Perşembe, Aralık 26, 2024

Nakliye trafiğinde daralma %30’u aştı

Lojistik sektörü, Türkiye’nin ve Türk ekonomisinin en dinamik sektörlerinden birisidir ve günde 80 milyon dolara yakın navlun ödemesi yapılıyor. Bu rakam neredeyse Türkiye’nin günlük e- ticaret hacmine yakın. 2024 sonuna yaklaşırken, ocak-ekim döneminde 10 ay boyunca cari sektör kapasite kullanım oranı düşmeye devam ediyor. Bu konuda en temel gösterge ise yurt içi ve yurt dışı nakliye trafiğindeki hissedilir azalma oldu. 2022’de hafta içi günde 400 bine yakın kamyon FTL (tam kamyon) Türkiye’de yük alırken, 2024 Kasım başı itibariyle bu sayı 300 binin altına geriledi. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Tırport kurucu ortağı Dr. Akın Arslan, “Türkiye’de lojistik sektörünün nabzını tutan Tırport Insights verilerine göre, ilk 10 ay içinde kamyonu doğrudan ilgilendiren maliyetlerdeki artış yüzde 50’yi geçmesine rağmen, navlun ilk 10 ayda sadece yüzde 20-25 seviyesinde arttı. Reel kayıp yüzde 30’un üzerindedir” dedi.


“Yakıt maliyeti %52’lerde seyrediyor”

Lojistik firmaları ve bireysel kamyon sahipleri için işin geleceğinin alarm verdiğine işaret eden Dr. Arslan, şunları söyledi: “Avrupa’da navlunun içinde yakıt maliyeti ortalama yüzde 26 seviyesindeyken, Türkiye’de bu oran 2024’te ilk defa yüzde 50’nin üzerine çıktı. Şu anda, navlunun içindeki yakıt maliyeti yüzde 52’lerde seyrediyor. Yani İstanbul’dan Adana’ya giden bir kamyon, aldığı nakliye ücretinin yarısını mazota veriyor. Dönüşte yüksüz gelirse doğrudan zarar ediyor. Bu durum kesinlikle sürdürülebilir değil.”


Lojistik sektöründe vadeler uzadı

Yollarda ticari yük taşıması yapan 550 bine yakın 16 ton ve yukarısı tonaja sahip kamyon/TIR var. Bunların yaklaşık yüzde 85’i şahıslara ait kamyonlar. Büyük lojistik firmaları tarafından günlük yapılan kontratlı FTL taşımların neredeyse yüzde 80’ı, spot pazarlardan günlük olarak tedarik edilen, tek-yön yük verilen kamyon/Tır’lardan oluşuyor. Lojistik sektöründe vadelerin uzadığını ve kamyon sahiplerinin bu süreci fonlamasının imkansız olduğunu anlatan Dr. Arslan, konuşmasına şöyle devam etti:  “Mal sahibi ve üreticiler, bir zamanlar nakliyede 15-30 gün vade ile çalışırken, baskılanan kur ve yüksek faiz nedeniyle vadeler 45-60 güne uzadı. Çeşitli bahanelerle, 7-15 gün geç ödemeler devreye girince, vadeler 2,5 aya kadar sarkabiliyor. Taşımaların ise çoğu, bireysel kamyonlarla yapılıyor ve kamyon sahiplerinin bu süreçleri kendilerinin fonlaması imkansız. Onlara yük veren lojistik firmaları bir şekilde kamyoncuları fonlamak, navlun ödemelerini önden yapmak zorunda kalıyor. Günde 1 milyon TL navlun ödemesi yapan, 60 gün vade ile çalışan ortalama bir lojistik firması, 75 milyon TL işletme sermayesi kullanamazsa operasyonunu çeviremiyor. Bu operasyon için 8 milyon TL üzeri faiz maliyeti ile karşı karşıya kalıyor. Çünkü kamyoncuya ödemeyi peşin yapsa da, faturaya dönüştürmesi asgari 7-10 gün, çek alabilmesi 3-4 haftayı buluyor.  Banka ve faktoring firmalarında yeterli kredibiliteleri ve hazır teminatları olmayan firmalar, aylık yüzde 6’nın üzerinde finansman maliyetleri ile karşı karşıyadır. 2025’e girerken doğrudan zararına çalışan yüzlerce lojistik firması var. Birçok firma, ekonomik krizi, nakit akış gücünü kullanıp borçla takla artırarak sorunlu süreci geçirmeye çalışıyorlar. 2025, lojistikçiler için çok zor bir yıl olacak” diye konuştu. 

İLGİLİ HABERLER

GÜNDEM