Cuma, Ekim 18, 2024

Aranan Yol

Mevcut bir bütün içinde farklılıklarının kitleler için geleceğe doğru azalan biçimde seyrettiği yaklaşımlar, ‘tüketim’ modellerinin benzerliliği üzerinden test edilebilir. 

Gıda, sağlık hizmetleri vb. gibi tüm insanlığı kapsayan ortak ihtiyaçların yanı sıra coğrafi, sosyal ve siyasi avantajların ‘yaşam standardı’ üzerinden kitleleri dünya üzerinde bir tür türdeşleştirmeye doğru ittiği de söylenebilir.

1850-1950 periyodu, ‘üretim-tüketim’ ikilisinin mahalli ve kadim ihtiyaçlar kaynaklı sıfatından ayrıştırılıp, emek de dahil olmak üzere ticari metaya ve fayda saikine esas olacak biçimde cisimlendirme, toptanlaştırma denemeleridir. 

Kapital ve İdari tanzim dünya coğrafyasında bir bütün olarak insan hayatının o zamana kadar geçmiş alışkanlıklardan farklı bir yerlere seyrini, yeni yaşam biçimlerinde telkin ve teşvik ile kanalize ediyordu. 

Kırsal alanlardan kentlere göçler, büyük ailelerden çekirdek ailelere, tarımdan sanayi’e, tasarruftan çok yönlü harcama ve borçlanmaya vb.araçlar ile ‘Amerikan rüyası’ ve coğrafyalara serpiştirilmiş muhtelif ‘model kitleler’ desteğinde yürütüldü.

O asırlık periyodun insanlık için ne manaya geldiğini en iyi tasvir eden aforizma, üzerinde güneşin batmadığı tabir edilen “demokrasisinde” sarfedilen “Size sadece kan, zahmet, gözyaşı, ter vaat ediyorum” cümlesidir.

1950-2050 periyodunda tüketim ağırlıklı tempo ile beraber önce kamu harcama ve yatırımlarında daha sonra bireylere servis ve hizmet’lerde daha çok ulaşan yeni yaşam standartları parantezi ile yüksek teknolojik ürünler önce üretim giderek tüketim ayağında arz ve finansın rekabetine tanık olunuyor. 

Bir taraftan asırlık kriz dinamiği, diğer taraftan hegemonik sürdürülebilirlik ile sistemi kontrol edebilme keyfiyeti dünya coğrafyasının hemen hemen bütününe yayılan bir ‘kaba kuvvet’, güce dayalı hodri meydan kümeleşmeler, belirsizlikler yumağına dönüşüyor.

Tüketimde geliniyor olan benzeşmeler küresel bir iklimi çağrıştırıyor olsa da, üretimde ve finansta kontrolün teminindeki güçlükler uygun görülen yaşam standatlarının kitlelere intikali konusunda küresel ısınma ve çevre düzenlemeleri eşliğinde insan unsurunu maalesef dışlayarak yol arıyor.

Demir Uzun

Diğer Yazarlar