Pazartesi, Kasım 25, 2024

Depolamalı enerji santrallerinde risk; yangın ve kimyasallar

Enerji yatırımlarında, sayıları giderek artan Depolamalı Enerji Santralleri güvenlik riskleri açısından diğer santrallerden farklı olarak kimyasallar ve yangın riskleri gündeme taşındı. Securitas Güvenlik Enerji Segment Lideri Ünsal Kütaruk, depolamalı enerji santrallerinde, diğer santrallerden farklı olarak, ana odağın yangın ve kimyasal risklerin olması gerektiğine dikkat çekti. Özellikle bu santrallerde kullanılan lityum-iyon bataryaların termal kaçak riski nedeniyle yangınların hızla yayılabileceği durumlar için otomatik yangın bastırma sistemlerinin hayati önem taşıdığını belirten Kütaruk, sel, fırtına gibi doğal afetler enerji depolama sistemlerine ağır zararlar verebileceğinin altını çizdi. 


“Batarya teknolojilerinde en önemli güvenlik riski yangındır”

Hızlı müdahale planları geliştirmek amacıyla acil durum planları ve afet hazırlıkları yapmanın kritik önem taşıdığı santrallerde yüksek elektrik bulunduğu için özellikle yıldırımdan korunma yöntemleri gerekiyor. Depolamalı enerji santralleri özelindeki güvenlik çözümlerinin risklerini değerlendiren Kütaruk,“Depolamalı santrallerdeki risk faktörleri diğer santrallerden oldukça farklıdır. Mevcut santrallerde odak izinsiz giriş ve hırsızlıkken, bu kez odağa yangın ve kimyasal riskleri eklememiz gerekiyor. Çünkü batarya teknolojilerinde en önemli güvenlik riski yangındır. Lityum-iyon tipi bataryalar için bu risk oldukça düşük olsa da oluşabilecek teknik problemler ciddi sonuçlara yol açabilir. Kimyasal riskler de benzer ölçüde önemlidir. Bataryanın yapısında yer alan kimyasallar olası sızıntılarda hem iş sağlığı ve güvenliği (İSG) hem de çevresel tehditler oluşturabilir. Tabii bu teknik risklerin yanında fiziksel riskler de mevcuttur. Dışarıdan gelebilecek izinsiz girişlerin ve sabotaj risklerinin erken tespiti ve bertaraf edilmesi oldukça önemli” dedi.


“Müdahaleler akıllı teknolojilerle yapılmalı”

Riskleri sıfırlamak mümkün olmasa da en düşük seviyelere çekebilmenin, alınacak önlemler, çözümler ve acil durum eylem planları ile mümkün olduğuna dikkat çeken Kütaruk, “Sonuçları önemli ve ciddi sorunlara yol açabilecek bu yeni sistemler için çözümleri de doğru belirlemek gerekiyor. Olası ısı yükselmelerinde veya farklı teknik problemlerde sistemin otomatik durması, anlık alarm mekanizmalarının olduğu ileri teknolojili sistemlerin kullanılması önem taşıyor. Fiziksel olarak çevre kontrolü ile dışarıdan gelebilecek müdahaleleri tespit eden akıllı teknolojilerle bu müdahaleleri bertaraf etmek ve olayları yönetmek için uzaktan izleme çözümleri kullanılmalıdır. Olası bir risk veya olay anında santralde ne yapılacağını bilmek, kötü sonuçların engellenmesinde önemli rol oynayacaktır” diye konuştu.

Fiziksel önlemlerin yanı sıra kullanılacak teknolojiler, yangın risklerinde devreye girebilecek sistem ve hizmetler, bu riskleri yönetecek uzaktan izleme çözümleri ile sahadaki güvenlik görevlileri ve saha çalışanlarının entegre çalışması, anlık olarak birbirine bağlı yönetilmesi fark yaratan güvenlik çözümleri olarak ortaya çıkarken güvenlik risklerini minimize etmede yatırımcıya çok yönlü avantaj sağlıyor.

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM