Çarşamba, Eylül 18, 2024

İzmir’de geçen hafta

İzmir’de geride kalan haftada önemli gelişmeler yaşandı. O gelişmeler iç içe yaşandı üstelik. O gelişmelere yakından mercek tutalım…

● Zafer Haftası, 9 Eylül ve 93. İEF
26 Ağustos’ta BMM Orduları Başkomutanı Mustafa Kemal Paşa’nın emriyle başlayan Büyük Taarruz’un yıldönümünü, 30 Ağustos’ta da Dumlupınar Başkomutanlık meydan Muharebesi’nin yıldönümünü idrak ettik. Peşinden de 9 Eylül’de İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıldönümünü.

Bu arada 30 Ağustos’ta CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in de katılımı ile açılış yapılan ve iki gün uzatılan 93. İEF, 9 Eylül’de akşam fener alayı, sonrasında da Haluk Levent Konseri ile kapandı. 9 Eylül sabahı sabah Basmane’de başlayan ve Cumhuriyet Meydanı’nda noktalanan geleneksel yürüyüşte, akşamki fener alayında olmak da onurdu. Bu arada 9 Eylül akşamı Göztepe Gürsel Aksel Stadı’nda oynanan, millilerimizin 3-1 üstünlüğüyle sonuçlanan ve Kerem’in hat-trick yaptığı Türkiye-İzlanda maçında tribünleri dolduran 20 bin İzmirli Türkiye aşığının maç boyunca yaptığı “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz”, “Ne mutlu Türküm Diyene” gibi sloganlar, İzmir Marşı, mezuniyetlerini kutlayan teğmenlere de Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da bir gönderme niteliğindeydi.

İlk fuarını yaşayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, bu yıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin onur konuğu olduğu fuarı gelecek yıllarda daha da uzatacak adımları atacağını belirtti. Fuarın uluslararası önde gelen aktörü ise bu yıl Küba idi. İzmir-Küba arasındaki ilişkiler tazelendi. İZFAŞ Genel Müdürü Canan Karaosmanoğlu Alıcı ve arkadaşları da özveri ile bir İEF’yi daha geride bıraktı. Tabii bütün İzBB ekibi de onlara azami dstek oldu. Yalnız İzmir’in iş insanlarına ve kuruluşlarına bir eleştirim var; fuarı yıllardır başta Folkart olmak üzere Migros ve Vestel sponse ediyor. Bu yıl AVEC de var. Peki İzmir’in endüstri ve sanayi kuruluşları, iş insanları nerede? Atatürk ve İnönü’den miras olan Türkiye’nin ve İzmir’in bu önemli öncü fuarına neden sponsor olmazlar? İZTO, EBSO, Borsa bari kurumsal olarak destek olsa… İzmir’in üniversitelerini de, sivil toplumunu da (odalar, önemli vakıflar ve kentsel dernekler…) göremedim fuarda? Tabii fuarın “enternasyonal” olması için de bu boyutunun geliştirilmesi şart. Umuyorum ki her yıl üzerine koyacak İEF.

● İmamoğlu rüzgarı
Bu arada, önceki günkü halk açılışından sonra 31 Ağustos’ta da Kültürpark’taki Açıkhava’da ikinci bir açılış cereyan etti. Bu programa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Ticaret Bakan Yardımcısı ve onur konuğu İstanbul Büyükşehir ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da katılarak birer konuşma da yaptılar. Dr. Tugay ve İmamoğlu’nun yapıcı konuşmaları takdir topladı. İmamoğlu’na büyük tezahürat yapılırken ve Açıkhava alkıştan inlerken Yılmaz ve AK Partili milletvekilleri de bu tabloya tanıklık ettiler. Kuşkusuz verili koşullarda İmamoğlu CHP’nin, muhalefetin “doğal cumhurbaşkanı adayı” ve ona dönük teveccüh iktidarın uykularını kaçırıyor. O yüzdendir ki ne yapsak da yargıyı alet ederek sapa yollara başvursak diye kıvranıp duruyorlar. Bu program öncesinde Dr. Tugay ve İmamoğlu iki kent arasındaki teknoloji işbirliği için bir protokol imzaladılar. Daha Beylükdüzü CHP ilçe başkanı iken 12 yıldır tanıştığımız İmamoğlu ile bir kez daha İzmir’de tokalaşmaktan, konuşmaktan mutlu oldum. Büyük fotoğraf şu: İstanbul-İzmir yakınlaşıyor.

● Skandalın Ağababası!
24’üncü Özel Harekat Yetenekli Seferi Deniz Piyade Birimi’ni taşıyan Amerikan amfibik gemisi USS Wasp’ın ne yazık ki ABD yetkililerden öğrendiğimiz TCG Anadolu amfibi gemimiz ile Akdeniz’deki ortak tatbikatı sonrasında tam da Zafer Haftasına denk gelecek şekilde İzmir Limanı’na iktidar tarafından ziyaret toleransı gösterilmesini hayretle izledik, şiddetle kınıyorum.

Bu gibi ziyaretler olabilir, ancak Yunan işgali sırasında Ege ve Akdeniz’deki erketelik yapan ABD ve İngiliz savaş gemileri söz konusu iken özellikle Zafer Haftası’nda bu ziyaretin iktidar tarafından tolere edilmesi asla kabul edilemez. Ki, 1-5 Eylül tarihleri arasındaki ziyaret aynı zamanda 4 Eylül Sivas Kongresi’nin 105. yıldönümüne denk getirilmiştir. Sivas’ta ABD mandayı ileri sürmüş, Kongre Başkanı Mustafa Kemal Paşa ve delegasyonunun tercihi ise “Ya İstiklal Ya Ölüm!” olmuştur.

USS Wasp’ın ziyareti diplomatik, askeri ve ulusal gurur ve moral açısından tam bir skandaldır. Kendi kalemize gol atmak diye buna denir. Düşünün; İsrail’in korunması doğrultusunda Doğu Akdeniz’deki misyonu için dolaşan savaş gemisini siz tutup nerede ve hangi momentumda misafir ediyorsunuz? 30 Ağustos için sosyal medyasında attığı mesajda Atatürk’ü anmaktan imtina eden bir Dışişleri Bakanı’na da bu yakışıyor demek ki…

● Bakan Kurum’un şark kurnazlığı
Geçen hafta Amerikan amfibik savaş gemisinin 5 Eylül’de Alsancak Limanı’ndan ayrıldığı gün Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum (İmamoğlu karşısında İstanbul yerel seçiminde yere serilen, meclis çoğunluğu ile ilçe belediyelerinin de üçte ikisi de CHP’ye geçerken AK Parti adayı olan zat) Körfez’deki kirlilik ve balık ölümleriyle ilgili ‘cıvık’ bir basın toplantısı yaptı. ‘Cıvık’ diyorum, çünkü o sırada AK Partili İzmir Milletvekili Çankırı’nın doğum günü de kutlandı pasta seremonisi ile!.. Kurum aynı gün İktisat Kongresi binasında konuyla ilgili bir toplantı da düzenledi. Fakat öyle bir gün seçmişti ki, o gün İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Tugay’ın üzerindeki başka bir önemli görevden dolayı yurtdışında toplantısı vardı ve o toplantının tarihi AK Partililer tarafından haftalar öncesinden biliniyordu. Buna karşın Kurum tezvirat yaparak (Üstelik toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Levent Yıldır’ın katıldığını da yok sayarak) Dr. Tugay’ı toplantının olduğu gün izmir’de olmamakla suçlayınca Dr. Tugay da kamuoyuna kısaltarak aktaracağım şu açıklamayı yaptı:
“İzmir Körfezi’ndeki kirlilik hepimizin problemidir. Kolektif bir çalışma ile düzeltilebilir. Ancak 22 yıldır bütün kuvvet ve kudreti kendinde toplamış bir iktidarın Çevre ve Şehircilikten sorumlu Sayın Bakanı, İzmir Körfezi’nin kıyısında bir muhalefet partisi il başkanı gibi basın toplantısı yaparak, yerel yönetimlerimizi hedef göstermektedir.

Şehirlerin hayati sorunlarını çözmek için uğraşan Cumhuriyet Halk Partisi belediyelerine devlet bankalarından kuruş krediyi çok gören, uluslararası finans kurumlarından aldığımız kredileri onaylamayan iktidarı temsilen icradan sorumlu Çevre ve Şehircilik Bakanımız, yaptığı basın toplantısıyla yurttaşlarımızı maalesef yanlış bilgilendirmektedir.

Herkes şundan emin olsun, biz başta Körfez sorunu olmak üzere kentimizin bütün büyük sorunlarını çözmek için başta sayın bakanımız dahil olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla ‘ben bu işe paydaşım’ diyen herkesle işbirliği yapmaya hazırız. Ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı gayet iyi biliyoruz, yol haritamız ve planlarımız hazırdır. Yeter ki Sayın Cumhurbaşkanımız dahil olmak üzere Sayın Bakanımız ve ilgili kurumlar bize gerçekten yürekten destek versinler, yeter ki bu meseleyi yalnızca İzmir’in değil aynı zamanda Türkiye’nin acil meselelerinden birisi olarak görsünler. Gelin birbirimizi suçlamaktan mağduriyetler üzerinden kutuplaşma siyaseti yapmaktan vazgeçelim.

Bu ülke bizden hizmet, bu ülke bizden feraset, bu ülke bizden sonuç bekliyor. Haydi yapalım.”

● Dilruba
Dilruba Kayserilioğlu’na tutulan mikrofonda ettiği maksadını aşan sözlerden sonra tutuklanması hukuk garabeti idi. Abesle iştigaldi. Kendisi de salıverilmeden hemen önce cezaevinde kendisini ziyaret eden CHP Genel başkanı Özel de sözlerinin maksadını aştığı konusunda açıklama yapmışlardı. Nitekim bir gece yarısı tuhaf bir şekilde ceza verir gibi salıverildi Şakran Ceza ve Tutukevi’nden! Fakat o da ne?.. Sen misin 93. İEF’nin açılışında iade-i ziyaret kabilinden gelip Özel’in yanında oturan! Bu kez Dilruba hakkında çok yersiz ve dayanaksız şekilde ‘cumhurbaşkanına hakaretten’ soruşturma başlatılıyor adli makamlarca!.. Hukuku bu kadar eğip bükmeyin beyler! Hukuk, gün gelir herkese lazım olabilir. Adaletten ayrılmak bir yönetime kar yazmaz, zarar yazar. Bu da herkesin kulağına küpe olsun.

Muzaffer Ayhan Kara

Diğer Yazarlar