planı ve bir de deniz suyu ile ilgili bir altyapı master planı yapılacak. Geçmişle kavga etmenin hiçbir faydası yok. Daha öncesini değil bundan sonraki dönemde ne yapacağımızı düşünmemizin daha önemli olduğunu düşünüyorum. 5 yılın sonunda körfezimiz bugünden çok daha iyi olacak. Her ne olursa olsun gereğini yapacağız. Ben size körfezde yüzmeyi vaad edemem ama bugüne oranla çok daha temiz bir körfezi, İzmirlilere bırakacağımı vaad edebilirim.”