Yapay zeka ve robot teknolojisi, gelişmiş ekonomilere sunulan finans arzına tempo uyduramayan gelişmiş bölgeler toplum yapılarında emekli, yaşlı ve gerileyen nüfus, bilhassa artan göç baskısı ikilemindeki Avrupa’da tüketim adına gelecek için bir umut vaadi olarak görülemiyor.
Gelişmiş ülkeler nüfuslarının tüketime meyli coğrafi ve sosyal yapılarına göre değişiklikler gösteriyor. AB, Japonya örnekleri bu konuda ABD’den farklı, onlar için (küresel kapitalizm)in 2008 krizini sadece ‘parasal tedbirlerle’ aşma deneyinin artık sonuç vermemesi, tüketimi hep aynı nüfusun yapıyor olması, hem emek hem de para arzının aynı fasit dairede dönmesi ile neticeleniyor.
Gelişmekte olan ekonomilerde ise benzer nitelikteki ekalliyet nüfus dışında kalan orta kesim kitleler içinse paranın kamusal idareler yerine bireye borç servisi eşliğinde günlük yaşam akışlarında bitmez tükenmez kriz dalgalarının yıpratan etkisinde tehditkar süreçler geçerli. Geri kalan çok büyük nüfus ise zaten bunların dışındadır.
Harp Tarihinde, savaşların yaz boz nitelikleri ile geçen zamanları içerisinde savaşlar sonrası ortaya çıkan her yeni düzene nüfuz eden sosyal yardım ve katkıların bilhassa ekonomi ile ilgili taraflarını ‘kaba düzen’ e karşı yeni kurucu yapılandırmalarla çeşitlenerek dengelediği görülür.
Kültürel kavramlar kabul edilmelidir ki geçmişteki mücadelelerin ağdalı mağdurları olan fakat sonradan yön değiştirme arayışlarında büyüyen coğrafyalarda yer bulan fakat kendilerini de üstün medeniyetin varisleri olarak gören Batı’ya havi algı araçlarıdır.
Aynı kaynakların ister savaş isterse finans yolu ile asırlar boyu sürdürebilmiş oldukları hakimiyet ikliminin temelinde önce militarist ve tedhiş sonra bilhassa ekonomik asıllı her tür altyapı araçlarının küresel çapta üretim-tüketim mekaniğinde işlerliği olmasa da etkinliği bulunuyor.
İngiliz devlet aklı Şubat 2022’de Ukrayna savaşının tahrik edilmesinde Brexit sonrasında kıt’a Avrupa’sının gelişmeler neticesinde sıkışacağı, Atlantik tarafından da onaylandığı üzere savaşın devamını daha İstanbul’da yapılan Rusya-Ukrayna barış görüşmelerini engelleme mahareti ile gösterdi.
Günümüzde parasal genişleme sürecinde gelişmekte olan ülkelere akan fonların o ülkeleri maddi-manevi tahrip etmiş olması küreselleşme için düşündürücüdür.
Dünya sathında iki büyük savaş ve sonrası soğuk harp döneminin ulus devlet formatında genleşen ekonomik kazanımların tamamının her yeni düzene nüfuz eden sosyal katkılara evrildiğini söylemek imkansızdır.
Ortaya çıkan zenginlik, seçilmiş devlet ve kitlelere maalesef savaş ve siyasetin katkıları ile sağlanmıştır.
Son elli senedir büyük ekonomiler arasında yer alan Almanya ve Japonya savaş esnasında mahvolmuş devletlerdir.
Çin ile sunuma konulan “Kuşak ve Yol” ile Hindistan çıkışlı “Baharat Yolu” projeleri gerçekleşir mi? Şu an Batı yakası türlü nedenler içinde ve kaynıyor. 2. Dünya Savaşından bu yana Soğuk Savaş müddetince önce Avrupa’yı (komünizm ve ABD) ile sonra ABD’ni JFK’den sonra hemen tüm başkanlar döneminde ( tüketim ve demokrasi ) ile eyleyip sonradan Sovyetler’i kızağa çeken projeksiyon, siyaseten küresel çapta Çin ile “kas yapma” ya çabalıyor.
Zedelenen güvenin küresel bağdan dolayı kendini en net ve en çabuk şekilde ekonomide kriz olarak göstermesi kimler için alarm zilleri mahiyetinde ve kanıksanmış model olabilir bilinmese de, mevcut dengelerde kaybedecek birşeyleri olmayanlar için ne “kriz”, ne de “gerilim” mana teşkil etmeyecektir.